Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2014/357
Karar No: 2017/310

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/357 Esas 2017/310 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2014/357 E.  ,  2017/310 K.

    "İçtihat Metni"



    Kararı veren
    Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Günü : 01.02.2012
    Sayısı : 343-15

    Sanık ..."ın kasten öldürme suçundan beraatine ilişkin, Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 01.02.2012 gün ve 343-15 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 17.03.2014 gün ve 1262-1589 sayı ile;
    "Demir yolunda görevli olan maktul ..."nun cesedinin Elazığ ili, ... ilçesi, ..., 5 numaralı tren yolu tüneli girişinde, tren yolu kenarında Tatvan"dan hareketle Elazığ"a gitmekte olan tren makinistinin görmesi üzerine 09.06.2008 günü saat 19.25 sıralarında bulunduğu, sanık ..."ın tarlasına çok yakın olan olay yerinde yapılan incelemede 5 adet 12 numaralı boş av tüfeği kartuşu, cesede 50 metre mesafede üzerinde kan lekesi bulunan taş ve 300 metre mesafede bir adet yazma ele geçirildiği, Cumhuriyet savcısı tarafından bir pratisyen hekim ile birlikte 10.06.2008 günü saat 00.55"de yapılan ölü muayenede, ölümün yaklaşık 8-10 saat önce olduğunun belirlendiği ve klasik otopsi yapılmak üzere cesedin Elazığ Adli Tıp Kurumuna gönderilmesine karar verildiği, otopside biri uzak atış mesafesinden, vücuda; diğeri bitişik atış mesafesinden kafa bölgesine olmak üzere maktule iki adet atışın isabet ettiğinin belirlendiği, cesetten 4 adet 9 gülle tabir edilen iri saçma tanesi çıkartıldığı, şüphelilerin yakalanabilmesi için soruşturmanın devam ettiği sırada, ... Jandarma Komutanlığına gönderilen 21.06.2008 tarihli ihbar mektubunda, "maktulü ..."un oğlu ve yeğeni ile birlikte nedensiz yere öldürdüğünün" bildirildiği, mektubu gönderenlerin tespiti amacıyla Elazığ PTT hizmet binasının güvenlik kamerası kayıtları ... muhtarı ... ve geçici köy korucuları ..., ... ve ..."e izlettirildiğinde PTT hizmet binası önünde 5-6 dakika bekleyip keşif yapan kişi olarak sanık ..."ı, mektubu postaya veren kişi olarak sanık ..."yı ve ..."nın biraz gerisinde duran kişi olarak da sanık ..."yı 02.05.2011 tarihinde teşhis ettikleri, aynı gün sanıklar..., ..., ... ve ..."nın gözlem altına alındığı, sanık ... 03.05.2011 tarihli müdafii huzurunda jandarmada ve Cumhuriyet savcılığında alınan beyanlarında, "maktul ile gönül ilişkisi olduğunu, iki kez zorla cinsel ilişkiye girdiklerini, ikincisinde hamile kaldığını, ailesinin durumu fark etmesi üzerine Elazığ Çağrı Tıp Merkezine gittiklerini, hamile olduğunun ortaya çıkması nedeniyle maktulün kendisine tecavüz ettiğini anlattığını, babası olan sanık ..."ın doktordan çocuğu almasını istediğini, günü geçtiğinden doktorun bebeği almadığını, eve döndüklerinde çocuğu düşürdüğünü, olay günü de babası..., annesi ... ve kız kardeşi ... ile tarlaya gittiklerini, babasının kendilerini bıraktıktan sonra traktörle yanlarından ayrıldığını, traktörde tüfeğin olduğunu, akşam üzeri maktul ..."nin öldürüldüğünü duyduklarını, akşam babası eve geldiğinde de, "Şimdiye kadar bağrımızda yılan beslemişiz, benim namusuma tecavüz eden şerefsiz Efendi"nin işini bitirdim, namusumuzu temizledim, bir daha bizimle uğraşamaz, rahat olun, ortada herhangi bir olumsuzluk yok” dediğini, sanık ... 03.05.2011 tarihli müdafii huzurunda jandarmada ve Cumhuriyet savcılığında alınan beyanlarında, sanık ... ile benzer beyanlarda bulunduğu ve babasının kendilerini tarlaya bırakıp ayrılmasından yaklaşık 2 saat sonra 5-6 el tüfek sesi duyduğunu, sanık ... 03.05.2011 tarihli müdafii huzurunda jandarmada ve Cumhuriyet savcılığında alınan beyanlarında, sanık ... ve ... ile benzer beyanlarda bulunduğu ve eşi olan sanık ..."ın olay tarihinde sabah 06.00 sıralarında "Bugün o şerefsiz Efendi"yi bulacağım ve namusumuzu temizleyeceğim" dediğini, aynı gün akşam saatlerinde de olayı anlatırken, maktulü tünel girişinde gördüğünü, seslendiğini, maktulün tünelin içine doğru kaçmaya başladığı sırada da 4 el ateş ederek öldürdüğünü söylediğini ifade ettikleri, her üç sanığın da 08.06.2011 tarihli dilekçeler ile sanık ..."