20. Hukuk Dairesi 2015/7998 E. , 2016/5399 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 26/05/2014 havale tarihli dava dilekçesinde özetle, ... ilçesi, ... mahallesi 1373 ada 172, ... ilçesi, ... köyü 132 ada 7 ve 11 parsel sayılı taşınmazların müvekkillerinin murisi ... oğlu ..." a ait olduğunu, bu taşınmazlar üzerine isim ve baba adı aynı fakat T.C. kimlik numarası ve diğer bilgileri farklı olan başka bir ..."un borcu nedeniyle ... İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyası üzerinden haciz konulduğunu ve üzerinde iki katlı bina bulunan 1373 ada 172 nolu parselin cebri icra yoluyla 30/04/2012 tarihinde satıldığını, müvekkillerinin satış işleminden tahliye ihtarnamesi gelmesi üzerine haberdar olduklarını, bunun üzerine ... İcra Müdürlüğü ile ... durumu bildirir yazı gönderdiklerini, müvekkillerinin dava konusu olay nedeniyle toplam 6.626,65 TL ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, tüm bu nedenler ile fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davalarının kabulü ile murisin eşi ... için 1.656,66.-TL, oğlu ... için 1.656,66.-TL, bekar kızı ... için 1.656,66.-TL ve evli kızı ... için 1.656,66.-TL maddi, eşi ... için 9.000,00.-TL, oğlu ... için 5.000,00.-TL, bekar kızı ... için 7.000,00.-TL ve evli kızı ... için 5.000,00.-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kamu kurumunun hizmet kusuruna ve kamu görevlisinin görevini yerine getirirken özensiz eylemine dayanılarak istenen tazminat davasının idari yargı merciinde görülmesi gerektiğini, bu nedenle açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın idarenin hizmet kusuruna dayalı olarak açılmış tazminat davası olduğu, uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı mercii olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur." hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin mal varlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücû halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.
Dava konusu olayda, davacılar; murisleri adına tapuda kayıtlı taşınmazlarla ilgili tapuda hatalı olarak yapılan haciz işlemleri ve sonrasında gerçekleşen cebri satış nedeniyle uğramış oldukları maddi zarar yanında manevi zarar için tazminat isteminde bulunmaktadırlar.
Davacıların istemi 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesinden kaynaklanan zarar olduğuna göre; mahkemece, davada adli yargı mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözönünde bulundurularak işin esasına girilip herhangi bir zararın oluşup oluşmadığı ve zararın kapsamı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle yargı yolu nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/05/2016 günü oy birliği ile karar verildi.