8. Hukuk Dairesi 2013/7417 E. , 2014/5097 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sincan 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/11/2012
NUMARASI : 2012/47-2012/92
Y.. U.. ile T. O. Türkiye A.Ş. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Sincan 5. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 15.11.2012 gün ve 47/92 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, dava dilekçesinde özetle; A. ilçesi O. Kasabası 1908 parsel sayılı taşınmazı 140.000 TL bedelle satın aldığını, satış bedelinin banka hesabına yatırdığını, satış bedelini temin için aracını ve hayvanlarını sattığını, satıştan vazgeçildiğini kendisine telefonla bildirildiğini açıklayarak, mağduriyetinin önlenmesini talep etmiştir. Davacı vekili, 23.11.2011 tarihli dilekçesi ile talebini açıklayarak; mutabakat konusu toplam 139.000 TL satış bedelinin mahkemece belirlenecek bir yere tevdii ile davalı adına olan tapu kaydının iptali ile 1908 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tapuya tesciline, bunun mümkün olmaması halinde davalıların sözleşme öncesi kusurundan kaynaklanan müvekkilin zararının şimdilik 10.000 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan alınarak vekil edenine verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı Turyap vekili, cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir.
Davalı, T.O. Türkiye Anonim Şirketi vekili, cevap dilekçesiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı T.O. Türkiye Anonim şirketi hakkında açılan davanın reddine, davalı T. Yapı San. ve Tic. A.Ş. hakkındaki davanın ise pasif husumet yönünden reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali tescil, bunun mümkün olmaması halinde uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, 18.09.2012 tarihli oturumdaki ara kararın bir nolu bendi ile “yargılamanın tapu iptali ve tescil davasına münhasıran yürütülmesine, sözleşme görüşmesinde kusur nedeni ile alacak talepli davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına…” karar verilmiştir.
HMK’nun 111. maddesine göre, “ davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik-ferilik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır.
Mahkeme, davacının asli talebini esastan reddine karar vermedikçe, fer’i talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz.”
Aynı Yasa’nın 30. maddesine göre ise, “Hakim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.”
Davacı, davasında birden fazla talepte bulunuyor ve fakat, asıl talebi kabul edilmediği takdirde yardımcı talebi hakkında karar verilmesini istiyorsa terditli veya kademeli dava söz konusudur. Burada birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş birden çok dava bulunmamaktadır. Terditli davadan davalıya karşı ileri sürülen birden fazla talep arasında bir aslilik-ferilik ilişkisi mevcut bulunmaktadır. Terditli davada, mahkeme öncelikle asıl talebi inceleyecek ve bir kanaate varacaktır. Mahkeme, asıl talebin esastan reddi gerektiği konusunda bir kanaate varmadan, fer’i talebi incelemeye başlayamaz ve hükme bağlayamaz. Görüldüğü gibi burada birbirinden bağımsız iki ayrı talep bulunmamaktadır. Ancak, asıl talep kabul edilmediği takdirde fer’i talep konusunda bir karar verilebilecek tek dava mevcuttur. Bu nedenle de 18.09.2012 tarihli ara kararı ile davanın tefrikine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bu nedenle davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 24.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.