ın kızı ..."yı dayısının oğlu ile evlendirmek istememesi nedeniyle iftira ettiklerini belirterek bu beyanlarını inkâr ettikleri, sanık ..."nın muayenesini yapan doktor tanık ..."in beyanlarından ve Çağrı Tıp Merkezinin kayıtlarından, ..."nın hamileliği ile ilgili hastane kayıtlarının önce değiştirildiği, sonra düzeltildiği ve 03.06.2008 tarihinde normal gebe olduğunun belirlendiği, kriminal laboratuvar raporları ile olay yerinde bulunan yazmada DNA profiline rastlanmadığının, taş üzerindeki kan örneğinin maktul, sanık ... ve hakkında ihbar yapılan şahıslar dışında bir erkek şahsa ait DNA profili taşıdığının, boş kartuşların sanık ..."a ait iki tüfekten atılmadığının tespit edildiği, sanık ..."ın ve maktulün kullandıkları cep telefonlarının HTS raporlarındaki sinyal alışverişi yaptığı baz istasyonlarından, maktulün en son saat 07.54"te telefonunu kullandığı, sanık ..."ın ise saat 09.43"e kadar ..., saat 12.30"dan itibaren ise Kovancılar baz istasyonlarını kullandığının belirlendiği, sanıklar, katılanlar ve tanık beyanlarından maktul ile sanık ..."ın çok samimi görüştükleri anlaşılmakla,
    Sanık ..."ın kızları olan sanıklar ... ve ... ile eşi olan sanık ..."nın müdafii huzurunda alınan ve birbiri ile uyumlu 03.05.2011 tarihli beyanları, bu beyanları doğrulayan hastane kayıtlarının değiştirilmesi, sadece sanık ..."nın istediği kişi ile evlenmesine babasının rıza göstermemesi nedeniyle babalarına ve eşine böylesi bir iftira atmalarının hayatın olağan akışı ile bağdaşmayacağı, sanık ..."ın iki tane ruhsatlı av tüfeğinin olmasının ve olay yerinde ele geçen boş av tüfeği kartuşlarının bu tüfekler ile atılmamış olmasının, ruhsatsız başka bir tüfeği de olmadığı anlamına gelmeyeceği, soruşturma aşamasında şüpheyi kendilerinden uzaklaştırmak için sahte ihbar mektubu yazarak jandarma komutanlığına göndermeleri, maktulün ölüm saati ile ilgili pratisyen hekim tarafından yapılan tespitin otopsiyi yapan adli tıp anabilim dalı başkanı ve adli tıp uzmanı olan iki hekim tarafından doğrulanmaması karşısında, sanık ..."ın oğlu gibi gördüğü ve kızlarını emanet ettiği, evli olan maktul ..."nin, kendisinden 25 yaş küçük kızı ... ile ilişkiye girerek hamile bırakması üzerine maktulü kasten öldürdüğü, olayda tasarlamanın varlığının ispat edilemediği anlaşılmakla, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nın 81, 29. maddeleri uyarınca cezalandırılması yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına oyçokluğuyla karar verilmiş,
    Daire Üyeleri M. Özdemir ve M. Şentürk; "Sanıklar ..., ... ve ..."nın aşamalarda değişen ve görgüye dayanmayan çelişkili beyanlarının maddi deliller ile desteklenmemesi, mevcut şüphenin cezalandırma için yeterli olmaması ve bu durum karşısında şüpheden sanık yararlanır ilkesi de gözetilerek, sanık ..."ın cezalandırılması için şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil elde edilemediğinden beraat kararının onanması gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 18.04.2014 gün ve 99933 sayı ile;
    “...Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan ‘in dubio pro reo’ yani ‘kuşkudan sanık yararlanır’ kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilmesinin tek yolu da budur. Dosya içerisindeki bilgi, belge ve tanık anlatımları karşısında sanığın aşamalardaki değişmeyen savunmaları da göz önünde bulundurulduğunda; yüklenen suçu işlediği konusunda her türlü şüpheden uzak kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı, hiçbir maddi kanıtın elde edilemediği olayda sanığın yüklenen suçu işlediği konusunda kuvvetli bir şüphenin oluştuğu, şüpheden sanık yararlanır evrensel ilkesi uyarınca, şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiği, dolayısıyla sanığın yüklenen suçtan beraatına karar veren yerel mahkeme hükmünün isabetli olduğu ve onanması gerektiği" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    5271 sayılı CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 14.05.2014 gün, 2513-3139 sayı ve oyçokluğuyla itiraz nedenleri yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanıklar ..., ... ve ... ... hakkında kasten öldürme suçuna yardımdan kurulan beraat hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup, itirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan kurulan beraat hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı kasten öldürme suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    09.06.2008 tarihli olay yeri görgü tespit tutanağında; olay günü saat 20.00 sıralarında Tatvan"dan Elazığ istikametine gitmekte olan yolcu treni makinistinin ... ilçesi, ...nü geçtikten sonra 5 numaralı tünelde, rayların kenarında bir ceset görerek durumu görevlilere bildirdiği belirtilerek, lokomotifte yapılan incelemede herhangi bir çarpma izine rastlanılmadığı tespitine yer verildiği,
