14. Hukuk Dairesi 2016/13360 E. , 2020/265 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.06.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 633 ada 4, 602 ada 6, 166 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hüküm, davalılar ..., ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasının 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur.
Somut olaya gelince;
1)Davalılardan ..., ... ve ...’e farklı kapı numaraları adreslerinde yapılan dava dilekçesi tesbligatlarının tümünü davalılardan ...’e tebliğ edildiği ve yapılan dava dilekçesi tebligatlarının usulsüz olduğu anlaşılmıştır.
Adı geçen davalılara usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmeden savunma hakkı kısıtlanacak şekilde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırı davranılarak, yargılamaya devam olunması ve hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2)Diğer yandan, kararı temyiz eden ... ve ...’ün temyiz dilekçelerinde dava konusu 602 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 3 katlı evin kendilerine ait olduğu ve ev için muhdesat aidiyetinin tespiti için Espiye Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/51 Esas sayılı dosyada dava açtıklarını ileri sürmüşlerdir.
Bu durumda mahkemece, tüm tarafların davalılar ... ve ...’ün muhdesat iddiasını kabul etmesi veya açılan muhdesatın aidiyeti davası sonucunda muhdesatın davalılar ... ve ...’e aidiyetine karar verilmesi halinde; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin payları oranında paydaşlara dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi gerekir.
Açıklanan hususlar gözönünde bulundurulmadan noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... ve davalı ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 13.01.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan