Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2012/23045 Esas 2014/8525 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2012/23045
Karar No: 2014/8525
Karar Tarihi: 05.05.2014

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2012/23045 Esas 2014/8525 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından hüküm giyen sanığın temyiz itirazlarını değerlendirdi. Nitelikli dolandırıcılık suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle sanığa yüklenen suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının gerçekleştiği sonucuna vararak, hükmün BOZULMASINA karar verdi. Ancak bu hususun yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, sanık hakkındaki kamu davası gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLDÜ. Resmi belgede sahtecilik suçuna gelince, sanığın sahtecilik kastı ile hareket etmediği tespiti yapılarak, suçtan beraat etmesi gerektiği gözetilmeden hüküm giydiği sonucuna varıldı. Ayrıca, aynı kişiye karşı aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı için, her bir çek için ayrı ayrı mahkumiyet hükmü kurulması da isabetsiz bir karar olarak değerlendirildi ve hükmün BOZULMASINA karar verildi. Kararda geçen kanun maddeleri: 765 sayılı TCK'nun 342/1, 80., 102/4 ve 104/2. maddeleri ile
11. Ceza Dairesi         2012/23045 E.  ,  2014/8525 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : 765 sayılı TCK"nun 342/1, 80. maddeleri uyarınca 2 yıl 4 ay hapis cezası.
    TCK"nun 158/1-f, 43, 52/2-4, 53/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 3.000 TL adli para cezası.

    1- Sanık ve müdafiinin, "nitelikli dolandırıcılık" suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği Ocak 2005 tarihinden, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
    2- Sanık ve müdafiinin, "resmi belgede sahtecilik" suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarına gelince;
    a-Suça konu çekleri sahte olarak düzenlemek suretiyle, aldığı mal karşılığında katılana verdiği iddiasıyla açılan kamu davasında sanığın; keşideci olarak görünen ... adına çek keşide etme yetkisine sahip olduğunu, buna ilişkin vekaletnamesinin de bulunduğunu, keşideci imzalarının kendisi tarafından atıldığı hususunu ..."un da bildiğini, sahtecilik kastının bulunmadığını savunması, duruşmada dinlenen ..."un da; suça konu çeklerden haberinin olduğunu beyan etmesi ve sanığın, temyiz dilekçesi ekinde ... adına çek keşide etme yetkisinin bulunduğuna ilişkin, noterde düzenlenmiş 16.12.2004 tarihli özel vekaletname sureti sunması karşısında, söz konusu özel vekaletnamenin aslının ilgili noterden istenerek, doğruluğunun tespiti halinde, savunması ve
    tanık ..."in beyanı da dikkate alındığında, vekaletnamedeki yetkisine dayanarak çek keşide eden sanığın, sahtecilik kastı ile hareket etmediğinden yüklenen "resmi belgede sahtecilik" suçundan beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde mahkumiyet hükmü tesisi,
    b-Kabule ve uygulamaya göre de;
    5237 sayılı TCK"nun 43. maddesinde, 765 sayılı TCK"nun 80. maddesinden farklı olarak "değişik zamanlarda" denildiğinden, aynı kişiye karşı aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle, suça konu çeklerin aynı anda mı yoksa değişik tarihlerde mi verildiği hususunun, katılandan ve sanıktan sorulup kesin olarak tespiti ile, aynı anda verildiğinin belirlenmesi durumunda, 5237 sayılı TCK"nun 43. maddesi kapsamında zincirleme suç koşulları oluşmayacağından, bu Yasa hükümlerine göre yapılacak uygulamanın sanık lehine sonuç doğuracağı gözetilmeden, sanık hakkında 5237 sayılı Yasanın uygulanması durumunda her bir çek için ayrı ayrı mahkumiyet hükmü kurulacağı biçimindeki isabetsiz gerekçe ile yazılı şekilde 765 sayılı TCK hükümlerine göre uygulama yapılması,
    Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.