Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/18755
Karar No: 2022/13945
Karar Tarihi: 17.10.2022

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/18755 Esas 2022/13945 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2021/18755 E.  ,  2022/13945 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

    SUÇLAR : Konut dokunulmazlığının ihlali ve basit yaralama
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    14/07/2021 tarih 31541 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7331 sayılı Kanun'un 23. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 251. maddesine eklenen “175'inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca duruşma günü belirlendikten sonra basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme de gözetilerek, basit yargılama usulünün uygulanamayacağı belirlenerek yapılan incelemede;
    Somut olayda, suça sürüklenen çocuk hakkında 16.09.2012 tarihinde işlediği iddia olunan konut dokunulmazlığının ihlali ve basit yaralama suçundan açılan kamu davasında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 27.11.2014 tarihinde kesinleştiği, suça sürüklenen çocuğun 11.09.2015 tarihinde işlediği nitelikli yaralama suçundan verilen mahkûmiyet kararı dayanak yapılmak suretiyle 14.04.2016 tarihinde hükmün açıklandığı, suça sürüklenen çocuğun 5237 sayılı TCK’nın 116/1, 31/2, 62/1, 50/1-a, ve 52/2 maddeleri uyarınca ve neticeten 1.500 TL ve TCK’nın 86/2, 31/2, 62/1, 50/1-a maddeleri gereğince neticeten 1.000 TL adli para cezasına mahkûm edildiği, bu kararın da süresinde suça sürüklenen çocuk müdafi tarafından temyiz edildiği incelenen dosya kapsamından anlaşılmıştır.
    5237 sayılı CMK’nın 231/8 maddesinin “Denetim süresi içerisinde dava zaman aşımı durur.” biçimindeki âmir hükmü ve yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen istikrarlı içtihatları uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihten, denetim süresi içerisinde kasten işlenen (bu suçtan dolayı verilen mahkumiyet hükmünün kesinleşmesi kaydıyla) suçun işlendiği tarihe kadar dava zaman aşımı süresi durur.
    Öte yandan TCK’nın 67/2-d maddesinin amir hükmü uyarınca, mahkumiyet hükmünün verilmesi dava zaman aşımı süresini kesen sebeplerdendir. Bu tarihten sonra dava zaman aşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Mahkûmiyet hükmünün sonradan kanun yolu denetimi esnasında herhangi bir nedenle bozulması, kesme sonucunu ortadan kaldırmaz.
    Nihayet 5320 sayılı Kanun’un 4/2. maddesi uyarınca, “Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlüğe girmesinden önce yapılan işlemler ve verilen kararlar geçerliliklerini sürdürürler.” düzenlemesine yer verilmiştir. Esasen bu düzenlemeyle usul hükümlerin değiştirilmesi halinde, önceki mevzuata uygun olarak verilen kararların ve yapılan işlemlerin genel olarak geçerli sayılmasına dair çok önemli bir usul hukuku ilkesi zikredilmiştir. Örneğin; 06.03.2014 tarih ve 28933 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6526 sayılı Kanun değişikliğinden önce CMK’nın 135’inci maddesi uyarınca, telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi kararını, (şimdi olduğu gibi) tek hâkimin de vermesi mümkündü. Ancak, 6526 sayılı Kanun değişikliğiyle birkaç yıl süreyle dinleme ve kayda alma kararını, yalnızca Ağır Ceza Mahkemesinin ve oybirliğiyle karar vermesi koşulu getirilmişti. Bu değişiklik, 06.03.2014’ten önce tek hakimin verdiği dinleme ve kayda alma kararını geçersiz hale getirmez ve bu yolla elde edilen deliller de hukuka aykırı olarak kabul edilemez.
    “Bir kararın yok hükmünde sayılması ile sonradan hükümsüz hâle gelmesi aynı şey değildir. (Kunter – Yenisey – Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku, 18. Baskı, sahife 207)” Bu itibarla, hükmün açıklanması kararına dayanak yapılan ve denetim süresi içerisinde kasten işlenen hırsızlık suçundan verilen mahkumiyet hükmünün, kanun değişikliği ve uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde sonradan hükümsüz kalma ihtimali mevcut ise de, bu durum söz konusu mahkumiyet kararının yok hükmünde kabul edilmesi sonucunu doğrumayacağı gibi, açıklanan bir mahkûmiyet hükmü somut olayda olduğu gibi uzlaştırmanın kapsamının genişlemesi sebebiyle bozulabilir ve bilahare sonradan hükümsüz hale gelebilirse de, yok hükmünde sayılamaz
    Dava zaman aşımı süresinin dolmamış olması, olumsuz bir yargılama (dava) şartı olup, dava zaman aşımı süresinin dolması halinde Devletin yargılama hakkı düşer.
