13. Hukuk Dairesi 2014/875 E. , 2014/9019 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... GYO AŞ avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıların yaptığı “Ispartakule” adlı projeden ... Sitesi C1-3 Blok D:29 numaralı bağımsız bölümü Mayıs 2008 tarihinde satın aldığını, konutun 04.01.2009 tarihinde teslim edildiğini, gerek teslim sırasında gerekse teslimden sonra kendi konutu ve ortak yerler ile ilgili ayıpların davalılara gerek kendisi gerekse de diğer kat malikleri tarafından bildirildiğini, ayrıca proje kapsamında müşterilere vaat edilen taahhütlerin yerine getirmediğini, eksik ve ayıplı işler bulunduğunu ileri sürerek ağır kusur ve hile ile gizlenen ve taşınmazda değer kaybına sebep olan ayıp ve eksiklikler nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL ile manevi tazminat olarak 1.000.00.TL" nın davalılardan tahsiline karar verilmesini dilemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemenin, davalı ... AŞ hakkındaki davanın husumetten reddine, diğer davalılar yönünden açık ayıplarla ilgili talebin reddine, gizli ayıplara yönelik talebin kısmen kabulü ile toplam 9.250.00.TL" nın tahsiline, manevi tazminat talebinin reddine dair kararının davacı ve davalı ... GYO A.Ş. dışındaki diğer davalılar ile ihbar olunan tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce bozulmasına karar verilmiş, bu sefer davalılar karar düzeltme talebinde bulunmuşlardır.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki 2.bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme taleplerinin reddi gerekir.
2-Davalıların, mahkemece açık ayıp kabul edilen ancak Dairemizce temyiz incelemesi sonucunda eksik ifa olarak nitelendirilen yapılmayan sosyal tesisler ile ilgili karar düzeltme talebi yönünden yapılan inceleme sonucunda; Dairemizin 19.06.2013 tarih ve 2012/25184 Esas 2013/16764 Karar sayılı bozma ilamının 4. bendinin; “4-Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı konutta oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir. Davalılar, ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, konut teslim tutanağında davacının belirlediği noksanlıkların davalılarca giderildiği, bunun yanında talep edilen bazı hususların açık ayıp niteliğinde olması nedeniyle süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığından reddine, gizli ayıplar yönünden bilirkişi heyeti tarafından nasafete göre belirlenen toplam 9.250.00.TL değer düşüklüğü bedelinin tahsiline karar verilmiştir. Davacının, 01.05.2008 tarihinde davalılardan satın aldığı bağımsız bölümü 11.01.2009 tarihli teslim tutanağı ile teslim aldığı, 06.04.2010 tarihinde eldeki davanın açıldığı hususlarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
4077 sayılı Kanunun 4.maddesinin 2.fıkrası hükmüne göre;tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30.maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, Borçlar Kanunu’nun bukonudaki 198.maddesi uygulanacaktır. Borçlar Kanununun 198.maddesine göre alıcı, teslim aldığı malı örf ve âdete göre, imkân hâsıl olur olmaz muayene etmek ve satıcının tekeffülü altında olan bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp mevcut olupda, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da derhal satıcıya ihbar etmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. BK.’nun 198.maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz. Ancak satıcı tarafından bu ayıpların giderileceği hususunda alıcıya oyalama yapılırsa Türk Medeni Kanunu" nun 2.maddesi gereğince hakkın kötüye kullanılmasını kanun himaye etmeyeceği için buyasal korumadan satıcı yararlanamaz.
