Davacı davalılardan işverenlere ait işyerinde 1.2.1999-22.11.2004 tarihleri arasında sürekli olarak çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava , davacının , 01.02.1999 ile 22.11.2004 tarihleri arasında davalıların yanında geçen ve kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı ile davalıların inşaat işcisi olduğu, davalıların aldıkları inşaat işlerinde iş olduğu zaman davacıyı yövmiye karşılığı çalıştırdıkları, bir iş yerlerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, davacı ile davalılar arasındaki ilişkinin hizmet akti olup olmadığı ve fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 2. maddesine göre “ bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar, bu kanuna göre sigortalı sayılır.” Aynı Yasa"nın 6. maddesi gereğince de çalıştırılanlar işe alınmalarıyla kendiliğinden “ sigortalı” olurlar. Bir işin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesi için işçinin “ zaman “ ve “ bağımlılık” unsurlarını gerçekleştirecek biçimde işverenin işyerinde çalışması koşuldur. Hizmet akdinin yazılı olarak yapılması koşul değildir. Diğer bir anlatımla,bir kimsenin sigortalı sayılması için hizmet akdine göre çalışması yeterli olup, ücretin ödenme biçimi sonuca etkili değildir.
Ayrıca davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Mahkemenin bu tür davaların kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması ve kamu düzenini ilgilendirdiği göz önünde tutularak gerektiğinde, doğrudan soruşturmayı genişletmek suretiyle ve olabildiğince delilleri toplayıp bunları birlikte değerlendirmek suretiyle bir sonuca gitmesi gerekir. Mahkemece bu yöntemle deliller toplandıktan sonra somut olayda hizmet akdinin unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tartışılarak bir sonuca gidilmesi gerekir.
Dosyadaki belgelerden; davacının, davalılarla birlikte Adapazarı Merkez Yukarı Cami Derneğine ait cami tamiratı işinde ve Yeni Cami Derneği cami tamiratı işinde çalıştıkları, bu çalışmaları ile ilgili işe giriş bildirgesi verilmediği gibi kuruma tescil edilmiş 506 sayılı yasa kapsamında bir iş yerinin bulunmadığı görülmektedir.
Yapılacak iş; davacının hangi cami inşaatında ne kadar süre ile çalıştığının, Zabıta marifeti ile tesbit edilecek işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarından, çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almaktır. Ayrıca davalılar ile cami dernekleri arasında bir eser sözleşmesinin yapılıp yapılmadığı, diğer bir ifade ile işverenin cami yaptırma derneği mi yoksa davalılar mı olduğunun araştırılıp, sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.