22. Hukuk Dairesi 2017/19049 E. , 2018/27707 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait hastaneler gurubundan Özel ... Hastanesinde işten çıkarıldığı 01.04.2014 tarihine kadar taburcu departmanında evrak kayıt personeli olarak yaklaşık 3 yıl çalıştığını, ağır şartlar altında ve yasal mesai saatinin çok üstünde çalışması bulunmasına rağmen alacaklarının ödenmediğini, çalışma şartlarının düzeltilmesi talep edildiğinde işveren tarafından iş sözleşmesinin feshedildiğini, ancak müvekkilinin devamsızlık yapmış gibi gösterildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile birkısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, iş akdinin davacının devamsızlığı sebebeiyle haklı nedenle feshedildiğini, davacının talep konusu alacaklara hak kazandığı iddialarının asılsız olduğuınu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacağının ispatı bakımından da geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı davalıya ait Özel ... Hastanesinde evrak kayıt personeli olarak çalışmış olup, dava dilekçesinde her gün 08.00-20.00 saatleri arasında, bazen daha geç saatlere kadar çalıştığını iddia etmiştir. Davalı ise işyerinde üç vardiya olduğunu davacının fazla çalışma yapmadığını ve hafta tatili çalışması bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının talep konusu fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının dinlendiği tarihte davalı ile husumetli bulunan tanık ... beyanı dikkate alınarak hesaplandığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, tanığın davacı ile aynı mahiyette davasının bulunması sebebiyle davacı ile menfaat birliği içerisinde olduğu anlaşılmakta olup salt husumetli tanık beyanlarıyla söz konusu çalışmaların kanıtlandığı kabul edilerek hüküm tesis edilmesi isabetli olmamıştır. Bu sebeple, husumetli olmayan tanık ..."ın işyerindeki çalışmasına ilişkin sosyal güvenlik kurumu kayıtları kapsama alınarak davacı ile ortak dönem çalışması tespit edilmeli, yalnızca ortak çalışma dönemi bakımından tanık ... beyanı esas alınmak suretiyle davacının fazla çalışma, hafta tataili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları değerlendirilmeli, geri kalan çalışma dönemi bakımından ise alacakların ispatlanmadığı kabul edilmelidir. Hatalı bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.