16. Hukuk Dairesi 2015/5325 E. , 2016/3618 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ... davaya dahil edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 08.09.2014 havale tarihli fen bilirkişisi ..."ın raporu ve ekindeki krokide (F) harfiyle gösterilen, sınırları ve vasıfları belirlenmiş olan 28.437,24 metrekarelik taşınmazın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, fen bilirkişisinin 08.09.2014 havale tarihli raporunda (F) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümünde zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Karar tarihi itibariyle 6360 sayılı Kanun yürürlükte olup bu kanun uyarınca ... İlinin mülki sınırları Büyükşehir Belediye sınırı olarak belirlendiği dikkate alınarak ... davaya dahil edilip husumet yaygınlaştırılmamış, çekişmeli taşınmaz sınırında Dicle Nehri bulunmasına rağmen taşınmazın kıyı kenar çizgisine göre konumu belirlenmemiştir. Bu kapsamda 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı gibi İdarece yapılmış ve yöntemince kesinleşmiş bir kıyı kenar çizgisi yoksa kıyı kenar çizgisinin mahkemece tespiti gerekmektedir. Bu tespit yapılırken 13.03.1972 tarih ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanan kıyı şeridinin nasıl tespit edileceğine dair kural ve yöntemler ile 17.04.1990 tarih, 3621 sayılı Kıyı Kanunu"nun 4. maddesindeki tanımlar ve 9. maddesi hükmü göz önünde tutulmalıdır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, dava konusu taşınmazın sınırında İdarece yapılmış ve yöntemince kesinleşmiş bir kıyı kenar çizgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, dosyada toplanan deliller ve bilirkişi raporlarına göre, davaya konu edilen taşınmazın (E) harfi ile gösterilen 28.437,24 metrekarelik bölümünün tarım alanı ve (F) harfi ile işaretli kalan bölümünün ise kullanıma konu olmayan bor niteliğinde olduğu belirtildiği halde infazda tereddüt hasıl oluşturacak şekilde hüküm yerinde (E) harfine ait 28.437,24 metrekare kadar yerin (F) bölümü içerisinde gösterilerek davacı adına tescile karar verilmesi de isabetsizdir. Hal böyle olunca; öncelikle karar tarihinde yürürlükte olan 6360 sayılı Kanun"un 1. maddesi uyarınca ...davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi, 3621 sayılı Kanun"un 9. maddesine göre bu işlerde uzman olan üç jeolog veya jeomorfoloji mühendisi ile uzman ziraat ve harita mühendisinden oluşturulacak beş kişilik uzman bilirkişi kurulu huzuruyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında yerel bilirkişiden taşınmazın sınırlarını göstermesi istenilmeli, teknik bilirkişilerden; dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin memleket haritalarının, en eski tarihli askeri haritaların, hava fotoğraflarının yöntemince uygulanması, gerektiğinde değişik kodlardan toprak örnekleri alınıp analizlerinin yapılması, mevsimsel etkilerin de göz önünde tutulması suretiyle kıyı kenar çizgisini saptamaları istenilmeli, belirlenen kıyı kenar çizgisinin de gözetilmesi suretiyle çekişmeli taşınmazın Dicle nehrinin etki alanı içerisinde kalıp kalmadığı ve aktif dere yatağı içerisinde bulunup bulunmadığı ile ilgili olarak denetime açık, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, teknik bilirkişilerden çekişmeli taşınmazın haritası ile kıyı ve kıyı kenar çizgisinin çakıştırılması neticesinde taşınmazın konumunu belirlemeleri istenilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 04.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.