1. Hukuk Dairesi 2014/9760 E. , 2015/10873 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 25. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2014
NUMARASI : 2013/43-2014/50
Taraflar arasında görülen alacak, birleşen davada yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece, davalı ... A.Ş. yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar hakkında açılan dava ile birleşen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı-birleşen davada davalı vekili ile dahili davalılar-birleşen davada davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, Türk Medeni Kanunu"nun 721. maddesine dayalı alacak, birleşen dava ise, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı, kayden maliki olduğu 2525 ada 2 nolu parseli ile, davalıya ait komşu 1 nolu parsel arasına duvar ördürdüğünü, davalının da yararlandığı anılan duvarın Türk Medeni Kanunu"nun 721. maddesi hükmü gereğince her iki taşınmazın malı sayıldığını, hakkaniyet gereği duvarın maliyetine davalının da yarı oranında katılması gerektiğini ileri sürerek, duvarın yapım bedelinin yarısına isabet eden alacağın reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında, komşu 1 nolu parselin el değiştirmesi sebebi ile yeni malike karşı davasını sürdürdüğünü, davalı yönünden de davasını atiye bıraktığını bildirmiş, birleşen davanın da reddini savunmuştur.
Davalı ile dahili davalılar, zamanaşımı sebebi ile davanın reddi gerektiğini, taraflar arasında sınır ihtilafının bulunmadığını, duvarın yapımı sırasında görüşleri alınmadığı gibi, herhangi bir talepte de bulunulmadığını, duvarın çirkin bir görüntü yarattığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, dahili davalı ... A.Ş. ise birleşen davası ile; çekişmeli duvarın bir bölümünün kayden maliki olduğu 1 nolu parsele tecavüzlü olduğunun belirlendiğini ileri sürerek, yıkıma ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davaya konu duvarın davacı parseli içerisinde kaldığı, imara aykırı şekilde duvar inşa eden davacının duvar bedelini komşu parsel malikinden isteyemeyeceği, davalı ... A.Ş firması yönünden de davanın atiye bırakıldığı gerekçesi ile, ... A.Ş. yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar hakkında açılan dava ile birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Davaya konu 2525 ada 2 nolu parselin davacı Z.. A.. adına kayıtlı olduğu, komşu 1 nolu parsel ise davalı adına kayıtlı iken, yargılama sırasında 02.06.2008 tarihinde dahili davalı A.. K.."na, onun da 30.12.2010 tarihinde ... A.Ş firmasına devrettiği kayden sabittir.
Bilindiği üzere; çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının yada kayıtları getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanmalı, dosya keşfe hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra, belirlenen bu durum göz önünde tutularak, hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı, bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkça gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.
Somut olaya gelince; görevsizlik kararı veren Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan keşif sonucunda aralarında 2 Harita ve Kadastro Mühendisinin de yeraldığı teknik bilirkişilerce düzenlenen rapor ve ek raporlarda; aletli yapılan ölçümler sonucunda çekişmeye konu duvarın bir bölümünün 2525 ada 2 nolu parselde, bir bölümünün ise davalıya ait 2525 ada 1 nolu parselde kaldığı bildirildiği halde, Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan ikinci keşif sonunda kadastro fen elemanı olan Y.. B.. ile inşaat mühendisi olan teknik bilirkişi R.. Y.. tarafından düzenlenen 11.12.2013 tarihli raporda; inceleme ve ölçüm neticesinde dava konusu duvarın davacıya ait 2525 ada 2 nolu parsel içerisinde kaldığını bildirdikleri görülmektedir.
Ne var ki, çekişme konusu duvarın hangi taşınmaz sınırları içerisinde kaldığı yönündeki bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden ikinci rapora itibar edilerek sonuca gidilmiştir.
Hâl böyle olunca; aralarında harita mühendisinin de yeraldığı üç kişilik bilirkişi kurulu ile mahallinde yeniden keşif yapılarak, yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda bilirkişilerden hüküm vermeye elverişli, önceki teknik bilirkişi raporları da irdelenerek, raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde krokili rapor alınması, dava konusu duvarın hangi taşınmaz veya taşınmazlar içerisinde kaldığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde saptanması, toplanacak deliller toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek, duvarın davacının parseli içerisinde kaldığının belirlenmesi halinde, Türk Medeni Kanunu"nun 721. maddesinin uygulama yerinin bulunmayacağı da gözetilerek, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.