1. Hukuk Dairesi 2015/10937 E. , 2015/11240 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA 5. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2015
NUMARASI : 2014/1193-2015/547
Taraflar arasında görülen tespit davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi .... "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çekişme konusu taşınmazların tapu kayıt maliki ile davacı mirasbırakanının aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki; davacının mirasbırakanı N. K. "in nüfusa kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı ise anne, baba ve kardeşlerini gösterir şekilde nüfus kayıtları getirtilmesi, nüfus müdürlüğünden, kayıt maliki ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığının sorulması, davacının T.C Vatandaşı olup olmadığı değilse MÖHUK 48.madde uyarınca teminat gerekip gerekmediğinin tespiti ile dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle ) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) eksiksiz olarak, Tapu Müdürlüğünden temin edilerek dosya arasına alınmasıyukarıdaki ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.