19. Hukuk Dairesi 2018/168 E. , 2019/4568 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalılar ...İnş. ve Tesisat AŞ. ile Tasfiye Halindeki Türkiye Emlak Bankası AŞ.’nin maliki oldukları ... projesinde bulunan konut ve işyerlerinin yönetim görevinin anılan davalıların akdettikleri protokol uyarınca davadışı Mimar Sinan Hizmet ve İşletme AŞ.’ye devredildiğini, davacı tarafından yönetici şirkete faturalar kapsamında fuel oil satışı yapıldığını, fatura bedellerinin ödenmediğini, davalılara vekaleten yönetim görevini üstlenen dava dışı şirketin borcundan dolayı davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek, 53.672 TL akaryakıt bedeli ile 302.000 TL işlemiş faiz tutarı olmak üzere toplam 355.672 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek %84 oranındaki sözleşme faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... İnş. ve Tesisat AŞ. vekili, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, akdi ilişkinin davacı ile dava dışı Mimar Sinan Hizmet ve İşletme A.Ş. arasında olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Emlak Bankası A. Ş. vekili derdestlik nedeniyle davanın reddini istemiş olup, Dairemizin 2007/6634 esas ve 2007/10491 karar sayılı 23.11.2007 tarihli bozma ilamı sonrasında bu davalı aleyhindeki dava tefrik edilerek yargılamaya ...İnş…. A.Ş. aleyhine devam edilmiş, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece verilen davanın kabulü kararı, Dairemizin 2011/5558 esas ve 2011/12428 karar sayılı, 12.10.2011 tarihli ilamı ile “ Malın teslim edildiği iddia edilen dava dışı şirketin yönetici olduğu iddia edildiğinden ve davalı adına vekaleten hareket ettiğinden davacı tarafından mal tesliminin kanıtlanması halinde satılan mal bedelinden davalının sorumlu olacağı kuşkusuzdur. Somut olayda davacı öncelikle sattığını iddia ettiği malı teslim ettiğini yazılı delille kanıtlamakla yükümlüdür. Dosyaya faturalar ve teslim alan imzalarını taşıyan irsaliyeler sunulmuştur. Bu durumda mahkemece irsaliyeler altındaki teslim alan imzalarının kime ait olduğu araştırılıp gerektiğinde davalı defterleri de incelenmek suretiyle deliller eksiksiz olarak toplanarak konusunda uzman kişilerden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetinden ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir. Ayrıca davalı hakkında aynı alacak nedeniyle İstanbul Asliye 2. Ticaret Mahkemesi’nin 1999/1443 esas sayılı dosyasında 16.12.1999 tarihinde bir dava açıldığına göre davalı bakımından temerrüt tarihinin o davanın açıldığı tarih olarak kabulü ve buna göre hesaplama yapılması gerekir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava dışı şirketin kayıtlarının da incelenmesi neticesinde davacının dava konusu malları davalıya teslim ettiği, davacının alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 53.672,00 TL asıl alacak ve 259.513,68 TL temerrüt faizinin davalıdan tahsiline, asıl alacağa dava tarihinden itibaren sözleşmede belirtilen yıllık %84 oranında faiz yürütülmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davaya konu 185 adet faturanın dosya içinde bulunan 13.10.1999 tarihli denetim raporu ekinde tespit edilmiş olan belgede kayıtlı olduğu; dava dışı Mimar Sinan Hizmet ve İşletme A.Ş. için hazırlanmış denetim raporu ekinde kayıtlı olduğu belirtilen faturaların tamamında teslim alan imzasının bulunduğu, bu nedenle bu faturalarda belirtilen malların davacı tarafından davalı adına teslim edildiğinin kabul edildiği belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda; ..., ... A.Ş. kayıtlarında yer aldığı belirtilen davaya konu faturaların, hangilerinin davalı ... ... A.Ş."nin maliki bulunduğu taşınmazlar adına olduğu hangilerinin olmadığı konusunda herhangi bir tespit yapılmamıştır. Rapor bu hali ile denetime elverişli değildir. Mahkemece bilirkişilerden ek rapor alınarak, gerekçeli kararda ve bilirkişi raporunda belirtilen, davacının alacağına dayanak teşkil eden ve 13.10.1999 tarihli denetim raporunun ekinde kayıtlı faturaların hangi parsel ve taşınmazlara ait olduğu ile bu taşınmazların davacının mülkiyetinde olup olmadığı tespit ettirilerek varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 01/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.