11. Hukuk Dairesi 2016/1954 E. , 2016/8871 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
.
Taraflar arasında görülen davada ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 29/09/2015 tarih ve 2014/279-2015/252 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen .../.../2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ..... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından makine kırılması sigorta sözleşmesi ile teminat altına alınan iş makinesinin davalıya ait istinat duvarının bulunduğu alanda çalışma yaparken duvarın sağlam yapılmaması sonucu yıkılarak iş makinesinin hasarlanmasına neden olduğunu, hasar bedelinin müvekkili tarafından sigortalısına ödendiğini, hasardan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, 54.950 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kepçe operatörünün istinat duvarının altındaki toprağı kazması sonucu altı boşalan duvarın yıkıldığını, kusurun davacının sigortalısında olduğunu, duvarın altındaki toprağın boşaltılmamış olması halinde duvarın yıkılmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporuna göre davacının sigortalısının % 30 oranında müterafik kusurunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 38.432,80-TL"nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, makine kırılması sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma ilamında, “ davalı tarafın bilirkişi raporlarına yaptığı esaslı itirazların tam olarak giderilmesi açısından davalıya ait istinat duvarının altında bulunan dolgu toprağın alınmamış olması halinde anılan duvarın çöküp çökmeyeceği, dolgu toprağın alınmak zorunda kalınması halinde ne gibi tedbirler alınabileceği, dolayısı ile oluşan zarardan davalının kusurunun, bununla birlikte davacının sigortalısının da müterafik kusurunun bulup bulunmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporlarına yapılan itirazlar giderilmeden yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı” belirtilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak alınan ek bilirkişi raporunda “göçen duvar önünde yer alan duvarın ve iki duvar arasındaki dolgunun kaldırılmasından önce göçen duvara ait güvenlik katsayısı değerinin ....30 < ....0 olarak elde edildiği, göçen duvarın önünde yer alan ve iki duvar arasındaki dolgunun kaldırılmasından sonra göçen duvara ait güvenlik katsayı değerinin 0.... < ....0 olarak elde edildiği, yıkılan duvarın istinat duvarı olarak tasarlanmadığı, ./..
göçen duvarın önünde pasif olarak görev yapan duvar olması durumunda güvenlik katsayısı ....30 olarak elde edilmiş olup duvarın güvenli olmadığı, pasif olarak görev yapan dolgu ve duvarın kepçe ile alınması durumunda ise güvenlik katsayısı 0.... olarak elde edilmiş olup duvarın göçmesine neden olduğu, yıkım, kazı ve hafriyat çalışmaları, çalışmalar sırasında kepçenin devrilen duvara yakın çalışması ve oluşturduğu titreşimlerin duvarın devrilmesini hızlandıran unsurlar olduğu, dava konusu duvarın temeli ve ampatmanları ile ilgili kesin bir yargıya ulaşılamadığı, fotoğraflardan anlaşıldığı kadarı ile duvarın temelinin bulunmadığı, kepçenin yapmış olduğu hafriyat nedeni ile duvarın devrilmesinin hızlandığı dolayısı ile kepçenin yaptığı işlemin duvarın devrilerek zararı meydana getirmesinde etki ettiği, bu etkinin %30 oranında olduğu” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı vekili, 07.07.2015 tarihli bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içerir dilekçesinde “raporun bozma ilamında işaret edilen hususlarda açıklama içermediğini, duvarın yan yatma biçimi de dikkate alındığında hadisenin oluşumunda kepçe operatörünün hatalı eylemleri bulunup bulunmadığı hususunun açıklanmadığını, raporun varsayımlara dayalı olarak hazırlandığını, bilirkişi raporundaki tespitleri kabul etmediklerini, bozma ilamında belirtilen hususların aydınlatılması için yeni bir rapor alınması gerektiğini” belirtmiştir.
Mahkemece bozmadan önce dinlenen davalı tanıkları “dava konusu iş makinasının çalıştığı, yandaki arsanın kot seviyesi daha aşağıda olduğundan aradaki toprak dolgu iş makinası tarafından kaldırılınca istinat duvarının yan yattığını” belirtmişlerdir.
Davalı vekili ise yargılamanın başından itibaren “davacının sigortalısı tarafından hiçbir önlem alınmadan davaya konu istinat duvarının altındaki iki bahçe duvarı arasında bulunan ...,... metre kot farklı ve ... metre genişliğindeki dolgu toprağın kepçe ile alındığını, bu sırada davaya konu istinat duvarının temelinin altına da girildiğini, bu nedenle duvarın desteksiz kalması nedeniyle çöktüğünü” savunmuştur.
Bu itibarla mahkemece, dosya kapsamında bulunan fotoğraflar, tanık beyanları ve hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda bildirilen dava konusu duvarın davacının sigortalısına ait iş makinesinin çalışmasından önceki güvenlik kat sayısı ile iş makinesi ile çalışılmasından sonraki güvenlik kat sayı oranları hep birlikte nazara alındığında “dava konusu zararın doğmasında asli kusurun davacının sigortalısında olduğu” kabul edilerek bozma ilamında işaret edilen hususlar nazara alınmak suretiyle tarafların kusur oranları konusunda denetime elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar verilmek gerekirken bozma gereği tam olarak yerine getirilmeden kusur değerlendirmesi bakımından yetersiz bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, .../.../2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.