Davacı, murisinin 1994-31.12.2002 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacı murisinin 1994 yılındaki prim tevkifatını takip eden aybaşından 31.12.2002 tarihine kadar tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacı murisinin 1995,1998,2000,2001 ve 2002 yıllarında tütün teslim ettiği, 1998 yılında teslim ettiği ürün bedelinden yapılan kesintinin 20.05.1999,2000 yılında teslim ettiğ ürün bedelinden yapılan kesintinin 20.06.2001 tarihinde, 2001 yılında teslim ettiği ürün bedelinden yapılan kesintinin 22.07.2002 tarihinde davalı Kurum hesabına yatırıldığı, 1995 ve 2003 yıllarında ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığının, yapılmış ise kesinti tarihinin ayrıca kooperatif ortaklığı ile ziraat odası üyeliğinin ve tarım arazisinin bulunup bulunmadığının mahkemece araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece 1999 yılında yapılan kesintinin kurum hesabına yatırıldığı 20.05.1999 tarihini takip eden aybaşı olan 01.06.1999 kesintinin bulunduğu yıllar gözetilerek 31.12.2002 tarihine kadar olan döneme ilişkin istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken bu döneme ilişkin istemin reddine karar verilmiş olması ayrıca 1995 yılında ürün teslim ettiğine ilişkin belge bulunduğu halde prim kesintisinin yapılıp yapılmadığı araştırılmadan, 1994 yılında murisin ürün satışı yapıp yapamadığı davacıya açıklattırılıp satış yapılmış ise prim kesintisi yapılıp yapılmadığı açıklığa kavuşturulmadan 1994 ve 1995 yıllarına ilişkin istemin reddine karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davacıya murisinin ihtilaf konusu olan 1994 yılında varsa başkaca ürün satışı yaptığı kişi, kurum ve kuruluşları açıklattırılarak bu kişi, kurum ve kuruluşlardan ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığı sormak, belgelerini getirtmek, 1995 yılında Tekel"e yapılan ürün satışından prim kesintisi yapılıp yapılmadığını, yapılmış ise kesinti tarihini araştırmak tapu dairesinden davacıya ait tarla ve bahçe olup olmadığı sorularak, Ziraat Bankası, Ziraat Odası, Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri, Tarım Kredi Kooperatifleri gibi tarımsal faaliyetleri organize eden kuruluş ve idarelerin kayıtlarından yararlanılarak ve tüm deliller bir arada değerlendirilerek sonuca gitmektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve değerlendirme sonucu istemin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.