14. Hukuk Dairesi 2015/2695 E. , 2015/2563 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, mirasçı aleyhine 21.06.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi atanmış mirasçı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, vasiyetçi ..."ın 23.01.2012 tarihinde vefat ettiğini ve 22.11.1995 tarihli vasiyetnamesinin ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/291 Esası üzerinden açılarak okunduğunu, vasiyetname ile müvekkili vakfa bir kısım taşınmazlar ve menkuller bırakıldığının öğrendildiğini, mahkemece mirasçılık belgesi almak üzere vakfa yetki verildiğini belirterek ...nın Vasiyetçi ..."ın mirasçısı olduğunu gösterir "mirasçılık belgesi" verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu vasiyetçi ..."in ölümü ile geride yasal mirasçısı bulunmadığı için TMK"nın 501. maddesi gereğince tüm mirasının ..."ye verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili ile dava dışı vasiyet alacaklısı ... vekilleri temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, ... vekilinin 31.10.2013 tarihli davaya katılma isteğine dair müdahale dilekçesinin harçlandırılmadığı ve bu nedenle müdahale isteminin mahkemece 27.01.2014 tarihli kararla reddi yerinde görüldüğünden vasiyet alacaklısı ... vekilinin temyiz istemine dair dilekçenin reddi gerekmiştir.
2-Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
... tarafından .... Noterliğinin 22.11.1995 tarihli ve ... yevmiye numaralı vasiyetname uyarınca, davacıya ... Cad. ... no"lu ve ... ... Cad. 219/2 no"lu taşınmazlar ile ... plaka sayılı ... aracın, ayrıca kütüphanedeki ve ikametgahındaki tüm kitap ve kırtasiye malzemelerinin bırakıldığı vasiyetnamenin tüm safhalarının tatbikinden ...nın sorumlu tutulduğu, davacı vakıf dışında gerçek kişiler ..., ... ve ... isimli gerçek kişilere de belirli malların vasiyet edildiği anlaşılmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki, mirasçılık kanundan doğuyorsa bu “yasal mirasçılık”tır (TMK m. 495-501). Mirasçılık murisin iradesine dayalı olarak da doğabilir. Muris ölüme bağlı tasarruf şekillerinden birine (vasiyetname ya da miras sözleşmesi) uyarak, kendi iradesiyle tasarruf özgürlüğü içerisinde, terekesinin tamamı veya belli bir oranı için bir ya da birden fazla kişiyi mirasçısı olarak belirlemek hakkına sahiptir. Bu hukuki işleme “mirasçı atama (nasbı)”, böyle bir işlemle mirasçılık sıfatını kazanan kişiye de “atanmış (mansup) mirasçı” denir.
Buna karşılık, belirli (muayyen) mal bırakma, ölüme bağlı bir tasarrufla murisin bir kişiyi, onu mirasçı olarak atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunmasıdır. Kendisine bu şekilde menfaat sağlanan (kazandırmada bulunulan) kişiye “belirli mal bırakma vasiyeti alacaklısı” ya da kısaca “vasiyet alacaklısı (eski deyimle “musaleh”) denilmektedir.
Bir ölüme bağlı tasarrufun mirasçı atanması mı yoksa belirli bir mal bırakma vasiyetini mi içerdiğinin belirlenmesinde murisin gerçek iradesi esas alınmalıdır. Bu belirleme için ölüme bağlı tasarrufta, işlemin mirasçı atanması veya belirli mal bırakma olduğunu belirten açık ve belli kelime ve deyimlerin kullanılması şart değildir. Terekenin tamamı veya belli bir oranının hak ve borçlarıyla birlikte kişi veya kişilere intikalini anlatan miras bırakanın her sözcüğü, her deyimi, o kişinin mirasçı atandığına karine kabul edilir.
