11. Ceza Dairesi Esas No: 2012/25497 Karar No: 2014/8380 Karar Tarihi: 30.04.2014
Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2012/25497 Esas 2014/8380 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkum edilmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda, resmi belgede sahtecilik suçu için her iki yasanın ilgili hükümlerinin karşılaştırılması gerektiği ancak bu yapılmadan hüküm kurulduğu belirtilmiştir. Ancak, her iki yasanın bir bütün olarak uygulanması sonucunda ceza miktarı açısından sonuçta değişiklik olmadığından bozma nedeni olarak gösterilmemiştir. Toplanan deliller incelenerek suçun sübutu kabul edilmiş ve ceza artırıcı sebep nitelik ve derecesi takdir kılınmıştır. Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan verilen kararda ise, suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan ve sanık lehine olan bir kanun maddesi gereği olağanüstü dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği tespit edilmiştir. Bu nedenle, hüküm bozulmuş ve davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 765 sayılı TCK.nun 342/2, 80; 5237 sayılı TCK.nun 204/1-3, 43; 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi; mülga 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8.
11. Ceza Dairesi 2012/25497 E. , 2014/8380 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık HÜKÜM : Her iki suçtan mahkumiyet
I-Sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik" suçundan verilen karara yönelik yapılan temyiz itirazının incelemesinde; Gerekçeli kararda, sanığın eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nun 342/2, 80 ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nun 204/1-3, 43. maddelerine uygun bulunan “sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgede sahtecilik” suçu nedeniyle her iki yasanın ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanıp, ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın tespiti gerekirken, bu ilkelere uyulmadan ve denetime olanak verecek şekilde uygulamalı karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulmuş ise de; her iki Yasanın bir bütün olarak uygulanması durumunda sonuç ceza miktarı itibariyle 5237 sayılı TCK.nun lehe olması nedeniyle sonuca etkili bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Toplanan deliller karar yerinde incelenip, yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonucuna uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, II- Sanık hakkında "dolandırıcılık" suçundan verilen karara yönelik yapılan temyiz itirazının incelemesine gelince; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “dolandırıcılık"" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle mülga 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, 30.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.