    Olay yeri inceleme raporunda; demir yolları tüneli girişinden dört metre kadar içeride, yüzüstü yatar şekilde, başı üst kısmından parçalanarak etrafa dağılmış bir erkek cesedinin bulunduğu, cesedin parmağında altın yüzük, cebinde 10 Lira para ve cep telefonunun olduğu, sağ ayakkabı tekinin cesetten dört metre geride tünel girişinde yer aldığı, olay yerinde 5 adet 12 numaralı boş av tüfeği kartuşu ile 2 adet iri saçma tanesi bulunduğu, 5 kartuştan 2 adedinin cesedin yanında, 3 adedinin ise cesede 30 metre mesafede olduğu, cesede 50 metre mesafede, üzerinde kan lekesi olan bir taş parçası ile 300 metre mesafede bir yazma bulunduğu, tünelin girişindeki tümsekte, içerisinde domates, biber, ekmek ve erik bulunan naylon torba ile demir yollarında çalıştığı tespit edilen maktulün çalışırken kullandığı somun sıkma anahtarı ve işaret levhasının bulunduğu; kimlik tanığı olarak dinlenen TCDD yol çavuşu ..."in, maktulün TCDD çalışanı ... olduğunu, yol kontrolü yapmak için 07.00 sıralarında olay yerinde görevine başladığını ve 16.00"da ..."da olması gerektiğini ancak maktulün ..."ya hiç gelmediğini ifade ettiği bilgilerine yer verildiği,
    Olay günü, saat 23.30"da ... Cumhuriyet savcısı ve ilçe hastanesi hekiminin katılımı ile yapılan ölü muayene işlemi sonrası düzenlenen tutanakta; cesedin çeşitli yerlerinde iri saçma taneleri ile oluşmuş yaralar bulunduğu, baş üst kısmının parçalanıp tamamen dağılmış olduğu, ölü katılığı ve morluklarının oluşumuna göre otopsiye başlama saatinden 8-10 saat önce ölümün meydana geldiğinin belirtildiği,
    Fırat Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığında, biri adli tıp uzmanı üç doktor ve Cumhuriyet savcısının katılımı ile yapılan otopsi sonrası düzenlenen raporda; cesette ölü katılığının ve vücudun arka kısımlarında ölü lekelerinin silik şekilde oluştuğu, lekelerin bastırmakla solmadığı, cesedin baş ön kısmında doku kaybı bulunduğu, kafatası, gözler, dişler ve beyin dokusunun kaybedilmiş olduğu, ağız içinde ve dil üst kısımda is ve yanık olduğu, buna göre kafa bölgesine bitişik atış yapıldığı kanaatine varıldığı, cesedin çeşitli yerlerinde dokuz gülle tabir edilen iri saçma taneleri ile oluşmuş ateşli silah yaralarının bulunduğu, cesetten 4 adet saçma tanesi çıkarıldığı, kişide iki adet av tüfeği atışı isabetinin bulunduğu, bir atışın muhtemelen ağız içinden bitişik atış mesafesinden yapıldığı, diğerinin ise uzak atış mesafesinden vücut eksenine dike yakın, sağdan sola yapılmış olduğu, şahsın av tüfeği yaralanmasına bağlı kafa kemiklerinde kırık, beyin dokusu harabiyeti ve kaybı, her iki akciğer, kalp ve karaciğer yaralanması ve iç kanama nedenleri ile öldüğü bilgilerine yer verildiği,
    Uzmanlık raporlarında; olay yerinde bulunan 5 adet boş kartuşun aynı-tek tüfekten atılmış olduğu, olay yerine 50 metre mesafede bulunan taş parçasındaki kan lekesinin maktule ait kanla uyuşmadığı, başka bir erkek DNA"sı içerdiği, olay yerine 300 metre mesafede bulunan yazmadan DNA profili elde edilemediğinin bildirildiği,
    Olaydan 12 gün sonra, Elazığ PTT"sinden ... Jandarma Komutanlığına gönderilen ihbar mektubunda; cinayeti cesedin bulunduğu ...nden ..."un, yakınlarının yardımıyla işlediğinin iddia edildiği, ifadesi alınan ..."un suçlamayı kabul etmediği,
    Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 06.08.2008 tarihli raporda; olay yerinde bulunan taş parçasındaki kan lekesinden elde edilen DNA"nın, ..."un DNA profili ile uyuşmadığının belirtildiği,
