8. Ceza Dairesi 2017/5651 E. , 2017/14368 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
HÜKÜM : Hükümlülük
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Katılan ....’ye yönelik sahte kredi kartı üretme suçuna ilişkin, TCK.nun 245/2. maddesi uyarınca kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelenmesinde;
Bozmaya uyularak; yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre katılan ... vekilinin teşdiden ceza verilmesi gerektiğine, sanığın ise bir sebebe dayanmayan temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün oyçokluğuyla ONANMASINA,
2- Katılan ... A.Ş.’ye yönelik sahte kredi kartı üretme suçuna ilişkin, TCK.nun 245/2. maddesi uyarınca kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelenmesinde;
Bozmaya uyularak; yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, bir sebebe dayanmayan temyiz itirazının reddine, ancak;
CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak nedeniyle sanığın cezasının 1 yıl 15 gün hapis cezası üzerinden infaz olunacağının belirtilmesi ile yetinilmesi gerekirken, sonuç cezanın 1 yıl 15 gün hapis cezası olarak belirlenmesi,
Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümden “bir yıl onbeş gün müddetle hapis cezası ile cezalandırılmasına"" ibaresi çıkarılarak yerine “cezanın infazının 1 yıl 15 gün hapis cezası üzerinden yapılmasına" ibaresinin ilavesi suretiyle hükmün oyçokluğuyla DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3- Katılan ... A.Ş.’ye yönelik sahte kredi kartı kullanma suçuna ilişkin, TCK.nun 245/3. maddesi uyarınca kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelenmesinde;
Bozma uyularak; yapılan yargılamada, sanığın ... kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle katılan bankaya düzenlettirdiği suça konu kredi kartına ilişkin harcama detayları yerine, sanık adına katılan banka tarafından düzenlenen kredi kartına ilişkin harcama detaylarının getirtildiği anlaşılmakla, katılan banka vekilinin 13.11.2009 havale tarihli şikayet dilekçesinde bilgileri yer alan ve şikayetçi ... adına katılan banka tarafından düzenlenen suça kredi kartına ilişkin harcama detayları getirtilerek sonucuna göre sanık hakkında TCK.nun 245/3. ve 43. maddelerinin uygulanıp, uygulanmayacağına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
Sanık ... hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda sanığın Yapı Kredi Bankası ile Finansbank bankalarından sahte kart üretmek suçlarından TCK.nun 245/2, 43, 62, 53. maddeleri gereğince cezalandırılmasına ilişkin hükmün onanmasına yönelik sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki nedenlerle katılma olanağı olmamıştır.
Banka ve kredi kartının tanımı, 5464 sayılı Banka veya Kredi Kartları Kanunu’nun 3 üncü maddesinde yapılmıştır.
Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kartı,
Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını şeklinde, aynı maddenin (g) bendinde kart çıkaran kuruluş olarak da, banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşlar olarak tanımlanmıştır.
5464 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde de kartlı sistem kurma, kart çıkarma, üye işyerleri ile anlaşma yapma, bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma faaliyetleri için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan izin almaları gerektiği ifade edilmiştir.
Aynı Kanunun 37/2 maddesine göre de, kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eklerinde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile mahkum edileceklerdir.
5464 sayılı Kanunun 3, 4 ve diğer maddeleri birlikte değerlendirildiğinde banka veya kredi kartı çıkarmanın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluşunun izin verdiği banka veya kredi kuruluşlarına aittir.
Banka ve kredi kartlarını ancak BDDK’dan izin alan kuruluşlar çıkartabileceklerdir.
TCK.nun 245/2. maddesinde “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden..” şeklinde tanımlanan suçun oluşumu için, sahte oluşturulan kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir.
İlişkilendirmenin Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük karşılığı “ilişkili duruma getirmek” olarak tanımlanmıştır.
Burada önemli olan unsur, karta, başkasının hesap numarasını ve hesap bilgilerini aktararak kartın oluşturulmasıdır.
Maddedeki, üretme, satma, devretme, satın alma, kabul etme şeklindeki seçenek hareketlerde fiilin ticari amaçla yapılmasını ifade etmektedir.
Suçun oluşumu için öncelikle, ilgili kuruluşlarca izin alan banka ve kredi kurumlarınca gerçek veya tüzel kişi adına açılmış bir banka ve kredi kartı hesabı olmalıdır. Daha sonra da bu hesaba ilişkin bilgilerin bir şekilde kopyalanarak kartın üretilmesi ve maddedeki diğer seçenek hareketlerin gerçekleştirilmesi gerekecektir.
Başka bir anlatımla, banka veya kredi kuruluşlarının yetkisinde bulunan banka veya kredi kartının yetkisiz olarak sahte oluşturulmasıdır.
Sahte kimlik ve belgelerle, kart çıkarma yetkisine sahip bankalara başvurup o kişiler adına hesap oluşturulması ve bu hesaptan kart alınıp kullanılması hesapla ilişkilendirme bulunmadığından TCK 245/2 maddesindeki suçu oluşturmayacaktır.
Başkasına ait sahte kimlik veya kimlik bilgileri ile o kişi adına kart çıkarılması halinde, kart, kart çıkarmaya yetkili kuruluş tarafından düzenlenmekte ve doğrudan hiçbir ilişkilendirme olmadan çıkarılmış olması nedeniyle TCK.nun 245/2 maddesinin uygulanma olanağı bulunmayacaktır.
Başkasına ait kimlik bilgileri ve belgeleri ile bankaya başvurup, kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve kredi kartının kullanılması durumunda fiil 5464 sayılı Kanunun 37/2 maddesindeki suçu ve kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi esnasında kullanılan belgelerin özelliğine göre TCK.nun 204, 207 maddelerindeki suçu oluşturacaktır.
Başkasına ait hesapla ilişkilendirme sonucu, hesap sahibinin bilgileri kopyalanmak suretiyle sahte kartın üretilmesinden sonra bu şekilde oluşturulan kart ile yarar sağlanması halinde hem TCK 245/2, hem de TCK 245/3 maddesindeki suç oluşabilecektir.
Somut olayda, sanığın şikayetçi ...’e ait sahte nüfus cüzdanı ile YapıKredi ve Finansbank şubelerine başvurarak kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve şikayetçi adına kredi kartı çıkarılmasını sağlayarak kullanması şeklinde meydana gelen olayda, doğrudan bankaya başvurularak şikayetçi adına hesap açılması ve kredi kartı çıkarılmasında TCK.nun 245/2 maddesi kapsamında kart sahibinin önceden açılan hesabı ile ilişkilendirme sözkonusu olmadığından TCK.nun 245/2 maddesinde tanımı yapılan suçun unsurları oluşmayacağından sanığın beraati yerine mahkumiyetine ilişkin yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmelidir.
Bu itibarla, sanığın TCK.nun 245/2 maddesi uyarınca mahkumiyetine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.18.12.2017