Hukuk Genel Kurulu 2017/2646 E. , 2020/767 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “karşılıklı boşanma” davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 4. Aile Mahkemesince verilen asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne ilişkin karar, davacı-karşı davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda kısmen bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı-Karşı Davalı İstemi:
4. Davacı-karşı davalı asil 07.10.2013 tarihli dava dilekçesinde; eşi ile bir yıldır ayrı yaşadıklarını ve ailevi hiç bir konuda anlaşamadıklarını, devamlı olarak çeşitli huzursuzlukların meydana gelmesi nedeniyle evliliği bitirmeye karar verdiğini belirterek boşanmaya karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-Karşı Davacı İstemi:
5. Davalı-karşı davacı vekili 05.11.2013 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde; tüm iddiaları inkârla, evlilik birliği süresince karşı tarafın sürekli sadakatsiz davranışlar sergilemesi nedeniyle müvekkilinin evden ayrılmak zorunda kaldığını belirterek tarafların boşanmalarına, velayetlerin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına aylık 250,00TL tedbir-iştirak, müvekkili yararına ise aylık 250,00TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 50.000,00TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. Ankara 4. Aile Mahkemesi’nin 04.06.2014 tarihli ve 2013/1360 E., 2014/848 K. sayılı kararı ile; erkek eşin “karısını aldattığını" kabul ederek duruşma zaptını imzaladığı, taraflar arasındaki geçimsizlikte kusur yönünden ihtilaf bulunmadığından tanıkların dinlenmesine gerek görülmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadın eşin kusursuz erkek eşin ise tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetlerin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına aylık 200,00TL tedbir-iştirak, davalı-karşı davacı yararına ise 200,00TL tedbir-yoksulluk nafakası ve 20.000,00TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Hükmün davacı-karşı davalı tarafından her iki dava ve ferilerine yönelik temyizi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesince 10.11.2015 tarihli, 2015/6349 E. ve 2015/20862 K. sayılı kararı ile; davacı-karşı davalı erkeğin mahkeme huzurunda ayrılmadan önce eşini aldattığını beyan ettiği, davalı-davacı kadının da erkeğin bu beyanı üzerine tanıklarını dinletmekten vazgeçtiği, mahkemece davalı-davacı kadının boşanma davasının kabulüne karar verildiği, TMK’nın 184. maddesinde "tarafların her türlü ikrarı hakimi bağlamayacağı gibi, boşanma ve ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe bunlar ispatlanmış sayılmaz" dediğine göre davalı-davacı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olayları ispat edememiş olduğu, hâl böyleyken davanın reddi yerine kabulünün bozmayı gerektirdiği gerekçesiyle ikinci bentte gösterilen sebeple bozulmuş, bozma kapsamı dışında kalan bölümler ise birinci bentte gösterilen sebeple onanmıştır.
Direnme Kararı:
8. Ankara 4. Aile Mahkemesinin 25.05.2016 tarihli, 2016/598 E. ve 2016/840 K. sayılı kararı ile bozma öncesi kararda yer alan gerekçeye ilave olarak; erkek eşin katıldığı 04.06.2014 tarihli duruşmada alınan beyanı imzaladığı, aleyhine ileri sürülen iddialara karşı çıkmadığı gibi ayrıca yalanlamadığı bilakis karısını aldattığını açık ve net ifadelerle açıkladığı, buradaki tavrın "ikrar değil, doğrudan doğruya iddiaların doğruluğunun kabulü" olduğu, bu hâliyle "erkeğin, karısını aldattığı ve kadının geçimsizlikte kusurunun bulunmadığının" taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmaktan çıktığı, ihtilafsız konularda artık tanık dinlenemeyeceği, karşı davada verilecek ret kararının, eşlerin ayrı yaşadıkları uzun süre ve her iki tarafın da karşılıklı boşanma istemi gözetildiğinde, taraflar yönünden arzulanan bir sonucu ortaya koymayacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
9. Direnme kararı davacı-karşı davalı asil tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
10. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı-karşı davalı erkeğin duruşmada "evden ayrılmadan bir ay önce karısını aldattığını" beyan etmesi nedeniyle, kusurlu davranışlarının ispat edilip edilmediği, burada varılacak sonuca göre davalı-karşı davacı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
11. Taraflarca açılan karşılıklı davaların her ikisi de, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesine göre evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma ve feri istemlerine ilişkindir.
12. Yargılama süreci bölümünde anlatılan şekilde, mahkemece bozma öncesi verilen 04.06.2014 tarihli 2013/1360 E. ve 2014/848 K. sayılı kararla, boşanmaya sebep olan olaylarda kadın eşin kusursuz, erkek eşin ise tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Hükmün, erkek eş tarafından her iki dava ve ferilerine yönelik temyiz edilmesi üzerine, Özel Dairenin kısmen onama kararı ile erkek eşin TMK’nın 166. maddesine göre açılan boşanma davasının reddi kararının kesinleşerek, eldeki dosyada davalı-karşı davacı kadın eşin evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açmış olduğu boşanma davası ve ferilerine yönelik istemlerinin kaldığı anlaşılmaktadır.
13. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonucu verilen direnme kararında; erkek eşin boşanma davasının reddine ilişkin verilen kararın bozma kararı kapsamı uyarınca kesinleştiği gözetilerek bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
14. Hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından ilk temyiz dilekçesinin aksine “kararın boşanma hükmü dışında kalan yönlerine ilişkin” olarak temyiz edilmiştir. Bu durumda; boşanma kararının temyiz kapsamı dışında kalarak kesinleştiği açıktır. Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık “davalı-karşı davacının boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği” noktasında toplanmakta ise de uyuşmazlık konusu olan boşanma kararı temyize getirilmeyerek kesinleşmiş, sadece boşanmanın ferisi niteliğindeki velayet, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerine ilişkin kısımlar temyiz edilmiştir.
15. Şu hâle göre, Özel Dairenin bozma sebebi gözetilerek “boşanma davasının ferilerine yönelik” incelemenin yapılmamış olmasının tabi bulunması dolayısıyla yerel mahkemece direnme adı altında verilen kararda “davacı-karşı davalı taraf yararına boşanma davasının ferilerine yönelik” temyiz itirazlarının Özel daire tarafından temyiz aşamasında değerlendirilmemiş olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
16. Hâl böyle olunca; dosya üzerinde Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılacak bir işlem bulunmamakla birlikte mahkemece davalı-karşı davacı taraf yararına hükmedilen boşanmanın ferisi niteliğinde ki taleplere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı-karşı davalı asilin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince kararın taraflara tebliği işlemlerinin yerine getirilmesine, karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.