23. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/471 Karar No: 2020/3742
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/471 Esas 2020/3742 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2017/471 E. , 2020/3742 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, davalı kooperatifin 29.01.2004 tarihinde ferdileşme işlemlerin tamamlayarak bağımsız bölüm tapularını ortaklara verdiğini, 10.06.2005 tarihli genel kurulda alınan tasfiye kararına rağmen 09.04.2006 tarihli genel kurulda gündemde olmamasına rağmen 9. madde ile tasfiyeden dönülmesinin kararlaştırıldığını, önceki genel kurulda alınan tasfiye kararının iradi değil kanuni tasfiye kararı olduğunu, son genel kurulda alınan kararın anasözleşmesinin 33. maddesine göre gerekli nisapla alınmadığını ileri sürerek, genel kurulun 9. gündem maddesinde alınan kararının iptalini, davalı kooperatifin "amacına ulaşarak dağılma haline girdiğinin" tespitini ve 10.06.2005 tarihli genel kurul kararı doğrultusunda tasfiye işlemlerinin sürdürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kooperatifin amacının henüz gerçekleşmediğini, konut tahsis edilmeyen 54 ortağın bulunduğunu, alınan kararın yasa ve anasözleşmeye uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesince kabulüne dair verilen kararın ise Dairemizce eksik inceleme gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; kooperatife ait inşaatların devam etmekte olduğu, arsa tahsisi yapılan yerlerdeki sosyal tesis alanına yönelik herhangi bir inşaatın yapımına başlanmadığı, bu itibarla, davalı kooperatifin tasfiyeden dönüş için gerekli haklı nedenlerin bulunduğu, bilirkişilerin maddi tespit ile uyuşmayan görüşlerinin uygulanabilir olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.