Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacılar, paydaşı oldukları 856 parsel sayılı taşınmaza komşu 855 parsel maliki davalının bağının taşkın olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve 500,00 TL ecrimisil istemişler, yargılama sırasında ıslah dilekçesi adı altında verdikleri dilekçe ile geriye dönük 5 yıllık ecrimisil istediklerini açıklamışlar ve 1.791,34 TL ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır. Davalı, dava konusu taşınmazı kendisinin değil kadastro tespitindeki sınırlar dahilinde eşi Kamber"in kullandığını, ayrıca elbirliği halinin söz konusu olup davacıların tek başına dava açamayacaklarını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının 1755 m² tecavüzünün keşfen saptandığı gerekçesi ile elatmanın önlenmesine; 2008-2012 tarihleri arasındaki dönem ve davacıların payları gözetilerek üzüm bağı geliri üzerinden hesaplanan bilirkişi raporuna atfen ecrimisil isteğinin de kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu tarla vasfındaki 856 parsel sayılı taşınmazın hem paylı ve hem de elbirliği mülkiyet üzere olduğu ve davacılar ile dava dışı kişilerin taşınmazda paydaş bulundukları, komşu 856 parsel maliki davalı tarafından yapılan bağın davacı taşınmazına 1755 m² taşkın olduğu anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki,davalının haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın davacıların paydaşı olduğu 856 parseldeki 1755 m²"lik alanı üzüm bağı yapmak suretiyle işgal ettiği saptanarak elatmanın önlenmesine, yıkıma ve ecrimisile hükmedilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ne var ki; dava konusu taşınmaz tarla niteliğinde olup, tecavüzlü bölümdeki bağın davalı tarafından dikildiği açıktır. Bu durumda, ecrimisilin de taşınmazın tarla niteliği gözetilerek hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur. Hâl böyle olunca, tarla"nın getireceği ecrimisil belirlenerek buna hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bağın getireceği ecrimisile hükmedilmesi doğru değildir. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.