10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/19108 Karar No: 2017/3577 Karar Tarihi: 19.04.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/19108 Esas 2017/3577 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/19108 E. , 2017/3577 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yurtdışında Türk vatandaşlığında geçen borçlanmaya esas süreleri talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 4/1-a kapsamında 3201 sayılı Yasa gereğince borçlanabileceğinin tespiti ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyanın incelemesinden, Türkiye’de 4/1-a kapsamında 18.6.2012-30.6.2012 tarihleri arası 13 gün bildirimli çalışması olan davacının 30.11.2012 ve 28.6.2013 tarihlerinde yurtdışında geçen süreleri borçlanma talebinde bulunduğu, davalı Kurumca, 30.1.2012 ve 18.9.2013 tarihli cevabı yazıları ile 4/1-b kapsamında borçlanabileceğinin bildirilmesi üzerine 05.11.2013 tarihinde dava açıldığı dava devam ederken davacının 24.11.2014 tarihli borçlanma talebinin Kurumca 4/1-a kapsamında kabul edildiği, Mahkemece, yapılan yargılama da bilirkişi raporu doğrultusunda 4/1-a kapsamında borçlanmasının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması; eş söyleyişle tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması halinde, bu olayın hükümde göz önüne alınması ve mahkemenin, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir. Bu çerçevede; Türkiye’de 4/1-a kapsamında 18.6.2012-30.6.2012 tarihleri arası 13 gün bildirimli çalışması, borçlanmanın niteliği ve dava açıldıktan sonra Kurumun 4/1-a kapsamında borçlanmanın kabulü de gözetilerek, davanın konusuz kalıp kalmadığı hususu irdelenerek karar verilmesi gerekirken bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.