16. Hukuk Dairesi 2015/5154 E. , 2016/3541 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu...Köyü çalışma alanında bulunan 197 ada 17 parsel sayılı 18.062,54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın zilyetlik yolu ile kazanılabilecek nitelikte olduğu ve davacı yararına 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesi koşulları oluştuğu gerekçesi ile karar verilmiş ise de; yapılan araştırma inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli değildir. Keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıklar taşınmazın tamamı üzerinde davacının satın alma yoluyla eklemeli zilyetliğini beyan etmişlerdir. Ziraat bilirkişi ise taşınmazı bölümler halinde incelemiş, taşınmazın bir bölümünde sebze, bir bölümünde arpa ekili olduğu kalan bölümlerin de tarıma elverişli olduğunu bildirmiştir. Bir taşınmazın tarıma elverişli toprak olması diğer koşulların da sağlaması halinde zilyetlikle kazanılmayı sağlamaktaysa da taşınmazın tek başına tarıma elverişli olması taşınmaz üzerinde zilyetlik sürdürüldüğü anlamına gelmemektedir. Mahkemece, davacı tarafından taşınmazın tamamı üzerinde ekonomik amaca uygun şekilde zilyetlik sürdürülüp sürdürülmediği usulünce tespit edilmeden, yerel bilirkişi ve tanık ifadeleri ile ziraat bilirkişi raporu arasındaki çelişki giderilmeden, ziraat bilirkişisinin incelediği taşınmazın bölümleri fen bilirkişisince krokisine işaret ettirilmeden karar verilmiş olmasında isabet bulunmamaktadır. Eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle taşınmaza komşu parsel tutanakları ve dayanakları getirtilerek dosya tamamlanmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, ziraat mühendisi ve fen elemanı teknik bilirkişiler huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak olan keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, halen kimin zilyetliğinde olup, nasıl tasarruf edildiği, taşınmazın tamamı üzerinde davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunup bulunmadığı maddi olaylara dayalı olarak sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmeli, beyanlar komşu parsel tutunakları ile denetlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; ziraat bilirkişisinden taşınmazın tarımsal niteliğini bildirir, toprak yapısı, eğimi, bitki desenini ve taşınmazın tamamı üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığını açıklar nitelikte, çekişmeli taşınmazların değişik yönlerinden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşfi ve uygulamayı denetlemeye imkan verir, infaza elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 31.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.