20. Hukuk Dairesi 2016/2520 E. , 2016/5243 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada Ankara Batı 4. Tüketici ve Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Dava, gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesi uyarınca düzenlenen bono nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
Ankara Batı 4. Tüketici Mahkemesince, davalının ticari ve mesleki faaliyeti kapsamında tüketiciye mal sunan bir kişi konumunun bulunmadığı ve taraflar arasındaki hukukî ilişkinin tüketici işlemi olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise davalının emlak bürosu sahibi olduğu, davalı ile davacı arasında komisyon sözleşmesi bulunduğu, uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder.
6502 sayılı Kanunun 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda davacı vekili, konut satın almak amacıyla ... ... ünvanlı emlakçıya gittiğini, söz konusu emlakçının yetkilisi .... ile yapılan görüşmede belirtilen adreste bulunan evin kat mülkiyetinin olduğunu, daire üzerinde herhangi bir haciz ve ipotek bulunmadığı konusunda müvekkili ve müvekkilinin kızı ... ... bilgi verildiğini, ... tarafından müvekkiline ön sözleşme imzalatıldığını, kapora olarak 200,00.-TL ve ayrıca 5.000,00.-TL"lik de senet imzalatıldığını, ancak müvekkilinin tapu dairesine gittiğinde ... ... tarafından satın alınacak daire hakkında verdiği bilgilerin gerçek dışı olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin evi satın almaktan vazgeçtiğini, nakit olarak verdiği 200,00.-TL ve 5.000,00.-TL"lik senedin iadesini istediğini, ancak emlakçı ... ... müvekkilinin talebini kabul etmediğini ve senedin icra takibine konulduğunu, icra takibinin alacaklısının ... olduğunu, müvekkilinin ..."yü hiçbir şekilde tanımadığını ve görmediğini, icra takibine konu senetin tamamen dairenin satın alınması karşılığında ileride daire bedelinden mahsup edilmek üzere emlakçı ... ... verildiğini, emlakçının ayıplı mal satmaya çalıştığını, kendi kastı ve kusuru ile dairenin satışının yapılmamasına neden olduğunu, senedin iadesi istenildiğinde de bu talebi kabul etmediğini ve senedi haksız ve hukuka aykırı şekilde kendi ayıbını gizlemeye çalışarak, ..."ye cirolamak veya lehdar kısmına adını yazmak suretiyle icra takibi başlattığını belirterek 28/03/2015 tanzim tarihli 5.000,00.-TL"lik senedin iptali ve müvekkiline iadesini, müvekkilinin iş bu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiş olup dava konusu senedin ..."ye ciro edilmediği, senedin lehtarının ... olduğu anlaşılmıştır.
Buna göre davacının tüketici, davalının ise emlakçılık alanında faaliyet gösterdiği, anlaşıldığından tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın Ankara Batı 4. Tüketici Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Ankara Batı 4. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09.05.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.