20. Hukuk Dairesi 2015/15971 E. , 2016/5395 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı gerçek kişi vekili, davacı adına kayıtlı ... köyü 113 sayılı parselin ormanla ilgisi olmadığı halde tapuda 2/B şerhi bulunduğunu bildirerek şerhin silinmesini; karşı davacı ... ise ... adına tescilini istemişlerdir.
Mahkemece, her iki davanın kısmen kabulüne, 02/02/2007 tarihli raporda (A) harfi ile işaretli 1855.15 m2"lik bölümün tapu kaydında yer alan 2/B şerhinin silinmesine, (B) harfi ile işaretli 904.85 m2"lik bölümün tapusunun iptaliyle orman niteliğiyle ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; ... ve ... ... tarafından hüküm temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23/02/2011 tarih .../... E. - ... K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece gerek yörede 1939 yılında yapılan ilk orman kadastro haritasının uygulanması sonucu, gerekse eski tarihli resmî belgelere göre bir bölümünün orman olduğu belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da, ... ...nin 14.04.2008 tarihli ek temyiz dilekçesinde sözüedilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... E. - .../... K. sayılı dosyasının getirtilip incelenmesinde, ... ... tarafından ... aleyhine aynı taşınmaz hakkında 17.01.1994 günü açılan tapu iptali davası olduğu, yargılama sonunda çekişmeli taşınmazın tamamının 1939 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı belirlenerek tapunun iptaline karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği, çekişmeli taşınmazın orman niteliğiyle ... adına tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır.
O halde; aynı taşınmaz hakkında, orman olduğuna dair daha önce kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğuna göre, ... ..."nun davanın açıldığı tarihte, taşınmazın hukuken maliki olmadığı, tapu kaydındaki şerhin silinmesi için dava açmaya aktif dava ehliyetinin de bulunmadığı, aynı şekilde ...nin zaten taşınmaza malik olması sebebiyle, tapu iptali davası açmakta hukukî yararının olmadığı kabul edilerek, HUMK"nın 237. maddesinde düzenlenen kesin hüküm kuralları da gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacının davasının reddine, dava konusu parselin orman niteliği yazılmak suretiyle ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil ile şerhin silinmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1939 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 1985 yılında 2896 sayılı Kanuna göre yapılarak dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1968 yılında yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak davanın reddi yolunda hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece, tapuda kayıtlı olduğu halde mükerrer kayıt oluşturacak şekilde dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “Dava konusu parselin orman niteliği yazılmak suretiyle davalı-karşı davacı ... adına kayıt ve tesciline” cümlesinin hükümden çıkartılmasına ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/05/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.