11. Hukuk Dairesi 2015/11821 E. , 2016/8990 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... .... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/.../2014 tarih ve 2014/43-2014/276 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin “....” ve “......” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki 2011/74285 başvuru sayılı “....” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, başvurunun ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığı"na itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak ...... tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu başvurunun müvekkili markaları ile karıştırılma ihtimali bulunacak düzeyde benzer olduğunu ileri sürerek ...... kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; davalı başvuru ile davacı markaları arasında işaretler yönünden işitsel, görsel anlam ve genel izlenim itibariyle yeterince farklılık bulunduğunu, bu nedenle karıştırma ihtimali olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu başvurunun "....." ibaresinden oluştuğu, davacı markalarının ise "....." ve "...." ibarelerinden meydana geldiği ve tescil kapsamlarında gıda ürünlerinin aynı veya aynı tür olarak birebir yer aldığı, ancak karıştırma ihtimalinin mevcut olabilmesi için işaretlerinde en azından bağlantı kurulma ihtimali doğuracak seviyede benzer bulunması gerektiği, gerek davacı markalarının gerekse başvurunun gıda ürünlerinin tamamen farklı niteliklerine gönderme yaptıkları, diğer taraftan yazılış biçimleri itibariyle de başvurudaki M harfinin sözcüğün üzerinde olması ve ayrı okunacak bulunması karşısında telaffuz olarak da başvurunun itiraza dayanak markalardan yeterince farklılaştığı, kavramsal ve işitsel farklılığın genel izlenime etkisinin üst seviyede bulunduğu, kısmi görsel benzerliğin, genel izlenim ve tüketicinin bir bütün olarak işaretleri algılayış biçimine etkisinin oldukça düşük seviyede kaldığı ve bu nedenle de bağlantı kurulması ihtimali dahil karıştırılması ihtimalinden söz edilemeyeceği, öte yandan davacının markalarının yoğun kullanım suretiyle ayırt ediciliğinin yükseldiğinden söz edilemeyeceği ve bu nedenle idari, ticari, ekonomik bağlantı kurulması suretiyle karıştırılma ihtimalinin dahi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, .../.../2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.