Esas No: 2022/6299
Karar No: 2022/13943
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2022/6299 Esas 2022/13943 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bozova Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın TCK'nun 163/3, 62/1, 51/1-3 maddeleri uyarınca erteli 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Ancak bu karar Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından bozuldu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise dosyanın temyiz süresinin 1412 sayılı CMUK'nın 310. maddesine göre bir hafta olduğunu ve vekilin temyiz isteminin süresinden sonra olduğunu belirterek itirazda bulundu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı yerinde görüldü ve karar kaldırıldı. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5271 sayılı CMK’nun 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmesi üzerine, 1412 sayılı CMUK'nın yürürlükten kaldırılmasına rağmen 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrası ile, bölge adliye mahkemelerinin Resmî Gazete'de ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326. maddelerinin uygulanacağına ilişkin istisnai bir düzenlemedir.
"İçtihat Metni"
Bozova Asliye Ceza Mahkemesinin 16/04/2015 gün ve 2015/30 Esas, 2015/187 Karar sayılı ilamı ile sanık ...'nin eylemine uyan TCK'nun 163/3, 62/1, 51/1-3 maddeleri uyarınca erteli 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu mahkumiyet kararının katılan vekili tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 06.06.2022 tarih 2021/16272E – 2022/8498K sayılı ilamıyla sanık hakkındaki kararının bozulmasına karar verildiği, bu karara karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 28.06.2022 tarih ve KD - 2016/397895 sayılı yazısı ile özetle, 5271 sayılı CMK’nın 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmesi üzerine, 1412 sayılı CMUK'nın yürürlükten kaldırılmasına rağmen 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrası ile, bölge adliye mahkemelerinin Resmî Gazete'de ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326. maddelerinin uygulanacağına ilişkin istisnai bir düzenlemeye yer verilmesi nedeniyle, somut olayda, 5271 sayılı CMK'nın temyize ilişkin hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı, temyiz süresinin 1412 sayılı CMUK'nın 310. maddesine göre bir hafta olduğu, katılan vekilinin, usulüne uygun şekilde tebliğ edilen ve kanun yolu bildirimi de yasaya uygun şekilde yapılan karara yönelik sekizinci günde gerçekleştirdiği temyiz isteminin süresinden sonra olduğu ve bu nedenle temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği talebiyle itirazda bulunulması üzerine dosya Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 28.06.2022 tarih ve KD - 2016/397895 sayılı itirazı yerinde görülmüş olduğundan itirazın kabulü ile;
Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 06.06.2022 gün ve 2021/16272 Esas, 2022/8498 Karar sayılı ilamın kaldırılmasına, dosyanın yeniden yapılan incelemesinde;
Katılan vekiline, kararın 21.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, katılan vekilinin 1412 sayılı CMUK'un 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra 29.05.2015 tarihinde hükmü temyiz ettiği anlaşıldığından, katılan vekilinin temyiz isteminin aynı Kanunun 317. maddesi gereğince itiraza uygun olarak REDDİNE, 17.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.