13. Hukuk Dairesi 2019/1704 E. , 2019/8490 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı ve davalı avukatınca istinaf yoluna başvurulduğu, istinaf mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddedildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava dışı ... ile yapılan sözleşme ile davalıdan olan alacağını temlik aldığını, temlik bedelini nakden ve peşinen ödediğini, temlike konu alacağın 2012 Nisan ayı sonuna kadar tamamen ödenmesi gerektiğini ancak ödenmediğini, alacağın tahsili için başlattığı takibe haksız itiraz edildiğini belirterek; itirazın 70.000,00 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin devamına ve %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı, taraflar istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce, tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK"nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki dava ile 16.10.2015 tarihinde dava dışı ...’in davalıdan olan alacağını temlik aldığını ancak alacağının ödenmediğini iddia ederek icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalı, temlik konusu borcu 18.01.2013 tarihinde asıl borçluya ödediğini, bu ödemeye dair elinde adi yazılı şekilde düzenlenmiş belge olduğunu savunmuştur. Mahkemece hesaplaşmaya dair adi belgeye itibar ile borcun 18.01.2013 tarihinde sona erdiği kabul edilerek temlik tarihinde var olmayan bir alacağın davacıya deveredilemeyeceği gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece itibar edilen 18.01.2013 tarihli belgede ‘’18.01.2013 tarihinde yapılan hesapta bizim Serkan beyden alacağımız (alacak kelimesinin üstü karalanmış olup) ödemişiz ‘’yazmakta ve davalı ile dava dışı ...’in imzası bulunmaktadır. Davacı bu belge altındaki dava dışı kişiye ait imzaya itiraz etmemiş olup yalnızca dava dışı kişi ile davalı arasında süregelen ticari ilişki olduğunu, ilgili belgede hangi alacağın son bulduğunun belli olmadığını, belgedeki miktar ile temlike konu miktara bakıldığında aynı alacak olmadığının anlaşıldığını, temlikin konusunun 127 dönüm alana ekili maydonozdan kaynaklı alacak iken ilgili belgede hesaplaşmanın birkaç çuvallık maydonoz, dereotu gibi ürünlere yönelik olduğunu beyan etmiştir. Gerçekten de mahkemece itibar edilen hesaplaşmaya dair belge, temliknameye konu borcun sona erdiğini kanıtlar nitelikte değildir. Bu belge yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Bu durumda mahkemece tarafların tanık dahil tüm delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açılanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2016/800 esas, 2017/2051 karar sayılı kararının BOZULMASINA, 2. bent gereğince tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HMK"nun 373/1 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan 44,40 TL harcın davacıya, 44,40 TL harcın davalıya iadesine, 18/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.