Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2096
Karar No: 2019/4559
Karar Tarihi: 30.09.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/2096 Esas 2019/4559 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/2096 E.  ,  2019/4559 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki istirdat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davalı tarafından başlatılan icra takibine yasal süresi içerisinde davacının borca ve imzaya itiraz ettiğini, Yatağan İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/97 Esas sayılı dosyasında adli tıp uzmanı bilirkişi ile Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan her iki raporda da takibe konu bono üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı sonucuna varıldığını, davacının borcu olmamasına rağmen mallarının üzerindeki haczin kalkması için icra dairesinde borca ilişkin taahhütte bulunduğunu ve takip borcunu ödediğini ileri sürerek 2.789,37 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının bu dava öncesinde davalıya karşı tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davalar açtığından eldeki davaya karşı kesin hüküm itirazında bulunduklarını, davacının davasına dayanak ettiği bilirkişi raporlarının açılmamış sayılan davanın raporları olduğunu, açılmamış sayılan ilk davadaki incelemelerin sonraki davada bağlayıcılık teşkil etmeyeceğini, ayrıca istirdat davasının koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılamada, davacının aleyhine başlatılan icra takibinde Yatağan İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2010/97 Esas sayılı dosyası ile imzaya ve borca itiraz ettiği, alınan bilirkişi raporlarında bono üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği, dolayısıyla davacının takip konusu bono bedelinden sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2015/6864 Esas 2015/17017 Karar 16.12.2015 tarihli bozma ilamında ‘Dava, imza inkarına dayanan istirdat talebine ilişkindir. İcra Hukuk Mahkemeleri dar yetkili olup, takip hukukundan kaynaklanan davalara bakan mahkemelerdir. İcra Hukuk Mahkemelerinde yapılan bilirkişi incelemesi genel yetkili mahkemelerde kesin delil olarak kabul edilemez. Mahkemece tarafların delilleri toplanarak imza incelemesi yaptırılması gerekirken, İcra Hukuk Mahkemesi dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemelerinin hükme esas alınarak karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir’gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu, davacının imza inkarına istinaden alınan 18/12/2017 tarihinde düzenlenen Adli Tıp Kurumu raporu ile dava konusu bono üzerindeki imzanın davacının el ürünü olup olmadığının tespit edilemediğinin bildirildiği, imzanın kendisine ait olmadığını iddia edenin iddiasını ispatlaması gerektiği, davacı tarafından başka bir delil öne sürülmediği ve davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, dava konusu bononun keşidecisi tarafından açılmış istirdat davasıdır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen ilk karar Dairemizce İcra Hukuk Mahkemesi’nin kararına dayanak olan bilirkişi raporunun genel mahkemelerde dikkate alınamayacağı yönünden bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş, Adli Tıp Kurumundan alınan 18.12.2012 tarihli raporda dava konusu bonoda davacıya atfen atılan keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediği bildirilmiştir. İş bu davada ispat külfeti davalıya ait olup, keşideci imzasının davacıya ait olduğunu ispat etmek zorunda olan davalıdır. Mahkemece ispat külfeti yanlış tayin edilerek imzanın kendisine ait olmadığını iddia eden davacının bunu ispat etmesi gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi