11. Hukuk Dairesi 2016/1322 E. , 2016/8897 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/07/2015 tarih ve 2014/986-2015/504 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri istenmiş olup, duruşma için belirlenen 15.11.2016 günü hazır bulunan davacı şirket yetkilisi asil ..., davalı ... Kantinci Esnaf Odası Başkanı asil ..., davalı vekilleri Av. ... ile Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin .... Sigorta A.Ş"nin acentesi olduğunu, acentenin ... Kantinciler ve Esnaf Odasına bağlı İl Özel İdaresi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü nezdinde bulunan okul kantinlerinin Ticari Paket Sigorta Poliçesi ile kantinler ve 3. Şahıs Mali Mesuliyet Sigorta Poliçeleri ile sigortalarının yapıldığını, poliçe düzenlenmesinde ... Sigorta ile ... arasında poliçe teknik şartlarının düzenlenmesi konusunda anlaşmaya varıldığını, ancak yapılmış olan bu poliçelerin her bir dönemde tahsilatlarını eksik olarak aldıklarını, ... Sigorta"nın tahsil edilmeyen poliçeleri gerekçe göstererek acenteliği 13.01.2010 tarihinde haksız olarak feshettiğini, Esnaf Odası hakkında ödenmeyen sigorta primlerinin tahsili için ... İcra Müdürlüğü"nde ilamsız takip başlattıklarını, ancak Esnaf Odası"nın haksız olarak takibe itiraz ettiğini, davacı şirketin sigorta poliçesine taraf olmadığını ileri sürdüklerini ancak sigorta poliçelerinin sürekli yenilendiğini ve hasarlar meydana geldiğinde ödemeler yapıldığını, hasar ödemelerine esnaf odası yöneticilerinin imza attığını ileri sürerek, ödenmeyen 246.220 TL prim alacağı ve 139.526,09 TL faiz olmak üzere toplam 385.526,09 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının bu davada taraf sıfatı olmadığını, odayı temsilen yönetim kurulu başkanı ..."nun davacı ile imzalanan poliçelerin varlığından söz etme imkanının olmadığını, poliçede oda yetkililerinin imzası bulunmadığını, poliçenin geçerli olmadığını, Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları"nın 15. maddesine göre sigorta sözleşmesinden doğan bütün taleplerin iki yılda zaman aşımına uğrayacağının belirtildiğini, davanın süresinde açılmadığını, davacının iddialarının çelişkili olduğunu zira hasar ödemesi yapılmışsa mutlaka prim ödenmiş olduğundan bunun yapıldığını, prim ödemesi yapılmadan hasar ödemesi yapılması imkanı olmadığını savunarak, davanın reddini istemişti
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak, dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne, davalının takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 120.512,72 TL asıl alacak, 51.456,41 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 171.986,13 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihi olan 23/02/2010 tarihinden itibaren (avans faizi oranını geçmemek koşuluyla) TC Merkez Bankasınca yayınlanan değişen oranda reeskont faizinin uygulanmasına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davacı tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edilmiştir. Mahkemece, 24.01.2012 tarihli ara kararı ile davacının adli yardım talebi kabul edilmiş, dava süresince yapılması gereken tüm yargılama giderlerinin devlet tarafından karşılanmasına karar verilmiş olup, 6100 sayılı HMK"nun 335/3. bendi uyarınca adli yardım hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinden, davacının kanun yoluna ilişkin harç ve giderler bakımından adli yardımdan yararlanacağının kabulü gerekir. Bu nedenle, Dairemizce adli yardım talebi konusunda yeniden bir karar verilmesine yer olmayıp, tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı vekilinin ise aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, davacı acente tarafından 2005-2008 dönemine ilişkin sigorta poliçelerinden kaynaklanan prim alacağının tahsili amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Kural olarak, sigorta sözleşmelerinde belirlenen primin alacaklısı rizikoya teminat veren sigorta şirketidir. Ancak acente tarafından prim borçlusundan sigorta prim bedelinin talep edilebilmesi için, sigorta şirketi tarafından acenteye verilmiş prim tahsil etme yetkisinin bulunması gerekmekte olup, bu halde bile acentenin kendi adına olmayıp acentesi bulunduğu şirkete izafeten prim tahsilini talep etmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, sigorta