    ... Cumhuriyet Başsavcılığınca, ihbar mektubunun gönderildiği Elazığ PTT"sinden söz konusu mektubun postaya verildiği güne ilişkin güvenlik kamerası görüntülerinin istendiği, 15 CD halinde gönderilen görüntülerin, 02.05.2011 tarihinde, köy muhtarı ... ve geçici köy korucuları ..., ... ve ... eşliğinde izlendiği, şahısların bazı kişileri tanıdıklarını söylemeleri üzerine görüntülerin Malatya Emniyet Müdürlüğü Foto Film Büro Amirliğine gönderildiği, burada yapılan inceleme sonunda kayıt çözünürlüğünün düşük, kamera mesafesinin uzak olması nedeniyle teşhise elverişli nitelikte görüntü elde edilemediği belirtilerek, görüntülerin ilgili kısımlarının netleştirilip kâğıda basıldığı, bu görüntüler şahıslara tekrar gösterildiğinde, olay günü PTT binasından içeri girip 5-6 dakika bekleyerek keşif yapan kişinin sanık ..., bina önünde bir süre bekledikten sonra içeri girip zarfı postaya veren kişinin sanığın kızı ... ..., ..."nın arkasında geride duran kişinin ise..."ın diğer kızı ... olduğunu teşhis ettiklerine ilişkin tutanak düzenlendiği,
    ... Jandarma Komutanlığına gönderilen ihbar mektubu ve zarf üzerinde yapılan DNA incelemesinden sonuç alınamadığı, mektuptaki yazıların ..., ... ve sanığın küçük kızı Fidan"ın ellerinden çıkıp çıkmadığının tespiti için yapılan grafolojik inceleme sonunda Jandarma Genel Komutanlığınca düzenlenen 05.04.2011 tarihli uzmanlık raporunda; huzurda alınan yazı örneklerinin değiştirme gayreti içerisinde yazılmış olabileceği değerlendirmesi ile müspet ve menfi kanaat bildirilmesinin mümkün olmadığının; Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 12.05.2011 tarihli uzmanlık raporunda ise; yazı örnekleri ile yapılan karşılaştırmada incelemeye konu kişilerin ellerinden çıktığını gösterir nitelik ve yeterlikte uygun kaligrafik-karakteristik bulguların tespit edilemediğinin ifade edildiği,
    Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 13.05.2011 tarihli uzmanlık raporunda; olay yerindeki 5 adet boş av tüfeği kartuşunun, sanık ..."ın evinde bulunan ve sanığın kendi rızası ile teslim ettiği 2 adet av tüfeğinden atılmadıklarının bildirildiği,
    Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesince düzenlenen DNA analiz raporunda; olay yerinde bulunan taştan elde edilen kan lekesinin, sanık ..."ın DNA"sı ile uyuşmadığı tespitine yer verildiği,
    HTS kayıtlarına göre; sanığın, olay günü 07.32"den 09.48"e kadar olay yerindeki görüşmelerde kullanılan "... TV Vericileri Tepesi" baz istasyonu vasıtasıyla görüşmeler yaptığı, 12.30, 14.22 ve 16.08 saatlerindeki görüşmeleri ise yaklaşık 6 km uzaklıktaki Kovancılar ilçesinde bulunan baz istasyonu vasıtasıyla yaptığı, bu saatler dışında olay günü başka görüşmesinin bulunmadığı, maktulün ise en son olay günü saat 07.54"te TCDD yol çavuşu ile görüştüğü, kullanılan baz istasyonunun "... TV Vericileri Tepesi" baz istasyonu olduğu, maktul ile sanık arasında olay günü telefon görüşmesi bulunmadığı, olaydan önceki günlerde ise telefon görüşmelerinin olduğu,
    Çağrı Tıp Merkezince, 06.05.2011 tarihli yazı ile Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen hasta epikriz raporu ve hasta kayıt defterinde; sanığın kızı ..."ın, maktulün öldürülmesinden üç gün önce âdet gecikmesi şikâyetiyle müracaatta bulunduğu ve kendisine normal gebelik tanısı konulduğunun ifade edildiği,
    30.12.2010 tarihinde, sanığın kızı ...’nın, dayısının oğlu ile evlenmek istemesi nedeniyle çıkan aile içi tartışma sırasında, sanığın av tüfeğiyle havaya ateş açtığı, ... Asliye Ceza Mahkemesi"nce 26.05.2011 gün ve 3-64 sayı ile, genel güvenliği kasten tehlikeye düşürme suçundan sanığın mahkûmiyetine karar verildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Katılanlar ..., ..., ... ve ... aşamalarda; olayı görmediklerini, sanıktan şikâyetçi olduklarını,
    Hakkında verilen beraat kararı Özel Dairece onanarak kesinleşen ..., 03.05.2011 tarihinde şüpheli sıfatı ile müdafii huzurunda, kollukta ve Cumhuriyet Başsavcılığında; 19 yaşında olduğunu, demir yolu yakınlarında içinde artezyen kuyusu bulunan arazilerinin olduğunu, TCDD"de işçi olarak çalışan maktulün zaman zaman kuyudan su almak için arazilerine geldiğini, bu şekilde maktul ile tanıştıklarını, babasına çeşitli işlerinde yardım eden maktulün zaman zaman köydeki evlerinde de yatıya kaldığını, maktulle ablası ... tarafından kullanılan telefonla ve yüz yüze görüşmeye başladığını, maktulün evli ve çocuklu olduğunu bildiğini, aralarında gönül ilişkisi bulunduğunu, demir yolunun yakınındaki tarlalarında çalışırken maktulün 2006 yılının Mart ayında ve 2007 yılının Kasım ayında kendisine iki kez tecavüz ettiğini, maktulün tehditleri nedeniyle kimseye bir şey söyleyemediğini, 2008 yılının Mayıs ayının sonlarına doğru, karnında ağrılar başlaması üzerine, durumu annesine anlattığını, ertesi gün annesi ve babası ile birlikte Elazığ il merkezinde bulunan Çağrı Tıp Merkezine gittiklerini, gebe olduğunun anlaşılması üzerine babası sanık ..."