16. Hukuk Dairesi 2015/5146 E. , 2016/3535 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, bilirkişi raporlarında (.....) olarak gösterilen yerin davacının maliki olduğu ....Köyü 203 ada l sayılı parsele katılmak sureti ile tapuya kayıt ve tesciline, bilirkişinin 30.04.2014 tarihli raporu ile ekindeki "dava konusu taşınmaza ait harita" yazılı belgenin kararın ekinden sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, temyize konu (YOL A) bölümü hakkında açılan dava tapusuz taşınmazın tesciline ilişkindir. Davada Hazine ve ....Köyü Tüzel Kişiliği taraf olup karar tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince, çekişmeli taşınmazın bulunduğu Muğla İlinde Büyükşehir Belediyesi kurulmuş ve sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, Büyükşehir Belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. TMK"nın 713/3. maddesi gereğince tescil davasının Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine karşı açılması gerekmekte olup, köy tüzel kişiliğinin taraf ehliyeti yukarıda belirtilen Yasa gereğince son bulmuştur. O halde mahkemece, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6360 sayılı Kanun"un hükümleri uyarınca, taşınmazın sınırları içinde bulunduğu Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve taşınmazın bulunduğu yer belediye başkanlığı davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalıdır. Öte yandan temyize konu taşınmaz bölümünün dosya içerisindeki fotoğraflarında halen yol görünmekte olup mahkemece mahallinde yapılan keşifte kadastro sırasında yol olarak tespit harici bırakılan ve (YOL A) harfi ile gösterilen taşınmazın köylünün ortak kullanımında olan kadim yol mu yoksa davacının iddia ettiği gibi özel mülk mü olduğuna ilişkin yerel bilirkişi ve zilyetlik tanığı dinlenilmemiş, davacı tarafından temyize konu bölüm üzerinde nasıl bir zilyetlik sürdürüldüğü araştırılmamış, yolun kadim olup olmadığı tespit edilmemiş, ziraat bilirkişisi tarafından yol üzerinde kuyu bulunduğu rapor edildiği halde fen bilirkişisinin krokisinde bu kuyunun yeri işaretlenmemiş ve ayrıca davanın kabulüne karar verildiği halde TMK"nın 713. maddesinde belirtilen yasal ilanlar yapılmaksızın karar verilmiş olması da doğru değildir. Eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; doğru sonucu ulaşılabilmesi için, mahallinde davaya konu taşınmaz başında fen ve ziraat bilirkişisi, davada yararı bulunmayan ve taraflarla husumeti olmayan yansız mahalli bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif icra edilmeli, taşınmazın köylünün kullanımında olan kadim yol olup olmadığı duraksamasız belirlenmeli, kadim yol olması durumunda zilyetlikle kazanılamayacağı düşünülmeli, aksi halde ise taşınmazın kullanım şekli ve niteliği, zilyetliğin başlangıç süresi ve intikal şekli hakkında ayrıntılı beyan alınmalı, gerektiğinde TMK"nın 713/5. maddesinde belirtilen ilanlar yapılarak itiraz süresi beklenmeli, tüm bu hususlar yerine getirildikten sonra oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan sebeplerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, 31.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.