17. Ceza Dairesi 2019/10017 E. , 2020/211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama, başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanıklar hakkında verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanıklar ... ve ... hakkında başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan verilen hükümler ve sanıklar ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya içerisinde bulunan soruşturma aşamasında düzenlenen Jandarma Krıminal labaratuvarının 30.04.2013 tarihli ekspertiz raporunda, söz konusu kimliklerin iğfal kabiliyetlerinin bulunduğunun tespit edilmesi karşısında; mahkemenin resmi belgede sahtecilik suçunun sübutuna dair kabulünde herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bu yönde bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararları kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre, sanıklar ... ve ... ile sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanıklar ... ve ... hakkında başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan verilen hükümler ile sanık ... hakkında hırsızlık suçundan verilen hükmün temyiz incelemesinde;
Dosya kapsamına göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-TCK"nın 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması; TCK"nın 267/1. maddesinde tanımlanan “İftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir. Somut olayda; sanıkların kolluk görevlilerince yakalandığında, üzerinde kendisine ait fotoğraf bulunan başkası adına düzenlenmiş nüfus cüzdanını ibraz ettiği, ancak sanıklar kimliklerinin sahte olduğunu söyleyerek gerçek kimliklerini söyledikleri ve haklarındaki bütün adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapıldığı, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği anlaşılmakla 5237 sayılı TCK"nın 268. maddesinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanıklar ... ve ...’nin başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan beraatleri yerine mahkûmiyetlerine hükmolunması,
2- Sanık ...’nin bankamatikten para çekmeye çalışan müştekiye yardım etmek için yanına geldikten sonra müştekinin elindeki banka kartını bankamatik cihazına takmak amacıyla müştekinin rızasıyla aldığı ancak cihaza takmayıp cebine koyarak olay yerinden uzaklaştığı olayda, kartın müştekinin elinden veya üzerinden çalınmasından söz edilemeyeceği, sanığın eyleminin uzlaşmaya tabi olan 5237 sayılı TCK’nun 141/1. maddesindeki suça uyduğu gözetilmeden, aynı Yasa’nın 142/2-b maddesi gereği hüküm kurulması,
Kabule ve uygulamaya göre de;
3-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 08.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.