11. Hukuk Dairesi 2015/11754 E. , 2016/8828 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... .... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/01/2015 tarih ve 2014/192-2015/31 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ... nezdinde "... ...." ibareli marka başvurularında bulunduğunu, davalı şirketin "......" ibareli markasını dayanak göstererek yaptığı itirazın kabul edildiğini ve başvurunun reddedildiğini, oysa sözkonusu marka başvurusunun esaslı unsurunun "......" olduğunu, "....." ilavesinin başvuruya itiraza dayanak "....." ibareli markadan yeterince uzaklaştırdığını ve ayırt edicilik kazandırdığını, bu kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, ... YİDK’nun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, kurum kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, dava konusu markaların birebir aynı olduğunu, davacı markasının esaslı unsurunun da "....." ibaresi olduğunu, söz konusu emtia listelerinin de aynı bulunduğunu, markalar arasında benzerlik ve karıştırma ihtimali bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, çekişmeli mallar yönünden birebir örtüşme bulunduğu, markasal ayırt ediciliğinin genel izlenime hakim konumdaki "........" sözcüğü üzerinde yoğunlaştığı, doğal kaynak suyu ibaresinin tescil kapsamındaki kaynak suları bakımından .....dan tanımlayıcı olduğu gibi yazılış biçimi itibariyle de tali konumda olduğu ve ürüne işaret ettiği ve bu nedenle markasal ayırt ediciliğinin bulunmadığı, her ne kadar U harfi üzerinde dairesi içerisinde yer verilen "...." sözcüğü kavramsal olarak markasal ayırt ediciliğe sahip olabilecek bir ibare ve davacının ticaret unvanının ayırt edici eki olduğu kuşkusuz ise de, başvurunun genel izleniminde etkisi bulunmadığı, zira ortalama tüketicinin markasal olarak dikkatine çeken sözcüğün "........" kelimesi olması nedeni ile gerek yazılış biçimi gerek
konumlandırılış yeri nedeni ile başvurunun genel izleniminde etkisi olmayan "...." sözcüğünün başvuruyu davalının itiraza dayanak tek başına "....." sözcüğünden ibaret markasından uzaklaştırmaya yeterli bulunmadığı, zira başvurunun asıl unrusu olarak yukarıda tespit edilen "........" sözcüğünde de kavramsal vurgunun "....." kelimesi üzerinde yoğunlaştığı, ortalama tüketicilerin en azından başvuru ile redde mesnet markayı/markaları taşıyan mal/hizmetlerin aynı işletmeden veya ekonomik veya ticari olarak bağlantılı işletmelerden geldiği yanılgısına düşmesi; biri yerine diğerini alması riski yüksek olup, karıştırılma ihtimalinin bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, .../.../2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.