Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/15539 Esas 2008/21376 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/15539
Karar No: 2008/21376
Karar Tarihi: 25.12.2008

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/15539 Esas 2008/21376 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2008/15539 E.  ,  2008/21376 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Silivri 1. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 09/11/2006
    NUMARASI : 2006/122-2006/237

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı(3. Kişi) vekili tarafından istenmiş, bozmaya uyarak mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin  kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Uyuşmazlık, üçüncü kişinin İcra ve İflas Kanunu’nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dairemizin bozma ilamından sonra dosyaya ibraz edilen 16.12.2005 tarih ve 6454 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nden, davalı alacaklı İ. İ. N. Sanayi A.Ş.’nin TTK.’nun 449. maddesi anlamında tasfiyesinin sona ermesine, şirkete ait ticaret unvanının sicilden terkin edilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
    İstihkak davasının yargılaması sırasında anonim şirket, tasfiye edilip ticaret sicilinden silinir ve durum Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edilirse, tüzel kişiliği ve taraf ehliyeti son bulur (TTK. Md. 37, 242, 449). Bu durumda, ticaret sicilinden silinen anonim şirketin sicilden silinmesine ilişkin kararın kaldırılarak yeniden ticaret siciline yazımı için davacı üçüncü kişiye HUMK.’nun 39 ve 40. maddeleri uyarınca uygun bir süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirdi. 
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın ve özellikle taraf teşkili yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    2-Kabule göre de;
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesine rağmen, davanın niteliği gereği avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına ve davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. 
    Kural olarak, davayı kaybeden taraf yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden sorumludur (HUMK. md. 417). Ancak, HUMK.’nun 94/2.maddesi hükmü gereği, davalının yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulmama durumunun oluşabilmesi için, davalı yanca davanın ilk oturumda kabul edilmesi ile birlikte davanın açılmasına neden olmamış koşulu da öngörülmüş bulunmaktadır.
    Somut olayda, davalı alacaklı davayı ilk oturumda kabul etmediği gibi, davanın açılmasına da neden olduğu anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, değinilen yön ve dava tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Ücret Tarifesi gözetilerek davalı alacaklının yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile sorumlu bulunduğunun gözardı edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Ayrıca, istihkak davasının kabulüne karar verildiğine göre, alacak tutarı ile haczedilen malın değerinden hangisi az ise, o değer üzerinden Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı Tarife’nin Yargı Harçları Bölümü’nün A) III-1-a) maddesi uyarınca %o54 oranında hesaplanacak karar ve ilam harcından peşin alınan karar ve ilam harcı indirilerek kalan karar ve ilam harcının davalı alacaklıdan alınması gerekirken eksik harca hükmedilmesi de isabetsizdir.
    O halde, davacı üçüncü kişinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıdaki gerekçelerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı(3. Kişi)"ya iadesine, 25.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.