ın doktordan bebeğin alınmasını istediğini ancak doktorun kabul etmemesi üzerine köye döndüklerini, o akşam evde zıplayarak bebeğini düşürdüğünü, karnından çıkan parçaları annesinin alıp götürdüğünü, kanamayı da annesinin durdurduğunu, birkaç gün evde dinlendiğini, olay günü sabah saatlerinde babasının kullandığı traktörle annesi ... ve ablası ... ile birlikte demir yolu kenarındaki tarlalarına gittiklerini, tarlada çalışmaya başlayınca, babası sanık ..."ın yanlarından ayrıldığını, babasının iki av tüfeği bulunduğunu, sürekli yanında taşıdığı av tüfeğinin traktörde olduğunu, akşam annesi ve ablasıyla eve döndüğünde maktulün öldürüldüğünü duyduğunu, bir müddet sonra eve gelen babası sanık ..."ın evde bulundukları sırada kendilerine “Şimdiye kadar bağrımızda yılan beslemişiz, benim namusuma tecavüz eden şerefsiz Efonun (..."nun) işini bitirdim, namusumuzu temizledim bir daha kimse bizimle uğraşamaz, rahat olun, ortada herhangi bir olumsuzluk yok” şeklinde sözler sarf ettiğini, tetiği çekenin kim olduğunu bilmediğini, olay yerinde bulunan yazmanın kendisine ait olmadığını, ... Jandarma Komutanlığına gönderilen mektubu kendisinin veya ailesinden birinin göndermediğini, kollukta; bebeğini maktulün öldürülmesinden bir hafta kadar önce düşürdüğünü, Cumhuriyet savcılığında ise bebeği cinayetten 1-1,5 ay sonra düşürdüğünü,
    Hakkında verilen beraat kararı Özel Dairece onanarak kesinleşen ..., müdafii huzurunda, kollukta ve Cumhuriyet Başsavcılığında; sanık ..."ın eşi olduğunu, 2008 yılı Mayıs ayı içerisinde kızı ..."nın karnının şiş olduğunu görmesi üzerine kızına âdet görüp görmediğini sorduğunu, kızının âdet görmediğini söylemesi üzerine, sanıkla beraber kızı ..."yı da alarak minibüsle Elazığ"a gittiklerini, Çağrı Tıp Merkezinde kızını kontrol eden doktorun, kızlarının yedi aylık hamile olduğunu söylediğini, aynı gün akşam köylerine döndüklerini, evde ..."nın kendi kendine zıplayarak düşük yaptığını, ölü bebeği evde bulunan file torbaya koyarak sanığın kullandığı traktörle götürdükleri Murat Nehrine attıklarını, evde sanığın kendisine “Koynumuzda yılan beslemişiz, ben buna çok iyilik yaptım, ama bu benim çocuğuma tecavüz ettiği için ..."nu yaşatmam” dediğini, olay sabahı saat 06.00 sıralarında sanığın kendisine “Bugün gidip o şerefsiz Efendi"yi bulacağım ve namusumuzu temizleyeceğim” diyerek evde bulunan av tüfeğini alıp evden çıktığını, sabah saat 09.00 sıralarında kızları ile yürüyerek tarlaya gittiklerini, vardıklarında sanığın tarlada çalışıyor olduğunu, kendilerinin gelmesinden sonra sanığın traktörü tamir ettirmek için Kovancılar"a götüreceğini söyleyerek yanlarından ayrıldığını, akşam eve döndüklerinde maktulün öldürüldüğünü duyduklarını, bir müddet sonra eve gelen sanığın, kızları da yanındayken “Şimdiye kadar bağrımızda yılan beslemişiz, benim namusuma tecavüz eden şerefsiz Efo"nun (..."nun) işini bitirdim, namusumuzu temizledim, bir daha kimse bizimle uğraşamaz, rahat olun herhangi bir olumsuzluk yok” dediğini, maktulü nasıl öldürdüğünü sorduğunda ise maktulü tünelin girişinde gördüğünü, seslenmesi üzerine maktulün tünelin içerisine doğru kaçmaya başladığını, av tüfeği ile dört el ateş ederek maktulü öldürdüğünü anlattığını, şüphe çekmemek için sanıkla beraber maktulün taziyesine gittiklerini, ihbar mektubunu kendilerinin göndermediğini,
    Hakkında verilen beraat kararı Özel Dairece onanarak kesinleşen ... ... müdafii huzurunda, kollukta ve Cumhuriyet Başsavcılığında; annesi ... ve kardeşi ..."nın anlatımları ile aynı yönde beyanda bulunmuş, olay sabahı sanıkla birlikte tarlaya çalışmaya gittiklerini, sanığın traktörle Kovancılar sanayisine gideceğini söyleyerek yanlarından ayrıldığını, ayrılışından yaklaşık 2 saat sonra 5-6 el av tüfeği sesi duyduğunu, akşam evlerine gelen sanığın “Maktulün işini bitirdim” şeklinde sözler sarf ettiğini, ihbar mektubunu kendilerinin göndermediğini,
