Davacı, 1.4.1987-10.5.1994 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 1.4.1987-10.5.1994 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre, sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre, kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden;, davacının 1.3.1987 tarihinde davalı Kurumca 2926 sayılı Yasaya tabi tarım Bağ-kur sigortalısı olarak tescil edilip tescil tarihinde 1479 sayılı Yasaya tabi Bağ-kur sigortalı olduğundan tescilinin aynı tarih itibariyle iptal edildiği, 20.4.1982 tarihinde 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak tescil edilip 31.3.1987 tarihi itibariyle terkin edildiği, 10.5.1994 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasaya tabi zorunlu sigortalı çalışmalarının başladığı, davacının tarım Bağ-kur sigortalısı olarak 15.3.1996 tarihinde prim ödemeye başlayıp 2006 yılında 6 taksit halinde prim ödemesinde bulunduğu 1.922,39 YTL. fazla ödemesinin olduğu, ürün tesliminden prim kesintisinin bulunmadığı, 19.2.2003 tarihinden itibaren ziraat odasına, 1976 yılından itibaren pancar ekicileri kooperatifine ve 22.4.1991-9.8.2005 tarihleri arasında da tarım kredi kooperatifine kayıtlı olduğu, zabıta araştırmasına ve muhtarlık yazılı beyanına göre tarımsal faaliyetinin devam ettiği, 2000 yılında kredi aldığı, adına kayıtlı zirai taşınmazın bulunmadığı görülmektedir.
Sosyal Güvenlik mevzuatımızda çifte sigortalılığa cevaz verilmemiş olup çatışan sigortalılık olarak adlandırılan bu sorun zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde önceden başlayıp devam eden sigortalılığa değer verebilecek çözüme kavuşturulmalıdır. Davacının 2926 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olarak tescil edildiği 1.3.1987 tarihinde 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olması nedeniyle davalı Kurumca 1.3.1987 tarihli tescil işleminin iptali doğrudur. Ancak davacının 1976 tarihinden itibaren zirai amaçlı kooperatife ortak olması davacının 1976 yılından beri tarımsal faaliyette bulunduğuna karine olduğundan davacının 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığının sona erdiği 31.3.1987 tarihini takip eden 1.4.1987 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığının başlatılmasını gerektirir.
Yapılacak iş; davacının tarım Bağ-Kur sigortalılığını 1.4.1987 tarihinde başlatmak ve 10 maddede belirtilen kayıtların bulunması prim ödemeleri gözetilerek 1.4.1987-10.5.1994 tarihleri arasındaki döneme ilişkin istemin kabulüne karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,60.00YTL temyiz başvuru harcının davacıya iadesine, 22.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.