21. Hukuk Dairesi 2008/19787 E. , 2008/21053 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kayseri 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2008
NUMARASI : 2007/265-2008/586
Davacı, 6.1.1986-28.2.2002 tarihleri arası tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davacının 6.1.1986-28.2.2002 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa’ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve sigortalılığının 28.2.2002 tarihinde sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 1.1.1985 tarihinde Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği, ürün bedelinden yapılmış prim kesintisinin bulunmadığı, davacının Kuruma 11.10.2007 tarihinde başvurarak sigortalılığının ilk prim ödemesi dikkate alınarak başlatılıp 30.9.2002 tarihi itibariyle sona erdirilmesini istemesi üzerine davalı Kurumca 1.1.1985 tarihinde yapılan tescil işlemi iptal edilerek ilk prim ödemesine istinaden zorunlu tarım Bağ-kur sigortalılığının 1.7.1997 tarihinden itibaren başlatılıp 1.9.2006 tarihinde terkin edildiği, davacının 1.10.2002-30.3.2006 tarihleri arasında 1260 gün 506 sayılı Yasaya tabi isteğe bağlı, 17.7.1985-5.1.1986 tarihleri arasında 506 sayılı Yasaya tabi zorunlu sigortalı olduğu, Ziraat Odası kaydının 6.7.2005-1.9.2006, Tarım kredi kooperatifi kaydının da 6.2.1997-28.2.2002 tarihleri arasında devam ettiği, önceden kullandığı ve 2007 yılında kadastrodan edindiği adına kayıtlı tapulu zirai arazilerinin bulunduğu, 2002-2005 yılları arasında DGD aldığı anlaşılmıştır.
Sözü edilen sosyal sigortalılık, kişinin Anayasa’da ifadesini bulan temel sosyal haklardan olan sosyal güvenlik hakkına ilişkindir. Nitekim, Anayasa’nın 12. maddesine göre, herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Anayasa’nın 60. maddesinde ise, “herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde, sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı dokunulmaz ve feragat edilemez bir hak olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
2926 sayılı Yasa"nın 5. maddesinde de bu ilke aynen benimsenerek, 2. Madde kapsamına girenlerin onsekiz yaşını doldurdukları tarihi takip eden yılbaşından itibaren sigortalı sayılacakları bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği, belirtilmiştir. Bu haliyle sigortalı olmak, kişi bakımından sadece bir hak olmayıp, aynı zamanda bir yükümlülüktür (M.Çenberci, Sosyal Sigortalar Kanunu Şerhi, 1985, sh. 90). Bu nedenle, sigortalılık hakkından feragat edilemez.
Öte yandan Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, başka bir sosyal güvenlik yasası kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde başka bir sosyal güvenlik yasası kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, başka bir sosyal güvenlik yasası kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve bu çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Sosyal Güvenlik Hukukunda zorunlu sigortalılık ile isteğe bağlı sigortalılığın çakışması durumunda asıl olanın zorunlu sigortalılık olduğundan, mahkemece, davacının 506 sayılı Yasaya tabi isteğe bağlı sigortalı olduğu dönemde 2926 sayılı Yasa’ya tabi tarım Bağ-kur sigortalısı olarak kabul edilmesi doğrudur.
Ancak Sosyal Güvenlik hakkından feragat edilemeyeceğinden, davacının 11.10.2007 tarihli dilekçesi sonuca etkili olmamakla mahkemece davacının davadaki talebi de gözetilerek tarım Bağ-kur sigortalılık şartlarını taşıdığı ve 506 sayılı Yasaya tabi zorunlu sigortalı çalışmasının sona erdiği 6.1.1986 tarihi ile Kurumca tescilinin yapıldığı 1.7.1997 tarihleri arasındaki döneme ilişkin istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken bu döneme ilişkin istemin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; 6.1.1986 tarihi ile Kurumca tescilinin yapıldığı 1.7.1997 tarihleri arasındaki döneme ilişkin istemin kabul edilerek davacının bu dönemde 2926 sayılı Yasa’ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine fazla istemin reddine karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.