Ceza Genel Kurulu 2016/859 E. , 2017/307 K.
"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 7. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 14.10.2011
Sayısı : 301-462
4733 ve 5607 sayılı Kanunlara muhalefet suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanık ..."in beraatine ilişkin İstanbul 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 14.10.2011 gün ve 301-462 sayılı hükmün, katılan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 06.10.2015 gün ve 15682-20990 sayı ile oyçokluğuyla onanmasına karar verilmiş,
Daire Üyeleri T. Emiroğlu ve A. Kiriş; ""Sanığın suça konu koliyi kendisinin kargoya verdiğinin açıklığı karşısında, hamallık işi ile de uğraşıp açık kimliğini beyan etmediği meçhul şahıstan bu koliyi kargoya vermek üzere aldığını savunmasının, kayda değer olmadığı ve suçtan kurtulmaya matuf bulunduğu anlaşılmakla; üzerine atılı eylem sübut bulunmasına göre sanık hakkında beraat kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerektiği"" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 20.02.2016 gün ve 288155 sayı ile;
"...İtirazın konusunu oluşturan uyuşmazlık;
Sanık tarafından kargoya verilen 50 karton (500 paket) gümrük kaçağı sigaranın, sanık tarafından suç kastı ile haklarında Babaeski Asliye Ceza Mahkemesince yargılama yapılan sanıklar .... ve ...."a gönderilip gönderilmediğine ilişkindir.
Haklarında Babaeski Asliye Ceza Mahkemesince yargılama yapılan sanıklar ...."a kargo yolu ile gönderilen kişisel kullanım sınırının çok üzerindeki 50 karton (500 paket) gümrük kaçağı sigaranın dosyamız sanığı ... tarafından gönderildiği hususunda hiç bir tereddüt yoktur.
Her ne kadar sanık ..., bu kargoyu açık kimliğini bilmediği Hacı isimli kişinin, haklarında Babaeski Asliye Ceza Mahkemesince yargılama yapılan sanıklar ...."un kimlik ve adres bilgilerini vererek Babaeski"ye göndermesini istediğini ve bunun üzerine de kendisinin kimlik belgesini ibraz ederek suça konu gümrük kaçağı sigaraların bulunduğu koliyi gönderdiğini, ancak kolinin içinde gümrük kaçağı sigaraların bulunduğundan haberinin olmadığını savunarak suçlamaları inkar etmiş ise de, sanığın kendisini suçtan kurtarmaya yönelik savunması hayatın olağan akışına uygun değildir ve bu savunmaya itibar etmemek gerekmektedir.
Yukarıda arz ve izah edildiği üzere, sanık ... hakkında verilen beraat hükmünün bozularak "olay tutanağı ve dosya kapsamına göre; ihbar üzerine sanık ... ..."e gönderilen miktarı itibarı ile kişisel kullanım miktarının üzerinde kalan gümrük kaçağı bandrolsüz sigaraların, kargoya sanık ... tarafından verilerek gönderildiğinin anlaşılmasına göre, sanık ..."in yaptığı iş, ihbarın mahiyeti itibarıyla sigaraların ticari amaçla bulundurulduğunun kabulü gerekirken, oluşa ve hayatın olağan akışına uymayan sanığın beyanına itibar edilerek, mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, yasaya aykırı bulunduğundan bozulması"..." gerektiği görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 7. Ceza Dairesince 06.04.2016 gün, 7322-5045 sayı ve oyçokluğuyla, itiraz nedenleri yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARAR
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suçun sübutuna ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
03.09.2008 tarihinde, Babaeski ilçesi Yurtiçi Kargo şubesine... adına bir koli gönderildiği ve içerisinde kaçak sigara bulunduğu ihbarı üzerine kolluk görevlilerince anılan yere gidildiği, ..."un gönderilen kargoyu birlikte teslim aldıkları sırada görevlilerce durduruldukları, adı geçenlere kargo paketi içerisinde ne olduğu sorulduğunda, 80 karton parlament marka sigara olduğunu söylemeleri üzerine yakalandıkları, Cumhuriyet savcısı tarafından verilen arama emrine istinaden yapılan aramada, koli içerisinde 80 karton kaçak sigaranın ele geçirildiği, elkoyma işleminin Babaeski Sulh Ceza mahkemesince onandığı,
İrsaliyeli fatura suretine göre; kargonun göndericisinin sanık ..., alıcısının ise .... olduğu, kargonun İstanbul"dan gönderildiği,
22.01.2010 tarihli bilirkişi raporu ile sigaraların yabancı menşeili olduklarının tespit edildiği,
Anlaşılmaktadır.