    Bu ifadelerinden yaklaşık bir ay sonra, ..., ... ... ve ..."ın 08.06.2011 tarihli dilekçeler ile; ..."nın dayısının oğlu ile evlenmesine karşı çıktığı için sanığa kızdıklarını, bu yüzden sanığa iftira attıklarını, jandarmanın kendilerine baskı yaptığını,
    Mahkemede de; sanığa iftira attıklarını, ..."nın hamile kalmadığını, düşük de yapmadığını,
    Tanık Dr. ... 05.05.2011 tarihli kolluktaki ifadesinde; olay tarihinde Çağrı Tıp Merkezinde çalıştığını, polisler tarafından kendisine gösterilen muayene giriş kaydına göre âdet gecikmesi ile gelen ..."yı muayene etmiş olduğunu, muhtemelen gebe olmadığının tespit edildiğini, aksi bir durum olsa bilgisayar kayıtlarına durumun işleneceğini, gebelik olmadığı için kürtaj talebinde bulunulmasının da söz konusu olmadığını,
    06.05.2011 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında ise; Çağrı Tıp Merkezinde çalışan ve ismini vermek istemediği bir görevlinin bilgisayar kayıtlarının değiştirildiğini kendisine ifade ettiğini, önceki beyanlarının kayıtların doğru olduğuna ilişkin varsayıma dayandığını, vicdanen rahatsız olduğunu, gerçek kayıtların SGK ve hastane arşivinde bulunabileceğini,
    26.12.2011 tarihli talimat duruşmasında; kadın doğum uzmanı olarak çalıştığını, 2008 yılının net hatırlayamadığı bir ayında ..."ın annesi ile birlikte hastaneye geldiğini, âdet göremediğini söylediğini, ultrason ile yaptığı muayene sonucu sanığın kızı ..."nın 33-34 haftalık gebe olduğunu teşhis ettiğini, 18 yaşından büyük olduğu için adli rapor düzenlemediğini, ancak kapı ağzında gebelikten haberdar olmadıkları anlaşılan çok sayıda yakını beklediği için hastane yönetimine polisi arattırdığını, hastanede olay çıkmadığı için polislerin gelmediğini, birkaç gün sonra ..."nın babasının yalnız başına tekrar geldiğini, bebeğin alınmasını istediğini, gelen şahsa kürtaj yapamayacağını, yapsa bile bebeğin yaşayacağını söylediğini,
    Ağır Ceza Mahkemesinde; kürtaj talebiyle gelen şahsın mahkemede kendisine gösterilen sanık ... olup olmadığının sorulması üzerine, aradan çok vakit geçtiği için teşhis edemeyeceğini ancak gelen kişinin huzurdaki sanığın tipine uygun, ufak tefek biri olduğunu,
    Tanık ... kollukta; maktulün arkadaşı olduğunu, olaydan iki gün önce 07.06.2008 günü maktul ve maktulün ailesi ile birlikte yürüdükleri sırada, sanığın karşıdan traktörü ile geldiğini, traktörden inip maktule “Seninle biraz konuşalım” dediğini, bunun üzerine kendisinin sanık ve maktulden biraz uzaklaştığını, maktulün eşi ..."nin zaten önden yürüdüğünü, sanık ve maktulün gizlice 25-30 dakika kadar konuştuklarını, maktul geri geldiğinde yüzünün kızarmış, moralinin bozulmuş olduğunu, karısı ..."nin maktule sanıkla ne konuştuklarını sorması üzerine, sanığın kendisinden 300 Lira alacağını talep ettiğini, para bulamaz ise büyükbaş hayvanını istediğini söylediğini, mahkemede ise; maktulle sanığın yanlarından ayrılarak bir şeyler konuştuğunu, ancak yüzünün kızardığına ilişkin beyanının olmadığını,
    Tanık Zülküf Demirdağ; eşi ile sanığın aynı köyden olduğunu, bu şekilde sanığı tanıdığını, sanığın olay günü kendisini öğleden sonraki bir vakitte telefonla arayarak traktör tamiri için 300-350 lira para istediğini, ... yolunda bir dükkanda olduğunu, gelip parayı alabileceğini söylemesi üzerine sanığın gelip parayı aldığını ve beklemeden gittiğini,
    Tanık ... mahkemede; sanığın sabah saatlerinde traktörü getirerek tamir için Kovancılar"daki dükkanına bıraktığını, öğleden sonra 15.00 sıralarında Elazığ"dan malzeme getirip dükkanından ayrıldığını,
    PTT güvenlik kamerası görüntülerinden sanık ... ile kızları ... ve ..."yı teşhis ettiklerini belirten tanıklardan ..., ... ve ... mahkemede; jandarmanın kendilerine fotoğraf göstererek fotoğraftaki kişinin ... olup olmadığını sorduğunu, kendilerinin de benzediğini söylediklerini, halen de fotoğraftaki şahsın ..."ya benzediğini düşündüklerini; kendilerinin ... ve... ile ilgili bir şey söylemediklerini, tanık ... ise fotoğraftaki kişiyi ..."ya benzettiğini görevlilere söylediğini, halen de fotoğraftaki kişinin ... olduğunu düşündüğünü,
    İfade etmişlerdir.
