19. Ceza Dairesi 2018/3670 E. , 2019/4186 K.
"İçtihat Metni"
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu"na muhalefet suçundan suça sürüklenen çocuk ..."un, anılan Kanun"un 71/4, 81/13, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 31/3, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 8 ay 26 gün hapis ve 60,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, hükmolunan hapis cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 51. maddesi gereğince ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Bakırköy 3. Çocuk Mahkemesinin 29/11/2012 tarihli ve 2012/521 esas, 2012/643 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 17/05/2018 gün ve 5207 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/05/2018 gün ve KYB-2018/43198 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içinde yeni bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, bahse konu hapis cezasının aynen infazına dair Bakırköy 3. Çocuk Mahkemesinin 31/01/2018 tarihli ve 2012/521 esas, 2012/643 sayılı ek kararının, 29/11/2012 tarihli ilk kararın kanun yararına bozma yoluyla bozulması halinde infaz kabiliyetinin bulunmayacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
Suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan 8 ay 26 gün kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” hükmü uyarınca anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmiş bulunulmasında isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dosyanın tetkikinde,
1- 5846 sayılı Kanun"un 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile değişik soruşturma ve kovuşturma usulünü düzenleyen 75. maddesindeki "71 ve 72. maddelerde sayılan suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması şikayete bağlıdır. Yapılan şikayetin geçerli kabul edilebilmesi için hak sahiplerinin veya üyesi oldukları meslek birliklerinin haklarını kanıtlayan belge ve sair delilleri Cumhuriyet Başsavcılığına vermeleri gerekir. Bu belge ve sair delillerin şikayet süresi içinde Cumhuriyet Başsavcılığına verilmemesi halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir” şeklindeki düzenleme ile 5846 sayılı Kanun’un 20 ve devamı maddeleri uyarınca mali hakların, işleme hakkı, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, temsil hakkı ve işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkını kapsadığı göz önünde bulundurularak; Mahkemece, D Yapım Reklamcılık ve Dağıtım Anonim Şirketinin, hak sahibi olduğundan bahisle dava ve duruşmalara katılmasına karar verilip lehine vekalet ücretine hükmedildiği ve suça sürüklenen çocuk hakkında 5846 sayılı Kanunun 71/1 ve 81/13. maddeleri uyarınca ceza tayinine gidildiği anlaşılmış ise de, katılanın ele geçen eserler üzerinde 5846 sayılı Kanun’da belirtilen mali haklardan hangisine sahip olduğu ile hak sahipliği süresi belirtilmediğinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuk hakkında anılan Kanunun 81/4. maddesi yerine ve 81/13. maddeleri uyarınca ceza tayinine gidilmesi hususunda,
2-Suça sürüklenen çocuk hakkında uygulama maddesi olarak 5846 sayılı Kanunun 71/4. maddesinin gösterildiği, anılan Kanunda ise 71/4. maddenin bulunmadığı, 71/1-4. maddenin ise iddianameye konu uyuşmazlık ile ilgisinin bulunmadığı, Kanunun 81/13. maddesinin de Kanunun 71/1-1. maddesine atıfta bulunduğu, 71/1-1. maddesinde düzenlenen yaptırımın da seçenek olarak hapis veya adli para cezası öngörmesine karşın, suça sürüklenen çocuk hakkında hapis cezası ve adli para cezasının birlikte uygulanarak TCK"nun 61/10. maddesine muhalefet edilip edilmediği,
3- Suç tarihi itibariyle adli sicil kaydı bulunmayan, hükmolunan cezası asgari hadden tayin olunan, hakkında TCK"nun 62. maddesi uygulanan, dosyaya kişilik özellikleri ile ilgili herhangi bir olumsuzluk yansımayan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanıp uygulanmaması konusunun karar yerinde tartışılmasının gerekip gerekmediği,
Hususlarından kanun yararına bozma yoluna gelinip gelinmeyeceğinin takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.