Tanık ... kovuşturma aşamasında; olayı hatırlamadığını, şüpheli gördükleri kargo paketlerinin içerisinde ne olduğunu paketi getiren kişiye sorduklarını, olay günü paketin içerisinde ne olduğunu sorup sormadığını hatırlamadığını,
.... aşamalarda; .... ile inşaat işinde çalışmak üzere Edirne"den Babaeski"ye gittiklerini, inşaata gitmeden önce ...."in kendisine "kargoya gidelim" demesi üzerine birlikte kargo şirketine gittiklerini, .... adına gelen paket içerisinde ne olduğunu bilmediğini,
.... kollukta; İstanbul"da kendisini.... olarak tanıtan ve Siverekli olduğunu söyleyen 30-35 yaşlarında, 165-170 cm. boylarında, 75-80 kg ağırlığında, esmer tenli, siyah saçlı ve saçları hafif beyazlaşmış olan bir şahsın kargo ile kendisine sigaraları gönderdiğini,
Mahkemede farklı olarak; tekstil işi yaptığı kişinin, alacağına karşılık kendisine kaçak sigaraları gönderdiğini,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... aşamalarda; temizlik şirketinde çalıştığını, ara sıra da el arabası ile taşımacılık yaptığını, Hacı olarak bildiği şahsın kargoya verilmek üzere kendisine bir koli teslim ettiğini, koli içerisinde ne olduğunu sorduğunda şahsın terlik olduğunu söylediğini, kargoyu teslim ederken kargo görevlilerinin içerisinde ne olduğunu sorduklarında terlik olduğunu söylediğini, koliyi Hacı isimli şahsın verdiğini söylemesine rağmen kimliğini istemeleri üzerine vermek zorunda kaldığını, paketin içinde kaçak sigara olduğunu bilmediğini savunmuştur.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Alıcısı ...., göndericisi sanık ... olan ve Babaeski ilçesi Yurtiçi Kargo şubesine gönderilen kargo paketinde yapılan aramada, 80 karton gümrük kaçağı bandrolsüz sigaranın ele geçirildiği olayda; içerisinde suç konusu sigaraların ele geçirildiği kargo paketine ait irsaliyeli faturanın gönderici bölümündeki kimlik bilgilerinin sanık ..."e ait olması ve kargo paketini gönderdiğini kabul eden sanığın, paketi kendisine “Hacı” isimli kişinin verdiğini savunmasına rağmen bu kişiye ulaşılabilmesini sağlayacak herhangi bir bilgi vermemesi karşısında; suç konusu sigaraları kendisine kargoya verilmek üzere ismini Hacı olarak bildiği bir şahsın teslim ettiği ve kolinin içerisinde terlik olduğunu bildiği yönündeki savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu anlaşıldığından, atılı eylemi gerçekleştirdiği sabit olup hukuki anlamda tek olan fiilinin 4733 sayılı Kanunun 8/4. maddesi ile 5607 sayılı Kanunun 3/5. maddesinde düzenlenen suçları oluşturduğu, ancak 5237 sayılı TCK"nun 44. maddesi gereğince daha ağır ceza öngören 4733 sayılı Kanunun 8/4. maddesi uyarınca cezalandırılmasının gerektiği kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün sanığın TCK"nun 44. maddesi gözetilmek suretiyle 4733 sayılı Kanuna muhalefet suçundan mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
İtirazın değişik gerekçeyle kabulü yönünde oy kullanan Ceza Genel Kurulu Üyesi ...;
""Yukarıda dosya özetinde dile getirildiği gibi, sanığın kargo ile .... isimli kişiye koli gönderdiği ve kolinin .... isimli kişi tarafından kargodan alındığı sırada görevliler tarafından yakalandığı; .... isimli kişiye sigaraları kimin gönderdiği sorulduğunda; kendisini Urfa Siverekli.... olarak tanıtan ve eşgal bilgisi verdiği kişinin gümrük kaçağı sigara içtiğini görünce sorduğunda kendisine 3 karton gönderebileceğini söylediğini;.... ismini kullanan kişinin kendisini gizli telefondan arayarak sigaraları beğenip beğenmediğini sorduğunu; beğendiğini söylemesi üzerine 50 karton göndermesini istediğini söylediği ve kovuşturmada içeriğini kabul ettiği 4.9.2008 günlü soruşturma ifadesinden anlaşılmıştır.
Sanık ise; sigaraları kargoya verip .... isimli kişiye gönderdiğini; kargo yetkililerince kimliğinin istenmesi üzerine kimliğini verdiğini; içinde sigara olduğunu bilmediğini; el arabacılığı yaptığı için kargoya mal götürmesinin istendiğini, kargoyla göndermesini isteyen kişinin Hacı isimli biri olduğunu söylemiştir.