Diğer yandan, Türk Medeni Kanunu"nun (TMK"nun) 598. maddesinin birinci fıkrası yasal mirasçılara verilecek mirasçılık belgesini açıklarken; ikinci fıkrası da lehine ölüme bağlı tasarrufla mirasçı atanması veya belirli mal bırakma vasiyeti yapılan kişi ya da kişilere de talepleri halinde sulh mahkemesince atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren bir belge verileceğini hükme bağlamış ve verilme koşulu olarak da "mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacaklıları tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayacak bir ay içinde itiraz edilmemiş olmasını göstermiştir.
TMK"nun 598. maddesi gereğince yasal mirasçılara mirasçılık belgesi verilmesi ile atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklılarına belge verilmesi bir “çekişmesiz yargı” işidir. (Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 382/2-c-6). Çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli mahkeme ise aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesidir (HMK m. 383). Bu yasal durum karşısında murisin ölüme bağlı tasarrufu ya da mirasçının kendi iradesine dayanmayan sebeple mirasçılık sıfatının kaybı, mirasçı sıfatı kazanılması, yasal miras payının kısmen kesirli olarak bir bölümü veya tamamen kaybı veya edinilmesi sonucunu doğuran mirasçılıktan çıkarma (TMK m. 510-512), mirastan feragat (TMK. m.528.), mirasçı atama (TMK. m. 516.) mirastan yoksunluk (TMK. m. 578-579) gibi hukuki işlem ve durumların sulh mahkemesince çekişmesiz yargı işi olarak verilen yasal mirasçıları gösterir mirasçılık belgesine yansıtılması söz konusu olamaz. Bunun tek istisnası mirasçının kendi iradesine dayanan mirası ret (TMK m. 605/ı) tasarrufudur. Çekişmesiz yargı işi olarak mirasçılık belgesi talep edildiği takdirde, varsa talepten önceki mirası ret durumunun mirasçılık belgesinde payın intikalini gösterir şekilde yansıtılması gerekir. Diğer hallerde, mirasçılığa ve yasal miras payına etki edecek murisin ölüme bağlı tasarruflarının ve mirastan yoksunluk durumunun mirasçılık belgesine yansıtılması işlemlerinin çekişmeli olarak, tereke üzerinde hak sahibi olan ve şeklen hak sahibi gözükenler hasım gösterilmek suretiyle asliye hukuk mahkemesinde açılacak davayla sağlanması gereklidir. Asliye hukuk mahkemesinde açılabilecek bu davada uyuşmazlık sadece yasal mirasçının miras payının iptali ve intikalini gösterir bir mahkeme ilamıyla giderilebilecek nitelikteyse “mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi” davası olarak açılabileceği gibi uyuşmazlık bu şekilde giderilemeyecek nitelikteyse ölüme bağlı tasarrufun ifası olarak bir malvarlığı/eda davası olarak da açılabilir.
Daha önce alınmış mirasçılık belgesi mevcutken, yasal veya atanmış mirasçılardan herhangi birinin gerek yasal gerekse atanmış mirasçılık belgesi verilmesi yönünde çekişmesiz yargı işi olarak dava açmasını engelleyen bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
Dava konusu vasiyetname içeriğine göre vasiyetnamede mirasçı atanması yapılmamıştır. Muayyen mal vasiyetinde bulunulmuştur. Bu nedenle davacı TMK"nun 598. maddesine göre sadece vasiyet alacaklısı olduğuna dair belge talep edebilir.
Bir davada olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı vekili, dava dilekçesinde mirasçılık belgesi verilmesini istemiş ise de davacının vasiyet sonrası kendisine kalan taşınmazların intikalini yaptırabilmek, kitapları v.s. malzemeleri teslim almak için vasiyet alacaklısı olduğunu gösterir bir belge istediği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, davacıya muayyen mal vasiyet alacaklısı olduğuna ilişkin belge verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. no"lu bentte açıklanan nedenlerle ... vekilinin temyiz iseteminin reddine, 2 no"lu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 09.03.2015 tarihinde oybirliği ile kabul edildi.