22. Hukuk Dairesi 2018/15952 E. , 2018/27839 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili işçinin davalıya ait işyerinde kayden alt işveren şirket işçisi olarak çalıştığını, asıl işveren - alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğunu, müvekkilinin ... işçisi sayılması gerektiğini, iş sözleşmesinin işverence geçerli veya haklı sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, müvekkilinin işe iadesine ve kanuni haklarına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının hizmet alım sözleşmelerinin tarafı olan yüklenici şirketlerin işçisi olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, yapılan hizmet alım sözleşmelerinin kanuna uygun olduğunu, muvazaalı olmadığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı vekili de cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, Dairemizin 2016/19315 esas – 2016/23677 karar sayılı 20.10.2016 tarihli bozma ilamına uyarak yapılan yargılama sonucunda davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığının kabulü ile davacının davalı ..."ndeki işine iadesine, diğer davalı ... Ltd. Şti." ye karşı açılan davanın reddine karar verilmiştir
Temyiz Başvurusu :
Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, asıl işveren - alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı veya muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin altıncı fıkrasında asıl işveren - alt işveren ilişkisi; “bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişki” olarak tanımlanmış; aynı maddenin yedinci fıkrasında “asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez” kuralına yer verilmiştir.
Asıl işveren - alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için iki işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi halinde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirme” unsurunun gerçekleşmiş olması gerekir. Bundan başka ilişki muvazaaya dayanmamalıdır. Aksi halde alt işveren işçisi başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görecektir.
Davalılar arasında yapılan sözleşe tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 4. maddesi uyarınca, davalının yapacağı hizmetlerin başkasından satın alınması da mümkündür. Sözü edilen düzenleme ile asıl işin tamamı ya da bir kısmı 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinde öngörülen sınırlamalara tabi olmaksızın alt işverene verilebilir. Bu durumda sadece 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinin 7. fıkrası ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 19. maddesi çerçevesinde muvazaa denetimi yapılabilir.
Mahkemece daha önce yapılan yargılama sonucunda verilen karar dairemizin 2016/19315 Esas–2016/23677 Karar sayılı 20.10.2016 tarihli bozma ilamında davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı hususunda fesih tarihi itibariyle yürürlükteki hizmet alım sözleşmesi, genel şartname, idari şartname, teknik (özel ve genel) şartnameler, makine, teçhizat ve ekipman listeleri ile sair sözleşme ekleri dosya arasına alınmasının ardından yapılacak titiz inceleme sonucunda fesih tarihi itibariyle yürürlükteki hizmet alım sözleşmesinin, davacının işyerinde yürüttüğü iş açısından,davalılar arasında yapılan sözleşme tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6001 sayılı Kanun"un 4. maddesi göz önünde bulundurularak kanuna uygun yapılıp yapılmadığının belirlenmesi , ayrıca muvazaaya dayalı olup olmadığı değerlendirilmesi ile sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyularak davalılar arasında imzalanan sözleşmeye ait şartname dosya arasına alınmıştır.
Dosya içerisine alınan şartnameye göre davalılar arasında yapılan sözleşmenin konusu” yatay işaretlemeye hazırlık , boya ve cam küreciği nakli -ikmalı - dolumu ,yatay işaretlemenin korunması işleminin ve malzeme idareden soğuk yol çizgi boyası ile yaya geçitleri ve yavaşlama uyarı çizgilerinin , seyrek refüj taramalarının , standart ok ve yazıların , standart çift okların çizilmesi işlerinin yerine getirilmesinde uygulanacak teknik hususlar” olarak belirtildiği anlaşılmıştır.
Davalılar arasında yapılan sözleşmeye ait teknik şartnamede belirtilen iş tanımı ile sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6001 sayılı Kanunun 4. maddesi, 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinin 7. fıkrası ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 19. maddesi çerçevesinde yapılan değerlendirme sonucunda; davalılar arasındaki ilişkinin, şartnamede bahsi geçen iş tanımınındaki işlerin 6001 sayılı kanunun 4/1-c de belirtildiği üzere davalı kurum tarafından yerine getirilebileceği gibi alt iş verenler vasıtası ile de yaptırılabileceği anlaşıldığından muvazaaya dayanmadığı anlaşılmaktadır. Bu dururum da davacının işe iade talebi değerlendirilirken davalılar arasındaki ilişkinin asıl iş veren – alt iş veren ilişkisine dayandığı gözetilmeden yazılı şekilde davacının davalı ... Baltaçı Ltd. Şti ye açmış olduğu davanın reddine, davalı ... Genenel Müdürlüğündeki işine iadesine ve işe iadenin yasal sonuçlarından da davalı ... Müdürlüğünün sorumluluğuna hükmedilmesi isabetsiz olmuştur.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının davalı ... Ltd. Şti. iş yerindeki İŞE İADESİNE,
3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin kıdemi dikkate alınarak takdiren 4 aylık ücreti olarak belirlenmesine, davalıların bu miktardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarına,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davalıların bu miktardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarına,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınanı 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 11,60 TL karar ve ilam harcının davalı ... Ltd. Şti. den tahsili ile hazineye irad kaydına, davacı tarafından peşin yatırılan 24,30 TL harcın davalı ... Ltd. Şti. alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 2.180,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 149,20 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.12.2018 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.