19. Hukuk Dairesi 2019/2591 E. , 2019/4573 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan satın alma hakkının kullanılması ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı şirket ile davalı kiracı arasında yapılan finansal kiralama sözleşmesi ile 10 adet kamyonun kiralandığını, kiracının finansal kiralama bedellerinin tümünü ödediğini ve davalı kiracının finansal kiralama sözleşmesi gereğince kiralanan malı satın alma hakkının doğduğunu, ancak davalı kiracının finansal kiralama sözleşmesini sona ermesinden itibaren söz konusu araçları satın almadığını ve araçları kullanmaya devam ettiğini, araçların mülkiyetinin davacı şirkette olması nedeniyle araçlara ilişkin mali yükümlülüklerin davacıda olduğunu, davalı ... İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti. hakkında İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 1996/834 esas sayılı dosyasından 17.09.1996 tarihinde iflas kararı verildiğini, müflis şirketin tasfiyesi bitirilerek ticaret sicilinden terkin edildiğini, mağduriyetlerinin önlenebilmesi için müflis şirketin tasfiye öncesi durumu ile ihyası için İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/243 esas sayılı dosyası ile “ihya davası” açtıklarını, mahkemece ihya kararının değerlendirilebilmesi için hükmen tescil davası açılması yönünde süre verildiğini ileri sürerek, 10 adet aracın davalı kiracı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin son tescilini 25.07.1996 tarihinde yaptırdığı, müflis şirketin iflas sebebiyle sicil kaydının terkin edildiği, sicilden kaydı silinen şirketin hükmi şahsiyetini kaybettiği, dava şartlarının bulunmadığı, HMK’nun 115.maddesi gereğince de dava şartının davanın her aşamasında re"sen gözetilebileceği gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı davasını açarken davalının iflas ettiğini, iflasın tasfiyenin bitirilerek kapatılması üzerine davalının ticaret sicilinden terkin edildiğini, kendilerinin şirketin ihyası için dava açtıklarını ve bu davanın sürmekte olduğunu bildirmiştir. Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak davalının ticaret sicil kaydından terkin edildiği esas alınarak davanın davalının taraf ehliyetinin bulunmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davasını açarken ihya davası açtığını bildirdiğine göre, mahkemece ihya davasının sonuçlanmasının beklenmesi gerekirken ihya davasının sonuçlanması ve davacı vekilinin ihya davasını takip ve icrasında ihmali olursa kendisine kesin süre verilerek işlemleri tamamlaması beklenmeden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin dosyanın karara çıkmasından sonra mahkemeye verdiği 03.05.2017 tarihli dilekçe ekinde bulunan İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 23.12.2013 tarihli kararında davalının ihyasına karar verildiği, bu kararın kesinleşme şerhinin bulunduğu anlaşılmakta olup, mahkemece yapılacak iş, bozmaya uyulduğu takdirde davacı tarafından bu ihya kararının İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu nezdinde icra edilerek ihya kararının tescilini sağlamak, daha sonra işbu davanın dava dilekçesini davalıya tebliğ etmek ve yargılama süreçlerini tamamlamaktan ibarettir. Mahkemece, açıklanan hususlar gözetilmeden ve belirtilen eksiklikler giderilmeden eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün davacı vekili yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 01/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.