    Sanık 07.04.2009 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında; ...nde ikamet edip çiftçilik yaparak geçimini sağladığını, maktulü 8-10 yıldır tanıdığını, arkadaş olduklarını, maktulle en son ölümünden bir gün önce karşılaştığını, yanlarında maktulün eşi ... ve tanık ..."ın da bulunduğunu, maktulü kenara çekerek 300 Lira alacağını istediğini, maktulün yanında para olmadığını söylemesi üzerine oradan ayrıldığını, kızları ... veya ... ile maktulün herhangi bir ilişkisinin olmadığını, olayla bir ilgisinin bulunmadığını,
    03.05.2011 tarihinde kollukta; ...nde demir yolu kenarında 40 dönüm tarlası bulunduğunu, maktulü TCDD"de çalışması nedeniyle tanıdığını, çeşitli işlerine yardımcı olan maktulün birkaç kez evinde misafir olarak da kaldığını, olay günü sabah 06.30 sıralarında traktörü ile tarlaya gittiğini, 9.30 sıralarında eşi ve kızlarının da tarlaya çalışmaya geldiklerini, ailesinin gelmesiyle kendisinin arızalı olan traktörünü tamir ettirmek için Kovancılar sanayisine gittiğini, tamir işi uzun sürdüğü için akşam 21.30 sıralarında evine döndüğünü ve evdekilerden maktulün öldürüldüğünü duyduğunu, iddia edildiği gibi kızı ..."yı Elazığ"daki Çağrı Tıp Merkezine götürmediğini, ... ile maktul arasında ilişki olup olmadığını bilmediğini, maktulü öldürdüğü yönünde bir söz de sarf etmediğini,
    Cumhuriyet Başsavcılığında ve sorguda; kızı ..."nın maktul ile ilişkisi olup olmadığını bilmediğini, ..."nın hamile kalıp düşük yaptığını ifadesi sırasında öğrendiğini, ..."yı hastaneye götürmediğini, doktordan kürtaj yapmasını istemediğini, eşi ve kızlarının kendisine isnat ettikleri hususların doğru olmadığını, neden bu isnatlarda bulunduklarını da bilemediğini, eşi ve kızları ile arasında husumet bulunmadığını, büyük kızı ..."nın istenmesi nedeniyle kayınbiraderine kızarak 1-2 ay önce tüfekle havaya ateş ettiğini, olay günü Kovancılar"a traktörünü tamir ettirmek için gittiğini, suçlamaları kabul etmediğini,
    Mahkemede; olay sabahı 07.30-08.00 sıralarında traktörüne binerek evden tek başına çıkıp tarlasına gittiğini, tarlada biraz çalıştıktan sonra 09.00 sıralarında evine döndüğünü, eşi ve kızları ile karşılaşmadığını, 11.00 sıralarında Kovancılar"a giderek traktörünü tamir ettirdiğini, gece geç vakitte eve döndüğünü, maktulün öldürüldüğünü evde duyduğunu, kızı ..."nın gebe olduğunu ve düşük yaptığını ifadesi alınırken kolluk görevlilerinden duyduğunu, maktulle arasında husumet bulunmadığını, eşi ve kızlarının, kızı ..."yı dayısının oğluna vermediği için kendisine kızarak iftira atmış olabileceklerini, suçsuz olduğunu,
    Savunmuştur.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    TCDD"de görevli olan maktul ..."nun cesedinin Elazığ ili, ... ilçesi, ..., 5 numaralı demir yolu tüneli girişinde, Tatvan"dan Elazığ"a gitmekte olan tren makinisti tarafından görülmesi üzerine olay yerinde yapılan incelemede, 5 adet 12 numaralı boş av tüfeği kartuşu, cesede 50 metre mesafede üzerinde kan lekesi bulunan taş ve 300 metre mesafede bir adet yazma ele geçirildiği, Cumhuriyet savcısı tarafından ... İlçe Hastanesinde görev yapan hekim ile birlikte 09.06.2008 günü saat 23.30"da yapılan ölü muayene işleminde, ölümün yaklaşık 8-10 saat önce meydana geldiğinin belirlendiği ve cesedin klasik otopsi yapılmak üzere gönderildiği Fırat Üniversitesi Hastanesinde gerçekleştirilen otopsi işleminde, biri uzak atış mesafesinden, diğeri bitişik atış mesafesinden kafa bölgesine olmak üzere, maktulün vücuduna iki adet atış isabet ettiğinin belirlendiği, cesetten dört adet dokuz gülle tabir edilen iri saçma tanesinin çıkarıldığı, soruşturmanın sürdüğü sırada, ... Jandarma Komutanlığına gönderilen 21.06.2008 tarihli ihbar mektubunda, maktulü ... isimli şahsın akrabalarının yardımıyla nedensiz yere öldürdüğünün bildirildiği, mektubu gönderenlerin tespiti amacıyla Elazığ PTT hizmet binasının güvenlik kamerası kayıtlarının ... muhtarı ... ve geçici köy korucuları ..., ... ve ..."e izlettirildiği, bu şahısların PTT hizmet binası önünde 5-6 dakika bekleyip keşif yapan kişinin sanık ..., mektubu postaya verenin..."ın kızı ..., ..."nın biraz gerisinde duran kişinin ise sanığın diğer kızı ... olduğunu 02.05.2011 tarihli teşhis tutanağında belirttikleri, aynı gün sanık ..., ..., ... ve..."ın eşi ..."nın gözaltına alındıkları, ..."ın 03.05.2011 tarihli müdafii huzurunda jandarmada ve Cumhuriyet Başsavcılığında alınan beyanlarında; maktul ile gönül ilişkisi olduğunu, maktulün zorla iki kez kendisiyle cinsel ilişkiye girdiğini, hamile kaldığını, ailesinin durumu fark etmesi üzerine Elazığ Çağrı Tıp Merkezine gittiklerini, hamile olduğunun ortaya çıkması nedeniyle maktulün kendisine tecavüz ettiğini annesine anlattığını, babası olan sanık ..."