Sanığın, Hacı isimli kişinin kargoya vermesini istediği koliyi kargoya götürüp .... isimli kişiye göndermekten ibaret eyleminde; koli teslim irsaliye faturasına kendi kimliğini vererek kimlik bilgilerini yazdırması ve kendi beyanlarından anlaşıldığı üzere Hacı isimli kişinin kolide terlik var demesi nedeniyle terlik kelimesinin faturanın açıklama kısmına yazmak şeklindeki bu eylemiyle ilgili olarak;
1-.... isimli kişinin, 20.02.2009 günlü Edirne 1. Asliye Ceza Mahkemesine talimatla verdiği ifadesinde dile getirdiği, kendisine borçlu olduğunu söylediği tekstil işiyle uğraştığını belirttiği ve alacağına karşılık kaçak sigara gönderen kişinin kim olduğu araştırılmadan,
2-Sanığın, adına koli gönderdiğini söylediği Hacı isimli kişinin kim olduğu belirlenmeden,
3-.... isimli kişinin, 20.02.2009 günlü kovuşturma ve 4.9.2008 günlü soruşturma ifadeleri arasındaki açık farklılık karşısında; .... hakkında açılmış bir dava olup olmadığı araştırılıp, varsa bilgiler bu dosya arasına alınmadan; kolluk beyanına göre.... isimli kişinin ....’in kovuşturma ifadesinde geçen ve kendisine borçlu tekstil işiyle uğraşan kişi olup olmadığı sorulmadan; ayrıca.... isimli kişiye 3 ve 50 kartonluk kaçak sigara paralarını hangi yolla ödediği hususları sabitlenmeden,
4-.... isimli kişinin 4.9.2008 günlü soruşturma ifadesinde belirttiği telefonu ile suç tarihlerinde hangi telefonlarla iletişim kurduğu araştırılmadan hüküm verilmiştir.
Sanık ile ifadesine başvurulan ve kaçak sigaraları kargodan alırken kimliği belirlenen ve tanık olarak dinlenen kişinin adı da sanığın adı gibi Halil olup, soyadlarının farklı olduğu anlaşılmıştır.
Sanık hakkında, yukarıdaki belirttiğim dört konuda gerekli araştırma yapılmaksızın esas mahkemesince hüküm kurularak beraat kararı verilmesi ve bu beraat hükmünün özel dairece onanması hukuka uygun değildir. Çünkü, bu eksiklikler giderilmeksizin verilecek hüküm mahkumiyet de olsa beraat de olsa hukuka uygun sayılamaz.
Özel dairenin onama kararına yönelik Başsavcılığın itirazı, sanık hakkındaki beraat hükmünün eksik soruşturmaya dayalı olarak verildiğine değil, doğrudan sanığın mahkum edilmesi gerekçesine dayanmıştır.
Ceza Genel Kurulu Yüksek çoğunluğu da, Başsavcılığın itirazını, yukarıda belirttiğim eksik soruşturmaya ilişkin olarak ve değişik gerekçeye dayalı olarak değil, eksikliklerin giderilmesine gerek görülmeksizin doğrudan mahkumiyet hükmü verilmesi yönünde kabul etmiştir. Oysa, yukarıda belirttiğim eksiklikler giderilmeden verilecek mahkumiyet hükmü adil yargılanma hakkının ihlali olacaktır. Sanığın dosya içerisinde yer alan açıklaması ile; tanık olarak ifadesi alınan ve beyanları hükme esas alınan tanık (ki bu tanık aynı zamanda kargo yoluyla gönderilen kaçak sigaraların alıcısıdır), soruşturma ve kovuşturmada farklı ifadeler verdiği gibi, bu ifadelerinde sigaraları gerçekte sanığın gönderdiğine ilişkin bir beyanda da bulunmamıştır. Bu durumda sanığın dışında ve sanığa sigaraları kargo yoluyla gönderttiren sigaraların gerçek sahibinin olduğu anlaşılmaktadır. En azından böyle bir satıcı yoksa bile; bu hususun yukarıda belirttiğim dört konu yönünden gerekli araştırması yapıldıktan sonra sonucuna göre hüküm verilmesinin sağlanması için, itirazın bu hususlar gözetilerek değişik gerekçeyle kabul edilmesi gerekirdi. Belirttiğim dört hususta gerekli araştırmalar yapılmaksızın doğrudan sanığın mahkumiyetinin gerektiği yönündeki gerekçeyle itirazın kabul edilmesi, kuşkunun yenilmesi sayılmayacaktır. Kuşkudan sanığın yararlanması temel ilkesi karşısında; eksiklikler giderilmeksizin mahkumiyet hükmü verilmesi adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğurabilecektir.
Tüm bu nedenlerle; Başsavcılığın itirazının, yukarıda tek tek ve açıkça belirttiğin dört konuda eksik soruşturma/kovuşturma nedeniyle değişik gerekçeyle kabulü yerine; doğrudan mahkumiyet kararı verilmesi yönündeki yüksek çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir."" düşüncesiyle,
Bir Ceza Genel Kurulu Üyesi de benzer düşüncelerle farklı görüş açıklamış,
Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi de; itirazın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 06.10.2015 gün ve 15682-20990 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- İstanbul 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.10.2011 gün ve 301-462 sayılı hükmünün, sanığın TCK"nun 44. maddesi gözetilmek suretiyle 4733 sayılı Kanuna muhalefet suçundan mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.05.2017 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.