    Somut olayda suç tarihinde yürürlükte bulunan 5395 sayılı ÇKK’nın 23. ve 5271 sayılı CMUK'nun 231/6-a maddelerine göre, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içersinde yeniden suç işlemesi halinde hükmün açıklanabilmesi için bahse konu yeni suçun hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşme tarihinden sonra denetim süresi içerisinde işlenmiş olması gerektiği, sonradan işlendiğinden bahisle ihbara konu Tatvan 1.Asliye Ceza Mahkemesine ait 2015/599 esas 2016/67 karar nolu ilamının 11.09.2015 olan suç tarihinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 27.11.2014 olan kesinleştirme tarihinden itibaren hesaplanan 3 yıllık denetim süresi sonrası olduğu anlaşılmış ise de suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı 116/1, 31/2, 62/1,50/1-a ve 52/2-4, maddeleri ve 86/2, 31/2, 62/1,50/1-a ve 52/2-4, maddelerindeki konut dokunulmazlığının ihlali ve basit yaralama suçları için öngörülen cezaların türü ve üst sınırlarına göre, aynı Kanun’un 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde belirtilen 6 yıllık genel dava zamanaşımının hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 27.11.2014 tarihi itibariyle durduğu ve suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suçtan dolayı verilen hükmün kesinleşmiş olması karşısında, denetim süresi içerisindeki suçun işlendiği 11.09.2015 günü yeniden işlemeye başladığı nazara alındığında suç tarihi olan 16.09.2012 gününden inceleme tarihine kadar zamanaşımı süresi dolmuştur.
    Elbette hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı itiraz üzerine mercii tarafından kaldırılmışsa, bu karara herhangi bir sonuç bağlanamaz. Örneğin; yoklukta verilmesi, tebligat, itiraz ve nihayet itiraz merciinin kaldırma kararı arasında geçen sürede dava zaman aşımı süresinin durduğu kabul edilemez. Ancak, verilen bir mahkûmiyet hükmü hatalı da olsa dava zaman aşımını süresini keser. Kaldı ki, olayımızda hükmün açıklandığı tarihte TCK’nın 141. maddesi kapsamındaki hırsızlık suçu uzlaştırma kapsamında olmadığı için, açıklanması geri bırakılan kararın açıklanmasında herhangi bir hukuka aykırılık yoktur. Aynı şekilde açıklanması geri bırakılan bir kararın açıklanması suretiyle de olsa verilen mahkûmiyet kararının dava zaman aşımını süresini kesen bir sebep olduğunda herhangi bir kuşku yoktur.
    Yapıldığı tarihte hukuka uygun ve geçerli olan duruşma açılması, hükmün açıklanması işlemleri ile aynı şekilde verildiği tarihte hukuka uygun olan ve açıklanması geri bırakılan bir kararın açıklanması suretiyle verilen mahkûmiyet kararının, sanık (veya hükümlü) lehine yapılan bir kanun değişikliği gerekçesiyle, sanık aleyhine yorumla, geçersiz ya da yok hükmünde sayılması (keenlemyekün), anılan kanun hükümleriyle, Ceza Muhakemesine egemen olan en önemli ilke ve haklardan olan hukuk güvenliği ve adil yargılanma hakkına açıkça aykırılık oluşturur.
    Esasen CMK’nın 231/8. maddesinde düzenlenen dava zaman aşımı süresinin (azami) denetim süresi kadar durması kuralı göz önüne alındığında, önceden dayanak yapılan suç dışında yine denetim süresinde işlenmiş başka bir kasıtlı suçtan mahkûmiyet kararı bulunsa bile, uzlaştırma prosedürünün işletilmesi için bozma yaptığımızda, uzlaşma gerçekleşse de gerçekleşmese de, nihayetinde verilecek karar, her halükârda düşme kararıdır.
    Bu itibarla, açıklamaya dayanak yapılan hükmün sonradan uzlaştırma kapsamına alınması dolayısıyla uzlaştırma işlemlerine tevessül edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi için bozulması yerine, olumsuz yargılama (dava) şartı olan dava zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle bozma ve düşme kararı vermek gerekmiştir.
    Açıklanan nedenlerle;
    Suça sürüklenen çocuğa yüklenen ve 5237 sayılı TCK'nın 116/1, 31/2, 86/2, 32/1. maddelerine uyan suçların gerektirdiği cezaların türü ve üst sınırlarına göre, aynı Yasanın 66/1-e, 66/2. maddelerinde öngörülen 6 yıllık zamanaşımının, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 27.11.2014 tarihi itibariyle durduğu ve suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suçtan dolayı verilen hükmün kesinleşmiş olması karşısında, denetim süresi içerisindeki suçun işlendiği 11.09.2015 günü yeniden işlemeye başladığı nazara alındığında 6 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının suç tarihi olan 16.09.2012 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğname gerekçesine aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 17.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi