16. Hukuk Dairesi 2015/5160 E. , 2016/3544 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVACILAR : ... VE DİĞERLERİ
DAVALILAR : ..., ...
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu... Köyü çalışma alanında bulunan 105 ada 25 parsel sayılı 477,54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü olduğu belirtilmek suretiyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve müşterekleri irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak miras bırakanları... adına tespit ve tescil edilen 105 ada 26 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün çekişmeli 105 ada 25 parsel sayılı taşınmaz içerisinde tespit edildiği iddiası ile dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli 105 ada 25 parsel sayılı taşınmazın 06.06.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen ve kırmızı kalemle boyalı 37.32 metrekarelik kısmın 25 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek tapu kaydının iptali ile yeni parsel numarası verilerek davacılar adına tapuya tesciline, karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar ... mirasçıları... ve ...birlikte dava açmış oldukları halde karar başlığında ...davacı olarak gösterilmemiştir. 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinin b) bendinde tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile TC Kimlik Numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ile adreslerininin kararda yer alması gerektiği belirtilmiştir. Hal böyle olunca; davacı ... karar başlığında gösterilmeyerek yararına karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi işin esasına ilişkin olarak da; uyuşmazlık 105 ada 25 ve 26 parsel sayılı taşınmazlar arasındaki ortak sınıra yöneliktir. Taraflarca herhangi bir kayıt ileri sürülmemiş olup, uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözülmesi gerekmektedir. Ancak tespit günü itibariyle dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde kimin yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanma koşullarının oluştuğu tespit edilmemiştir. Yapılan keşifte dinlenilen davacı tanıkları, ağırlıklı beyanlarında davacı tarafın zilyetliğinden söz etmiş iseler de; davalı tanıklarından... ... ve ..., talebe konu taşınmaz bölümünün bir kısmında davacı tarafın zilyetliğinin bulunmadığını, bir kısmında ise en fazla 10 yıla uzanan bir zilyetliğinin bulunduğunu beyan etmişlerdir. Dinlenen yerel bilirkişi beyanları ise soyut nitelikte olup, aydınlatıcı değildir. Mahkemece, tanık sözleri arasındaki çelişki giderilmeden, davalı tanıkları ... ... ve ... beyanlarına itibar edilmemesinin gerekçesi açıklanmadan, tanık ve yerel bilirkişilerin soyut nitelikli beyanları esas alınarak karar verilmesi isabetsizdir. Eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ve gerektiğinde HMK"nın 31. madde uyarınca kadastro tutanağı düzenlenirken beyanlarına başvurulan tespit bilirkişiler huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak olan keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, halen kimin zilyetliğinde olup, nasıl tasarruf edildiği, taşınmazda davacının zilyetliği var ise başlangıç tarihi ve ne sıfatla zilyet olduğu maddi olaylara dayalı olarak sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; kadastro tespit gününe kadar kimin yararına 20 yılı aşan zilyetlik koşullarının sağlandığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde aydınlatılmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 31.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.