Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/12981 Esas 2017/3716 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12981
Karar No: 2017/3716
Karar Tarihi: 25.04.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/12981 Esas 2017/3716 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/12981 E.  ,  2017/3716 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalılar ... Sigorta A.Ş.,... A.Ş. vekilleri ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava, 23.06.2008 tarihli trafik-iş kazasından doğan bakiye rücuan tazminat istemine ilişkin olup, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir.
    Sigorta şirketleri, sigortaladığı aracın sürücüsü ile şayet tespit edilmişse araç malikinin kusurlarıyla ve poliçe limitleriyle sınırlı biçimde zarardan sorumlu tutulabilirler. Kurumun kanundan doğan basit rücu hakkı nedeniyle, tazmin sorumlularının sigortalı ya da hak sahiplerine yapmış oldukları ödemelerin rücu alacağından düşülmemesi gerekmekte ise de; sigorta şirketlerinin 2918 sayılı Kanun kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluğu nedeniyle poliçe limitini teşkil eden miktarın sigortalı ya da hak sahiplerine ödediğinin geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda; sigorta şirketlerinin mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından ödedikleri miktar oranında sorumlu tutulmaması gerekir.
    Ne var ki, Sigorta Şirketi tarafından poliçeye dayalı olarak sigortalı ya da hak sahiplerine yapılan ödemenin; kurumun rücu hakkının sigortalı ya da hak sahiplerine tanınan haktan bağımsız olarak kullanılması, başka bir anlatımla halefiyet ilkesine dayanmaması nedeniyle, 506 sayılı Kanunun 26. maddesi kapsamındaki diğer tazmin sorumlularının tavan sınırlamasına tabi olmayan sadece sigortalı ya da hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk peşin değeri ve buna uygulanan kusur payı ile sınırlı bulunan sorumluluklarında rücu alacağından düşülemeyeceği de unutulmamalıdır.
    Davada somutlaşan olayda, davalı ... şirketinin zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi kapsamında hak sahiplerine ödeme yaptığını savunmuş olmasına göre Mahkemece; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa kime yapıldığı ve poliçedeki hangi teminat yönünden ödeme yapıldığı, tarih ve miktarı dayanağı belgeler de getirtilerek, gerektiğinde sigorta şirketi kayıtları üzerinde inceleme yapılarak yöntemince araştırıldıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi, şayet poliçe limitinin tamamen tüketildiğinin anlaşılması halinde sigorta şirketi aleyhine açılan davanın reddi gerektiğinin gözetilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Kabule göre de, talebin aşılarak 123,71TL fazla Kurum alacağına hükmedilmesi, yargılama giderleri yönünden infazda tereddüt uyandıracak biçimde "davalıdan" tahsiline karar verilmesi, isabetsiz bulunmuştur.
    O halde, davalılar ... Sigorta A.Ş.,... A.Ş. vekilleri ve ..."un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının davalılara iadesine, 25.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.