Hemen belirtmek gerekir ki, eksik iş, yapılması gerektiği halde yapılmayan işleri, ayıplı iş ise, eserde olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki farkları ifade eder. İşin yapılmayan kısmının teslim ve muayenesi söz konusu olamayacağından iş sahibinin eksik işler yönünden ihbarda bulunmasına ya da ihtirazı kayıt koymasına gerek yoktur. İş sahibinin muayene ve ihbar yükümlülüğü sadece ayıplı işler içindir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakılacak olursa; “Ispartakule” adlı proje kapsamında yapılacak konut ve işyeri satışına ilişkin internet ilanlarında, reklam ve tanıtım broşürlerinde, 560.000.m2 ruhsatlı alanda 1.000.000.m2 den fazla inşaat alanına sahip olan toplam 13 adanın, 10 adasında 5280 modern konut ve 3 adasında 800 adet işyerinin bulunduğu alışveriş ve eğlence merkezinin yapılacağının, büyük marketler, sinemalar, restoran ve kafelerin yanısıra her türlü ihtiyaca yönelik dükkan ve işyerlerinin burada yaşayanların yanı başında olacağının, sportiv aktivitelerin yapılacağı klüp binası, iki adet ilk öğretim okulu, bir adet ortaöğretim okulu, cami, hastane, sağlık ocağı gibi günlük hayatın olmazsa olmazlarının da bu projede yer aldığının ve 21. yüzyıla yakışır Avrupai bir yerleşim alanı olacak “Ispartakule” projesinin 2009 yılı sonunda herşeyiyle tamamlanacağının belirtildiği, ne var ki taahhüt edilen bu hususlardan bir çoğunun dava ve keşif tarihi itibariyle yerine getirilmediği dosya kapsamı itibariyle sabittir. Söz konusu sosyal tesislerin yapılmamış olması, alıcının satın alma kararını etkileyen, taşınmazın değerini azaltan bir husus olup, edimin ifasındaki bu yöne ilişkin eksiklik nedeniyle satıcının alıcıya karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Ancak gerek keşiften sonra gerekse temyiz aşamasında sosyal donatı alanlarındaki eksikliklerin tamamlandığı yönünde dosyaya belge ve resimlerin sunulduğu anlaşılmaktadır.
Bu sosyal tesislerin, davalılar tarafından yapılarak ve eksiklikleri giderilerek proje tamamlanmış ise bu yönden dava konusuz kalacağından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ve dava tarihi itibariyle davalıların davanın açılmasına sebebiyet verdikleri dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davalıların sorumlu olduğuna karar verilmesi, halen sosyal tesislerden yapımına devam edilenler var ise, davacının bu tesislerden yararlanmamasından doğan somut zararının olup olmadığının tespiti ile somut zararının tespiti halinde bu zarara hükmedilmesi ile şayet bu zamana kadar yapılmayan ve bundan sonrada yapılmayacağı kesinleşen sosyal tesisler var ise, bunlardan dolayı davacının uğradığı zararın nisbi metoda göre hesaplanarak hüküm kurulması gerekir.
Ayrıca, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda; davacı alıcı tarafından açıkça konut durum tespit – teslim formunda belirtilen ayıpların, açık yada gizli ayıp olup olmadığı, bu ayıpların giderilmiş olup olmadığı, dava dilekçesinde belirtilen ayıpların niteliğinin ne olduğu, “açık ayıp” ve “gizli ayıp” yönünden yasal süresi içinde ayıp ihbarından bulunulup bulunulmadığı hususlarına yeterince yer verilmediği ve değer düşüklüğü hesabında nisbi metot yöntemi uygulanması gerekirken
denetime esas olmayacak şekilde nesafet indirimi uygulandığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece, az yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen hususlarda alanında uzman kişilerden oluşturulacak yeni bilirkişi heyeti marifetiyle mahallinde keşif yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken değinilen bu hususlar göz ardı edilerek, eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” gerekçesi ile kararın bozulması gerekirken, zuhulen farklı gerekçe ile bozulduğu bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, bir kısım davalıların karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin bozma ilamının 4. bendinin kaldırılmasına ve mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davalıların sair karar düzeltme taleplerinin reddine, 2. bent gereğince davalıların karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 19.06.2013 tarih ve 2012/25184 Esas 2013/16764 Karar sayılı bozma ilamının 4. bendinin kaldırılmasına ve mahkeme kararının bu gerekçe ile BOZULMASINA, peşin alınan 599.90 TL harcın istek halinde davalılardan Emlak Pazarlama İnş. A.Ş, ... İnş. Taah. San. AŞ ve ... İnş. Ve Taah. A.Ş"ne, peşin alınan 50.45 TL harcın davalı ... GYO A.Ş"ne, peşin alınan 21.15 TL harcın ihbar olunan ... İnş. Tic. Ve San. A.Ş"ne iadesine, 27.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.