MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 08/06/2020 gün ve 2020/389-2020/1701 karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dava: yaralamalı trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın yargı yolu nedeniyle reddine dair verilen ilk karar, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 13/03/2014 gün, 2014/4019 esas ve 2014/3531 karar sayılı ilamıyla; davanın işletenin sorumluluğuna dayanılarak açılmış bulunması ve KTK m. 110 göz önünde tutularak işin esasının incelenmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyarak yargılama yapılmış; dava ve ıslah dilekçeleri ile talep edilen maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir. Verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine , Dairemizin 08/06/2020 tarihli, 2020/389 esas ve 2020/1701 karar sayılı ilamında, HUMK"nun 83 ve devamı maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nun 176 ve devamı maddelerine göre ıslahın tahkikatın bitimine kadar yapılması gerektiği, 04/02/1948 tarih ve 1944/10-1948/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile de bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı belirtildiği ve bu nedenle bozma kararından sonra 25/11/2015 havale tarihli dilekçe ile yapılan ıslah ile arttırılan maddi tazminat isteminin de kabulünün yasal düzenlemeye aykırı olduğu gerekçesi ile anılan karar bozulmuştur.
22/07/2020 tarihinde kabul edilen ve 31199 sayılı Resmi Gazete’de 28/07/2020 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 18. maddesi ile 6100 sayılı HMK’nın 177. maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortan kaldırılamaz.” fıkrası eklenmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında Yargıtay’ın bozma kararı veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararı sonrası dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar ıslah yapılabilmesine imkân getirilmiştir.
Şu durumda söz konusu değişiklik gözetilerek Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440-442. maddeleri uyarınca davacı vekilinin karar düzeltme istemi kabul edilmeli, Dairemizin, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 08/06/2020 tarihli, 2020/389 esas ve 2020/1701 Karar sayılı bozma kararı kaldırılmalıdır.
2-) Ankara 16.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/282 esas, 2016/317 karar sayılı hükmüne karşı taraf vekillerinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde:
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ: HUMK’nın 440-442. maddeleri gereğince, yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteğinin KABULÜ ile Dairemizin 08/06/2020 tarihli, 2020/389 esas ve 2020/1701 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA. (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine, peşin alınan tashihi karar harcının istek halinde geri verilmesine 02/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.