Esas No: 2021/20307
Karar No: 2022/13899
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/20307 Esas 2022/13899 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, nitelikli hırsızlık suçundan mahkumiyet kararı verilmesine rağmen, hükümlünün yokluğunda ve itiraz kanun yolu açık olmak üzere bildirilen kararda, süre belirtilmemiş olduğu için ek kararın usulüne uygun kesinleşmediği ve yasa yoluna başvurulabileceği yanıltıcı bir ifade olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, temyiz itirazı süresinde kabul edilmiş ve yapılan incelemede hükümde bazı eksikliklerin olduğu görülmüştür. Bu eksikliklerden ilki, hükümlünün takdir hakkının kullanılması ve yasal özelliklerde yapılan değişikliklerin tartışılması için duruşma açılması gerektiği gözetilmeden dosya üzerinden hüküm kurulmuş olmasıdır. İkinci bir eksiklik ise, hükümlünün eylemine uyan cezaların ayrı ayrı tespit edilmesi gerektiği halde, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasıdır. Bu nedenle hüküm, bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 40/2
- 5271 sayılı CMK'nın 34/2, 231/2 ve 232/6
- 5252 sayılı Yasa'nın 9/3
- 765 sayılı TCK'nın 493/1
- 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 40/2, 5271 sayılı CMK'nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerine göre; mahkeme kararlarında, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağı, süreleri ve şekli kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir şeklindeki açık ve buyurucu hükümleri karşısında; hükümlünün yokluğunda verilen kararda, süre belirtilmeksizin itiraz kanun yolu açık olmak üzere yasa yoluna başvurulabileceği bildirilerek ek kararın usulüne uygun kesinleşmediği, sonraki tüm işlemlerin hukuken geçersiz olduğu, “Yasa yolu mercii, temyiz yolu” bakımından yanıltılan hükümlünün, 08.01.2020 ve sonraki tarihli dilekçelerindeki temyiz itirazı süresinde kabul edilerek yapılan incelemede;
1-5252 sayılı Yasa'nın 9/3. maddesi uyarınca hükümlü yararına olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağından, temel cezanın ne şekilde saptanacağının belirlenmesi, bireyselleştirme amacına yönelik takdir hakkının kullanılması ve önceki yasaya göre suçların yasal öğelerinde yapılan değişikliklerin tartışılması için duruşma açılmasının zorunlu bulunduğu gözetilmeden dosya üzerinden hüküm kurulması,
2-Mağdur beyanı ile hükümlünün ikrarını içeren soruşturma aşamasında verdiği ifadesine göre; olay günü hükümlünün, mağdura ait aracın kilitli olan kapısını spatula ile açarak araç içerisinden Kamasonik marka oto teybini çaldığı olayda; hükümlünün eylemine uyan 765 sayılı TCK'nın 493/1. maddesiyle 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak olaya uygulanarak, verilmesi gereken cezalar ayrı ayrı tespit edilip, hükümlü yararına olan yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ...’ın temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 08.02.2002 tarihli kesinleşmiş ilk hükümdeki ceza sürelerini aşmamak koşuluyla infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarının kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, 17.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.