19. Hukuk Dairesi 2018/1961 E. , 2019/4580 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında mal alım-satımına dayalı ticari ilişki olduğunu, davalının satın ve teslim aldığı mallara ilişkin düzenlenen üç adet fatura bedeli ile bir adet çek bedelinin bakiyesi olan 1.000,00 TL’yi ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının tüm borcunu ödediğini, takibe konu 938,10 TL bedelli faturanın ve 1.000,00 TL olarak talep edilen tutarın ödendiğine dair ibranameler düzenlendiğini, takibe konu 23.600,00 TL bedelli faturanın aynı miktarlı çekle ödendiğini, 17.641,00 TL bedelli faturanın ise kapalı fatura olduğunu belirterek, davanın reddini ve davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, tarafların ticari defterlerinin lehe delil vasfını haiz olmadığı, davacının düzenlediği faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın savunmasında belirttiği 938,10 TL ve 1.000,00 TL tutarlı ödemeler ile 17.641,00 TL tutarlı kapalı faturaya ilişkin kayıtların taraf defterlerinde yer almadığı, dolayısıyla bu menfi kayıtların davalı aleyhine delil olduğu, bunun yanında 23.600,00 TL tutarlı çeke ilişkin davalı ödemesinin geçerli olduğu, buna göre davacının takip tarihi itibariyle 19.579,10 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 19.579,10 TL asıl alacağa yönelik itirazın iptaline, davalı aleyhine icra inkar tazminatına, şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, Dairemizin 2015/17866 esas ve 2016/9697 karar sayılı ve 30.05.2016 tarihli kararı ile; "Dava, mal satış faturalarına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı ödeme savunmasında bulunmuştur. Mahkemece davalının sadece 23.600,00 TL bedelli faturaya ilişkin ödeme savunması kabul edilerek kısmen kabul kararı verilmiş ise de, takibe konu 29/06/2010 tarihli 17.641,00 TL bedelli faturanın alt kısmında davacı kaşesi ve imza bulunması nedeniyle mahkemenin de kabulünde olduğu üzere kapalı fatura olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Kapalı faturada karine olarak fatura bedelinin ödenmiş olduğu kabul edilir. Ayrıca davalı tarafından 14/08/2010 tarihli 938,10 TL bedelli faturaya ve 1.000,00 TL çek bakiyesine ilişkin 2 adet ibraname sunulduğu görülmüştür. Mahkemece 29/06/2010 tarihli 17.641,00 TL bedelli fatura ile 2 adet ibranamedeki imzaların davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken sadece davalının ticari defter kayıtları aleyhine delil kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, 23.600 TL tutarlı çekin teslim edildiği davacı şirket çalışanı ...’ın kambiyo senedi alma yetkisinin bulunduğunun davacı tarafça kabul edildiği, çek karşılığının tahsil edildiği taraflar arasında ihtilafsız olduğu, 15.09.2010 tarihli belge ile yapılan 938,10 TL tutarlı ödeme, 05.08.2010 tarihli belgede belirtilen 1.000 TL tutarlı ödeme ve 17.641,00 TL tutarlı kapalı faturadaki imzaların davacı şirket çalışanı ...’a ait olduğu, davacı vekili, ...’ın para tahsil etme ve şirketi temsil/ilzam yetkisinin bulunmadığını beyan ettiğini, ...’ın duruşmadaki anlatımına göre de davalı şirketin üç ortağının bu kişinin yeğeni olması ve bu üç ödemenin davalı kayıtlarında da yer almadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibin 19.579,10 TL üzerinden devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve davacının takipte kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, bozma gereğince tahkikat yapılmış, bu tahkikatta 29/06/2010 tarihli 17.641,00 TL bedelli faturanın kapalı fatura olduğu, bu faturayı düzenleyen ve ayrıca 14/08/2010 tarihli 938,10 TL bedelli faturaya ve 1.000,00 TL çek bakiyesine ilişkin 2 adet ibranamenin davacının sigortalı işçisi tarafından düzenlendiği anlaşılmıştır. Davacı işçisinin bu işlemleri yapmaya yetkili olmadığı bildirilmiş, mahkemece de bu işçinin davacının yetkili temsilcisi olmadığı gerekçesiyle kapalı fatura ve 2 adet ibranameye ilişkin ödeme olmadığını belirterek ilk karar gibi davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece ibranamelere dair yapılan değerlendirme doğru ise de kapalı fatura ile ilgili değerlendirme yanlış olmuştur. Bir tacirin tüzel kişi olması durumunda şirketi temsile yetkili yönetim kurulu başkanı ve şirket müdürü dışında şirket adına iş yapan ticari temsilcisi, ticari vekili ve diğer tüccar yardımcıları fatura düzenlemeye yetkili olabilir. Davacının alacağına dayanak yaptığı, 29/06/2010 tarihli 17.641,00 TL bedelli fatura davacının elinde olup kapalı olarak düzenlenmiştir. Bunu düzenleyen kişi davacının tüccar yardımcısı bile olsa bu fatura davacıyı bağlar. Ayrıca davacı bu faturayı kendi ticari defterlerine de kaydetmiştir. Mahkemece bu fatura bedelinin ödendiği kabul edilerek, buna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 01/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.