Esas No: 2017/34451
Karar No: 2018/1665
Karar Tarihi: 12.03.2018
Güveni kötüye kullanma - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/34451 Esas 2018/1665 Karar Sayılı İlamı
15. Ceza Dairesi 2017/34451 E. , 2018/1665 K.
"İçtihat Metni"
Güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanık ...’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 155/2, 43/1, 207/1 (25 kez), 62/1 (26 kez) ve 52/2. maddeleri gereğince 1 yıl 15 gün hapis, 10 ay hapis (25 kez) ve 100,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair Pütürge Asliye Ceza Mahkemesinin 16.01.2014 tarihli ve 2011/79 esas, 2014/12 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309/3. fıkrası uyarınca bozulması ile güveni kötüye kullanma suçu yönünden 5271 sayılı Kanun"un 309/4-d madde ve bendi uyarınca kanun yararına bozularak netice cezanın 4 ay 5 gün hapis ve bir gün karşılığı 20,00 Türk lirası hapis cezası ile cezalandırılmasına ve infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, özel belgede sahtecilik suçundan anılan Kanun"un 309/4-b madde ve bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için mahkemesine gönderilmesine ilişkin Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 07.04.2016 tarihli ve 2016/5054 esas, 2016/4244 karar sayılı ilamını müteakip sanık hakkında yeniden yapılan yargılama sonucunda 5237 sayılı Kanun’un 155/2, 43/1, 207/1 (25 kez), 62/1 (26 kez) ve 52/2. maddeleri gereğince 4 ay 5 gün hapis, 10 ay hapis (25 kez) ve 20,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair Pütürge Asliye Ceza Mahkemesinin 25.01.2017 tarihli ve 2016/118-2017/20 sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 19.09.2017 gün ve 94660652-105-44-8705-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.10.2017 gün ve 2017/53805 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre,
1-Güveni kötüye kullanma suçu yönünden;
5271 sayılı Kanun"un 309/5. maddesinde yer alan "Bu madde uyarınca verilen bozma kararına karşı direnilemez" hükmüne aykırı olarak Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 07.04.2016 tarihli ve 2016/5054 esas, 2016/4244 karar sayılı kanun yararına bozma ilamını müteakip dosyanın güveni kötüye kullanma suçu yönünden anılan Yargıtay ilamında belirtilen şekilde kesinleştirme işlemi yapılarak infaza gönderilmesi gerekirken yeni esas numarasına kaydedilmesi sonucunda atılı suç yönünden yeniden karar verilmesinde,
2- Özel belgede sahtecilik suçu yönünden;
Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 07.04.2016 tarihli ve 2016/5054 esas, 2016/4244 karar sayılı kanun yararına bozma ilamında, "...sanığın fatura tahsilatı yapan ... Telekom 1 nolu bayide çalıştığı sırada, fatura borcu için gelen mağdurlardan fatura bedelini aldığı ve mağdurlara faturalarının ödendiğine dair makbuz verdiği ancak mağdurların borç düşümünü yapmadığı şeklinde gerçekleşen olayda sanığın düzenlemiş olduğu faturaların getirtilerek duruşmada incelenip özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan sonra iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığı tespit edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesinde..." şeklinde belirtilen gerekçeyle hükmün kanun yararına bozularak gerekli işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi ve 5271 sayılı Kanun"un 309/5. maddesinde yer alan "Bu madde uyarınca verilen bozma kararına karşı direnilemez" hükmü dikkate alınmaksızın anılan Yargıtay ilamında belirtilen eksiklik giderilmeden yeniden aynı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükme yönelik olarak yapılan (1) no’lu kanun yararına bozma istemiyle ilgili olarak yapılan incelemede;
Pütürge Asliye Ceza Mahkemesinin 16.01.2014 tarih ve 2011/79-2014/12 sayılı ilamıyla hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan kanun yararına bozma başvurusu üzerine Yargıtay 23. CD’nin 07.04.2016 tarih ve 2016/5054-4244 sayılı ilamıyla, güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükmün 5271 sayılı Kanun"un 309/4-d maddesi uyarınca kanun yararına bozularak sonuç olarak cezasının 4 ay 5 gün hapis ve bir gün karşılığı 20,00 Türk Lirası hapis cezasıyla cezalandırılması ile infazın bu miktar üzerinden yapılmasına karar verilmesine hükmedilmesi üzerine yerel mahkemece, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan yeniden mahkumiyet kararı verildiğinin anlaşıldığı olayda; hükümlüye daha az bir cezanın verilmesini ya da cezanın kaldırılmasını gerektiren hallerde Yargıtay’ın ilgili dairesince karar verilmesi ya da karar verilmesi gerektiği halde verilmemesi durumlarında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi gereğince yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, yerel mahkemenin verdiği ikinci hükmün, hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olması nedeniyle infaz kabiliyetinin bulunmaması ile hukuken varlık kazanmayan bir kararın kanun yararına bozma istemine konu edilmesinin mümkün olmaması karşısında; hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen Pütürge Asliye Ceza Mahkemesinin 25.01.2017 tarih ve 2016/118-2017/20 sayılı hukuki değerden yoksun ve yok hükmündeki kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin CMK’nın 309. maddesi gereğince REDDİNE,
2-Özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik olarak yapılan (2) no’lu kanun yararına bozma istemiyle ilgili olarak yapılan incelemede;
5271 sayılı CMK’nın 309/5. maddesinde yer alan "Bu madde uyarınca verilen bozma kararına karşı direnilemez" hükmüne aykırı olarak Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 07.04.2016 tarih ve 2016/5054-4244 sayılı kanun yararına bozma ilamında belirtildiği şekilde... Telekom şirketinde çalışan sanığın, fatura borcu için gelen mağdurlardan fatura bedelini alarak, karşılığında faturaların ödendiğine dair fatura ödeme talimatı ve sözleşmesi adı altında fiş verip, borç düşümlerini yapmadığının iddia edilmesi nedeniyle, söz konusu sahte olduğu belirtilen fişler duruşmada incelenerek, bilgisayar çıktısı niteliğinde olan ve imza bulunmayan belgelerde, imza zorunluluğunun olup olmadığı da araştırılmak suretiyle, iğfal kabiliyetlerinin bulunup bulunmadığı ile ne şekilde sahte oldukları tespit edilerek atılı suçun yasal unsurlarının oluşup oluşmadığı karar yerinde tartışılıp, sübutu halinde özel belgede sahtecilik suçunun mağdurunun kamu olması da dikkate alınarak 25 ayrı sahtecilik suçundan değil, bütün halinde zincirleme şekilde işlenmiş özel belgede sahtecilik suçundan cezalandırılacağı da dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Pütürge Asliye Ceza Mahkemesinin 25.01.2017 tarih ve 2016/118-2017/20 sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, HÜKÜMLÜ BU SUÇ NEDENİYLE CEZAEVİNE ALINMIŞSA, CEZASININ İNFAZININ DURDURULMASINA, BAŞKA SUÇTAN TUTUKLU YA DA HÜKÜMLÜ DEĞİLSE DERHAL TAHLİYESİNE, müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.