Davacı, hizmet birleştirilmesi yapılarak 2925 sayılı Yasa hükümlerine göre yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, hizmet birleştirilmesi yapılarak davacıya 2925 sayılı Yasa hükümlerine göre yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Yapılan incelemede davacının 01.01.1989-31.12.1990 tarihleri arasında 360 gün ve 01.01.1993-31.12.1999 tarihleri arasında 2520 gün olmak üzere toplam 2880 gün 2925 sayılı Yasa"ya tabi hizmeti, 01.01.2000-28.05.2003 tarihleri arasında 3 yıl 4 ay 29 gün, olmak üzere toplam 1229 gün 2926 sayılı Yasa"ya tabi primleri ödenen hizmeti, 2003/2. dönemde 92 gün, 2003/3. dönemde 70 gün olmak üzere toplam 162 gün, 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalılığı bulunduğu 03.07.1979-03.03.1981 tarihleri arasında 1 yıl 8 ay askerlik süresini Askerlik Borçlanması yaparak borcunu 28.05.2003 tarihinde Bağ-Kur’a ödediği, davacının 01.11.2003 tarihinde yaşlılık aylığı talebinin SSK.’ca son 7 yıllık fiili hizmet süresi içindeki en fazla hizmetin Bağ-Kur’da geçtiği gerekçesiyle reddedildiği görülmektedir.
2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerinin Birleştirilmesi Hakkındaki Kanunun 8.maddesi hükmüne göre; birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere son 7 yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca kendi mevzuatına göre aylık bağlanır. Bu bağlamda 2829 sayılı yasa kapsamında birleştirilecek süreler; anılan yasanın 2. maddesi hükmünde sıralanan kurumlarda (T.C.Emekli Sandığı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu ile Sosyal Sigortalar Kurumu ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20. maddesine göre kurulan emekli sandıklarında) 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu ve 2926 sayılı Tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre kurumlarına emeklilik keseneği veya malullük yaşlılık ölüm sigortaları primi ödenerek geçirilen sürelerdir.
Öte yandan Sosyal Güvenlik Sistemimizde kendilerine Sosyal Güvence sağlanan kişiler; müşterek özelliklerine göre birbirinden farklı statüde kabul edilerek ayrı ayrı Sosyal Güvenlik Yasalarına tabi tutulmuşlardır. Bu yönde; kamu kesiminde daimi kadrolarda çalışanlar T.C. Emekli Sandığı Yasasına, hizmet akdi ile çalışanlar 506 sayılı Yasaya, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar ise 1479 sayılı Bağ-Kur Yasasına tabi tutularak Sosyal Güvenliğe kavuşturulmuşlardır. Tarım Sektöründe çalışanlardan; kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlar 2926 sayılı Yasa çerçevesinde Tarım Bağ-Kur sigortalısı; tarımda süreksiz hizmet akdi ile çalışanlar ise, 2925 sayılı Yasa kapsamında Tarım Sigortalısı sayılmışlardır.
Belirtilen Sosyal Güvenlik Sistemleri; kendilerine özgü koşullar ve statüler kabul ederek birbirlerinden kesin sınırlarla ayrılmışlardır. Yine bu Sosyal Güvenlik Yasalarından bir kesiminde güvence altına alınan sosyal riskler ve kapsamları ile yararlanma koşulları bakımından benzerlikler olsa da birbirlerinin aynısı bulunmamaktadırlar. Nitekim kimi yasalarda da farklı sigortalılık esasları kabul edilmesine rağmen farklı Sosyal Güvenlik Yasalarının uygulanması aynı Sosyal Güvenlik Kuruluşuna bırakılmıştır. Bu bağlamda 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalıların sosyal güvenlikleri ile 2925 sayılı Yasa"ya tabi tarım sigortalıların sigorta işlemleri aynı kurumca (=Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığınca) yerine getirilmekte, her iki yasa kapsamında sigortalılıkta hizmet akdine tabi olarak çalışma esas alınmakta ve yine 2925 sayılı Yasa"nın 39. maddesinde, bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde 506 Sayılı Yasanın bazı maddelerine atıf yapılmakta ise de; bu durum; her iki yasaya tabi sigortalıların aralarındaki farklılığın kaldırıldığı anlamını taşımamaktadır. Zira 506 sayılı yasa ile 2925 sayılı Yasa"da farklı sigortalılık esasları kabul edilmiş olup, her iki yasal sistemin aynı olduğundan söz edilemez. Nitekim 2925 sayılı Yasa"nın 38. maddesi hükmünde bu durum açıkça belirlenerek; 2925 sayılı Yasa"ya tabi olarak geçen hizmet süreleri ile 506 sayılı Yasa"ya tabi olarak geçen hizmet sürelerinin 2829 sayılı Yasa hükümlerine göre birleştirileceği yoruma yer bırakmayacak açıklıkta öngörülmüştür.
Somut olayda davacı tahsis talebinden geriye doğru 7 yıllık (2520 gün) fiili hizmet süresi içinde 1229 gün 2926 sayılı, 162 gün 506 sayılı, 1129 gün 2925 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olup 7 yıllık fiili hizmet süresi içinde en fazla hizmet süresi 2926 sayılı Yasa"ya tabi olarak geçtiği halde Mahkemece yaşlılık aylığının SSK. tarafından bağlanmasına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.