Davacı, S.S.K. sigortalılığının geçerli sayılmasına çakışan döneme ilişkin Bağ-Kur sigortalılığının geçersiz sayılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının SSK lı çalışmaları ile çakışan 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 27.04.1989-06.03.1991; 27.03.1994-30.05.1994; 29.10.1994-30.05.1995; 28.10.1995-26.05.1996; 22.10.1996-04.05.1996 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalısı olduğu, 27.10.1997 tarihinden itibaren yeniden Bağ-Kur sigortalı olarak tescilinin yapıldığı ve halen devam ettiği ayrıca 01.03.1992, 15.04.1992, 15.06.1992, 17.08.1992 ve 19.04.1994 tarihlerinde prim ödemelerinin bulunduğu görülmektedir. Davacının Bağ-Kur sigortalısı olduğu dönemlerde 17.05.1989-14.12.1989 tarihleri arasında 209 gün; 25.05.1990-30.10.1990 tarihleri arasında 158 gün; 27.04.1998-14.10.2003- tarihleri arasında 1568 gün çakışan Sosyal Sigortalar kurumu kapsamında sigortalı olarak çalışmasının bulunduğu ve Bağ-Kur’a ödenmemiş prim borcu bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, her iki sigortalılığın çakışması halinde hangisine öncelik verileceği noktasında toplanmaktadır. Gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu gerekse 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu birbirine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp, sigortalının önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin SSK.kapsamına girebilmesi için hizmet aktine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında da bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasa’nın 3.maddesinin I/f bendinde “kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların” K bendinde ise “ herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 sayılı Yasa’nın 24.maddesinin I ve II. Fıkralarında da bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında, başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşuluda getirilmiştir.
Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün bulunmayıp önceden başlayıp devam eden sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2001/21-627 Esas, 2001/659 Karar ve 3.10.2001 günlü kararında önceden başlayan sigortalılığın asıl sigortalılık olduğu özellikle belirtilmiştir. Bununla birlikte 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununun 22.2.2006 gün ve 5458 sayılı Kanununun 13. maddesi ile değişik Ek 19. maddesindeki Bağ-Kur "a kayıt ve tescili yapıldığı halde 5 yıl ve daha fazla süreye ilişkin hiç prim ödemesi bulunmayan sigortalıların, bildirime karşı prim borcu ödememeleri durumunda, tescil tarihi itibari ile sigortalılığının duracağına, prim borcuna ait sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirilemeyeceği, bu sürelere ilişkin prim tutarlarına kurum alacakları arasında yer verilmeyeceği yönündeki düzenleme ile 5 yıl ve daha fazla pirim borunu ödemeyen Bağ-Kur sigortalıların sigortalılıklarının sona erdirilmesi kabul edilmiştir. Hukuk Genel Kurulunun 28.6.2006 gün ve 2006/21-485-483 E.K. 21.6.2006 gün ve 2006/21-363-466 E:K. sayılı kararları da aynı yöndedir.
Somut olayda davacının 27.04.1989 tarihinde Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilmiş olması nedeni ile 17.05.1989 tarihinde başlayan ve 14.12.1989 tarihinde sona eren Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi çalışmalarına göre önceden başlayan ve üstünlük tanınması gereken sigortalılığı Bağ-Kur sigortalılığıdır. Davacının 01.11.1997 tarihinde yeniden başlayan ve halen devam eden Bağ-kur sigortalılığına gelince, 19.04.1994 tarihinden sonra prim ödemesinin bulunmaması nedeni ile 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununun 22.2.2006 gün ve 5458 sayılı Kanununun 13. maddesi ile değişik Ek 19. maddesi uyarınca Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi çalışmalarının geçerli olacağı ortadır.
Mahkemece yapılacak iş davacının 17.04.1989-06.03.1991 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğu sürelerin geçerli olduğu kabul edilerek çakışan Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi çalışmaları iptal etmek, 01.11.1997 tarihinden sonraki süreler yönünden ise Sosyal Sigortalar kurumu’na tabi çalışmalarının geçerli olduğunun tesbitine karar vermekten ibarettir
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının davacıya iadesine, 29.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.