Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/15824 Esas 2020/2209 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/15824
Karar No: 2020/2209
Karar Tarihi: 05.03.2020

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/15824 Esas 2020/2209 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2017/15824 E.  ,  2020/2209 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu" nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği gibi rızanın açık veya zımni olabileceği ve özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının yerine imza atan kimsede sahtecilik kastının varlığının kabul olunamayacağı göz önünde bulundurulduğunda; somut olayda, sanık ...’nun kardeşi olan diğer sanık ... adına olan çeki onun rızası ile imzaladığını beyan etmesi ve sanık ...’nun da çekin kardeşi tarafından imzalanmasına rızasının bulunduğunu savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, sanıklar tarafından daha önce bu şekilde keşide edilip ödenen kıymetli evrak olup olmadığının sanıklardan sorulmak suretiyle ilgili bankalar ve icra daireleri nezdinde araştırılması; başka belgelerin de verildiğinin tespit edilmesi halinde, bunlarla ilgili olarak yapılan yargılamalar ya da icra takiplerinde imzaya itiraz edilip edilmediğinin, ödeme yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
    2-Kabule göre de;
    a- 5237 sayılı TCK"nin 43. maddesine göre "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı, suça konu senetlerdeki sahteciliğin farklı tarihlerde yapıldığı belli olmadığı gibi aynı tarihte katılan aleyhine icra takibine konulduğu, 5237 sayılı TCK"nin 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denildiğinden, aynı kişiye karşı aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suç koşullarının oluşmadığı, eylemin bir bütün olarak tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu ancak belge sayısının TCK"nin 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiği gözetilmeyerek fazla ceza tayini, yasaya aykırı,
    b- 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz talepleri bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.