şirketinin prim alacağını acenteye temlik etmesi veya acente tarafından prim borcunun sigorta şirketine ödenmiş olması halinde de acentenin prim tahsil talep etme hakkı mevcuttur. Yani, sigorta primini sigorta şirketine ödeyen acente, kendi adına icra takibi yapabilir ve dava açabilir. Somut olayda davacının aktif dava ehliyeti yönünden dava konusu ettiği prim alacaklarının davacı tarafından sigorta şirketine ödenip ödenmediği ve tahsilinin davalı sigortalıdan talep edilebilecek olup olmadığı davacı defter ve kayıtları ile birlikte dava dışı sigorta şirketinin defter ve kayıtları da incelenmek suretiyle belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmeliyken bu yönde bir araştırma ve tespite yer verilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Ayrıca, davalı vekilince, dava dışı ... Sigorta A.Ş. tarafından acentelik sözleşmesinin feshi sonrasında davacı ... Sigorta Aracılık Hiz. Ltd. Şti. aleyhine itirazın iptali davası açıldığı, ... 38. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/210 Esas 2012/183 Karar sayılı ilamıyla davanın kabulüne karar verildiği, adı geçen kararda acentenin şirkete intikalini geciktirdiği iddia edilen primlerden 600.000 TL primi olan poliçelerin iptal edildiği, sözleşmenin 3. maddesi ile acenteye hasar ödetilmeyeceği kuralına rağmen 93.050,70 TL nin acente hesabına borç kaydedildiği, ... Kantinciler Esnaf Odasının müşterisi olması nedeniyle düzenlenen poliçelerin borç kaydedildiği, ancak hiç birinin tahsil edilmediği ve bu nedenle hükümsüz sayılması gerektiği gerekçesine yer verildiği, kararın kesinleştiği bildirildiği halde, dava dışı sigorta şirketi ile davacı acente arasında görülen davaya ilişkin dosya getirtilerek, eldeki dava konusu poliçelerle ve prim alacaklarıyla ilgisinin tespiti gerekirken bu hususta bir inceleme yapılmaması doğru olmamıştır.
4-Yine, bilirkişi raporu ile belirlendiği üzere, davacının tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yaptırılmasına rağmen kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı, davacı defterlerinin TTK hükümleri gereği lehine delil olabilme niteliği taşımadığı, davacının düzenlediği sigorta poliçelerine ilişkin sigortalılardan tahsil edilecek prim alacaklarını rejistro ve tahsilat defterlerinde izleme yerine kendi bilgisayar programı içerisinde takip ettiği anlaşıldığından dava konusu edilen prim alacağının belirlenmesi yönünden yapılan inceleme yeterli görülemez. Dava dışı sigorta şirketinin defter ve kayıtları ile iptal edildiği de savunulan poliçelerin dava konusu poliçeler olup olmadığı da belirlendikten sonra tahsil edilen ve edilemeyen primlerin tespiti gerekirken sadece davacının kendi bilgisayar programı üzerinden takip ettiği poliçe primlerine ilişkin borç listesine dayalı olarak yapılan inceleme ve varılan sonuç yerinde görülmemiştir.
5-Bununla birlikte, dosyaya ibraz edilen “İbranamedir” başlıklı belge incelendiğinde “... Sigorta Aracılık Hiz. Tic. Ltd. Şti. temsilcisi olarak, ... Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 2005-2009 dönemi üçüncü şahıs mali mesuliyet poliçelerinin tarafı olan ... ve başkanı ...’ndan hiç bir hak ve alacağım bulunmamakta olup, oda üyelerinden alacaklarım bulunmaktadır. Bu alacaklarımı kendi imkanlarımla oda desteğiyle tahsil edeceğim. İşbu ibraname 01.11.2012 tarihinde hiçbir baskı ve ısrar olmadan imza altına alınmıştır.” ibarelerinin yer aldığı, ibranamenin davacı temsilcisi, oda başkanı ve oda temsilcisi vekil tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça işbu ibranamenin dava konusu poliçelerle ilgisi olmadığı savunularak bir kısım başka poliçeler sunulsa da ibraname içeriğinin üçüncü şahıs mali mesuliyet poliçelerine ilişkin olduğu anlaşılmakta, davacı tarafça sonradan sunulan poliçelerin ise üçüncü şahıs mali mesuliyet poliçeleri olmadığı görülmektedir. Bu suretle sözü edilen ibranamenin dava konusu edilen üçüncü şahıs mali mesuliyet poliçelerine ilişkin olup olmadığının değerlendirilmemesi ve mahkeme gerekçesinde bu hususa yer verilmemesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine; (2), (3), (4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, davacıdan harç alınmasına mahal olmadığına, 17/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.