ın doktordan çocuğu almasını istediğini, günü geçtiği için doktorun bebeği almadığını, eve döndüklerinde düşük yaptığını, olay günü de babası sanık ..., annesi ... ve kız kardeşi ... ile tarlaya gittiklerini, babasının kendilerini bıraktıktan sonra traktörle yanlarından ayrıldığını, traktörde tüfeğin olduğunu, akşam üzeri maktul ..."nin öldürüldüğünü duyduklarını, akşam babası eve geldiğinde de, "Şimdiye kadar bağrımızda yılan beslemişiz, benim namusuma tecavüz eden şerefsiz Efendi"nin işini bitirdim, namusumuzu temizledim, bir daha bizimle uğraşamaz, rahat olun, ortada herhangi bir olumsuzluk yok" dediğini, sanığın diğer kızı ..."nın 03.05.2011 tarihinde müdafii huzurunda, jandarmada ve Cumhuriyet Başsavcılığında alınan beyanlarında, ... ile benzer şekilde anlatımlarda bulunduğu ve sanığın kendilerini tarlaya bırakıp ayrılmasından yaklaşık 2 saat sonra 5-6 el tüfek sesi duyduğunu, sanığın eşi ..."nın 03.05.2011 tarihinde, müdafii huzurunda jandarmada ve Cumhuriyet Başsavcılığında alınan beyanlarında, ... ve ... ile benzer anlatımlarda bulunduğu ve eşi olan sanık ..."ın olay tarihinde sabah 06.00 sıralarında “Bugün o şerefsiz Efendi"yi bulacağım ve namusumuzu temizleyeceğim” dediğini, aynı gün akşam saatlerinde de sanığın olayı anlatırken, maktulü tünel girişinde gördüğünü, seslendiğini, maktulün tünelin içine doğru kaçmaya başladığı sırada da dört el ateş ederek maktulü öldürdüğünü söylediğini ifade ettikleri, bu ifadelerinden sonra 08.06.2011 tarihli dilekçeler ile sanık ..."ın, kızı ..."yı dayısının oğlu ile evlendirmek istememesi nedeniyle sanığa iftira ettiklerini belirterek önceki beyanlarını inkar ettikleri, ..."nın muayenesini yapan tanık Dr. ..."in beyanlarından ve Çağrı Tıp Merkezinin kayıtlarından, ..."nın hamileliği ile ilgili hastane kayıtlarının önce değiştirildiği sonra düzeltildiği ve 03.06.2008 tarihinde gebe olduğunun belirlendiği, uzmanlık raporları ile olay yerinde bulunan yazmada DNA profiline rastlanmadığının, taş üzerindeki kan örneğinin maktul, sanık ... ve hakkında ihbar yapılan diğer şahıslar dışında bir erkek şahsa ait DNA profili taşıdığının, boş kartuşların sanık ..."a ait iki tüfekten atılmadığının tespit edildiği, sanık ..."ın ve maktulün kullandıkları cep telefonlarının HTS raporlarındaki sinyal alışverişi yaptığı baz istasyonlarından, maktulün en son saat 07.54"te telefonunu kullandığı, sanık ..."ın ise saat 09.48"e kadar ..., saat 12.30"dan itibaren ise Kovancılar baz istasyonlarını kullandığının belirlendiği, sanık, katılanlar ve tanık beyanlarından maktul ile sanık ..."ın samimiyetlerinin bulunduğu ve görüştükleri anlaşılan olayda;
    Sanık ..."ın kızları ... ve ... ile eşi ..."nın müdafii huzurunda alınan, birbirleri ile uyumlu 03.05.2011 tarihli beyanları, maktulün öldürülmesinden üç gün önce ..."ya gebelik tanısı konulduğuna ilişkin Çağrı Tıp Merkezindeki kayıtlar, bu kayıtların değiştirilmesi iddiası ve bu iddia ile ..."nın gebeliğini ve ..."nın babasının bebeği aldırmak istediğini doğrulayan tanık Dr. ..."in anlatımları, ..."nın istediği kişi ile evlenmesine sanığın rıza göstermemesi nedeniyle, bu olaydan yaklaşık 5 ay sonra sanığın eşi ve kızları tarafından böylesi bir iftira atılmasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmaması, olay yerinde ele geçen boş av tüfeği kartuşlarının sanığın güvenlik görevlilerine bizzat teslim ettiği ruhsatlı tüfekler ile atılmasının beklenemeyecek ve bu durumun sanığın başka bir tüfekle eylemi gerçekleştirmediği anlamına gelmeyecek olması, sanığın kızları ... ve ..."nın şüpheyi ailelerinden uzaklaştırmak için jandarma komutanlığına asılsız ihbar mektubu göndermeleri hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın güvenerek dost edindiği ve zaman zaman evinde misafir ettiği, evli olan maktul ..."nun, kendisinden 25 yaş küçük kızı ... ile ilişkiye girerek hamile bırakması üzerine maktulü kasten öldürdüğü tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, sanığın atılı kasten öldürme suçundan mahkûmiyetine hükmedilmesi gerekmektedir.
    Bu itibarla, sanığın kasten öldürme suçundan mahkûmiyetine hükmedilmesi gerektiği yönündeki Özel Daire bozma kararı isabetli olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan beş Ceza Genel Kurulu Üyesi; "İtirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.06.2017 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi