10. Hukuk Dairesi 2016/3979 E. , 2017/3738 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, aksine kurum işleminin iptali ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece ilamında belirtilen gerekçelerle; davanın reddine, karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İsteğe bağlı sigortalılığı düzenleyen 506 sayılı Yasa"nın 85 ve devamı maddeleri, ilk yürürlük tarihinden itibaren çeşitli Kanunlar ile değişikliğe uğramış, ancak hiç bir dönemde isteğe bağlı sigortalı olabilmek için sigortalının Türkiye"de ikamet etmek koşulu aranmamıştır.
01.10.2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın konuya ilişkin isteğe bağlı sigorta ve şartlarını düzenleyen 50.maddesi “İsteğe bağlı sigorta; kişilerin isteğe bağlı olarak prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına ve genel sağlık sigortasına tâbi olmalarını sağlayan sigortadır.
(Değişik fıkra:17.04.2008-5754 S.K./30.mad) İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için Türkiye"de ikamet edenler ile Türkiye"de ikamet etmekte iken ... sözleşmesi imzalanmamış ülkelerdeki Türk vatandaşlarından;
a) Bu Kanuna tâbi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmamak veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte ay içerisinde 30 günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamak,
b) Kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olmak,
c) 18 yaşını doldurmuş bulunmak,
d) İsteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kuruma başvuruda bulunmak,şartları aranır.”hükmünü; ortak geçiş hükümlerini düzenleyen 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi ise “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 02/09/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08/06/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlar ile 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları kanun hükümlerine göre değerlendirilir...” hükmünü içermektedir.
Yukarıda bahsedilen yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, 01.10.2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 50’inci madde hükmüyle, isteğe bağlı sigortalılık için Türkiye’de ikamet etme şartı getirilmiştir. Bu düzenlemeyle yasa koyucu, yurt dışında ikamet eden Türk Vatandaşlarının Türkiye’de isteğe bağlı sigortalı olmalarına kural olarak imkân vermemiştir. Aynı yasanın ortak geçiş hükümlerini düzenleyen ve yukarıda bahsedilen Geçici 7.Madde hükmü, bu duruma bir istisna getirmediği gibi, 01.10.2008 tarihi sonrası isteğe bağlı sigortalılık için ikamet şartını gerekli kılan 50’inci maddeyi destekler niteliktedir
Eldeki davada ise mahkemece öncelikle, 28.08.2014 tarihinde tahsis talebinde bulunan 18.04.1965 doğumlu davacıya davalı Kurumca “yurtdışında bulunduğunuz dönemdeki isteğe bağlı sigortalılığınız iptal edilmiştir” yazısı ile verilen cevap içeriğine göre, hangi tarihler arasındaki sigortalılığın iptal edildiği hususu belirlenmeli, iptal gerekçesi ve dönemi açığa kavuşturulduktan sonra, 01.10.2008 tarihi öcesindeki sigortalılık bakımından yurtdışında bulunmanın başka bir geçerli sebep yoksa iptal edilme sebebi olamayacağı, ne varki 01.10.2008 tarihinden sonraki dönemler bakımından ise, ikamet kaydının yasal şart olarak öngörülmesi nedeniyle geçerli olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılmalı ve sonucuna göre davacının zorunlu sigortalılığının da bulunup bulunmadığı hususu da irdelenmek suretiyle, talebine göre tahsis şartlarını taşıyıp taşımadığı hususunda yapılacak irdeleme ile bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak, elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 25.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.